MAYIS - ΜΑΪΟΣ 2011 Sayı: 64 Fiyatı: 3

Μέγεθος: px
Εμφάνιση ξεκινά από τη σελίδα:

Download "MAYIS - ΜΑΪΟΣ 2011 Sayı: 64 Fiyatı: 3"

Transcript

1 MAYIS - ΜΑΪΟΣ 2011 Sayı: 64 Fiyatı: 3 Azınlıkça 1

2 BU AY AZINLIKÇA AZINLIKÇA BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ MAYIS 2011 YIL:7 SAYI:64 Azınlıkça Online ΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣ ΜΑΪΟΣ 2011 ΕΤΟΣ:Η NO:64 SAHİBİ-SORUMLUSU ΙΔΙΟΚΤΗΤΗΣ-ΕΚΔΟΤΗΣ- ΔΙΕΥΘΥΝΤΗΣ EVREN DEDE GENEL KOORDİNATÖR ΓΕΝΙΚΟΣ ΣΥΝΤΟΝΙΣΤΗΣ AYDIN BOSTANCI YAYIN YÖNETMENİ ΣΥΜΒΟΥΛΟΣ ΕΚΔΟΣΗΣ İBRAM ONSUNOĞLU BU SAYIDA YAZARLAR Aydın Bostancı Dimostenis Yağcıoğlu Evren Dede Γιώργος Δούδος Hakan Mümin Herkül Millas İbram Onsunoğlu ADRES Anemonis Komotini Tel: Fax: ΕΤΗΣΙΕΣ ΣΥΝΔΡΟΜΕΣ Ιδιώτες. : 36 Τραπεζες, Οργανισμοί: 98 Ν.Π.Δ.Δ, Α.Ε: 98 Δήμοι: 98 Euro Κοινότητες: 72 Evren Dede Kamu personeli sınavlarında azınlığa sağlanan binde beşlik özel kontenjanda son durum Kamu Personeli Seçme Kurulu (ASEP) sınavlarında azınlık mensupları için binde beşlik kontenjan konusu uzun zamandır unutuldu gitti. ASEP sınavlarında azınlık mensupları için binde beşlik kontenjan ayrılacağı yönünde Şubat 2007 de açıklanan karar, ancak Şubat 2008 de 3647 sayılı yasanın 23. maddesiyle yürürlüğe girmişti. İçindekiler Aydın Bostancı Siyasi irade ve kararlılık Ülkemiz Yunanistan çok zor bir dönemden geçerken, en başta ekonomik kriz, alınan tedbirler, grev ve protestoların yanı sıra çeşitli sorunların çözümü konusunda siyasi kararlılık ve güçlü bir iradeye hiç şüphesiz her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyor. Gün geçtikçe derinleşen ekonomik kriz, vatandaşı karamsarlığa iterek geleceğe yönelik umutlarını endişeye sevk ederken, Troyka nın gün geçtikçe artan baskıları, hükümeti daha fazla önlem almaya, önlemler hayata geçirildikçe de vatandaşın öfkesi artmaya devam ediyor. Azınlıkça64 Hakan Mümin Birleştirilmiş sınıflar mı, yoksa birleştirilmiş okullar mı? Bence, azınlık okullarının birleştirilmesi konusuna yalnız siyasi yönden bakmamak gerek. İşin bir de pedagojik boyutu var. Bunun üzerinde yoğunlaşmamız gerek. PASOK Milletvekili A. Hacı Osman ın Yunanistan ın ekonomik kriz içinde olmasından bu birleştirme oluyor. şeklindeki sözleri, kendisinin konuya ve eğitime ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. Eğitimde ekonomik kriz zurnanın son deliğindedir. 3 O kadar delikanlıysanız Hıristiyan mezarlığına gidin de görelim Editör 4 15 veya 14 Azınlık Okulu BİRLEŞTİRİLİYOR 6 Kamu personeli sınavlarında sağlanan özel kontenjanda son durum Evren Dede 8 Siyasi irade ve kararlılık Aydın Bostancı 10 Πολιτική Βούληση και Αποφασιστικότητα Αϊντήν Μποσταντζή 12 Biraz da kara mizah İbram Onsunoğlu 14 İki Dilde Eğitim, Anadil, Yabancı Dil Herkül Millas 16 Ana Dili ve Standart Dil Dimostenis Yağcıoğlu 20 Birleştirilmiş sınıflar mı, yoksa birleştirilmiş okullar mı? Hakan Mümin 22 Συγχωνεύσεις τάξεων ή συγχωνεύσεις σχολείων; Χακάν Μουμίν 24 Düşman mı, Hain mi? Herkül Millas 26 Onuncu Köy Herkül Millas 28 DE PROFUNDIS! Με αφορμή μια δικαστική απόφαση Γιώργος Δούδος 31 ΕΛΕΥΘΕΡΙΑ ΤΗΣ ΔΥΤΙΚΗΣ ΘΡΑΚΗΣ Ή ΠΙΟ ΣΩΣΤΑ ΕΝΩΣΗ ΜΕ ΤΗΝ ΕΛΛΑΔΑ; Γιώργος Δούδος 38 Büyük Derbent te Hatim töreni 2 Azınlıkça AZINLIKÇA - BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ ΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ - ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣ

3 Ahren Mahalle Müslüman Mezarlığı hakkında İskeçe merkezli yayın yapan Mahitis gazetesinde Panos Papadopoulos imzasıyla Ahren Mahalle deki yerin eski Müslüman mezarlığı olduğunu doğrulayan bir yazı yayımlandı geçenlerde. Yazar makalesinde mezarlık üzerine su deposu inşa eden İskeçe Belediyesi ne bağlı Su İşleri ve Kanalizasyon İdaresi ni eleştirirken, O kadar cüretkâr ve delikanlıysanız, kazı makinelerini alıp bir Hristiyan mezarlığına gidin ve bugünden tezi yok kamuya ait ortak kullanılan bir alanda bulunan musalla taşını da YIKTIRIN! görelim diyordu. İskeçe Su İşleri İdaresi bahsekonu yerin mezarlık olmadığını iddia etse de, hayır orası mezarlıktır diyen onca şahidin arasında Hristiyan bir gazetecinin de olması ve Biz ölülerin kemiklerini, Ahren Mahalle de oturan bir vatandaşın ecdadına ait mezar taşını ve musalla taşını gördük! diye yazması önemli elbette. Ahren Mahalle mezarlığı konusu şu anda mahkemeye intikal etmiş durumda. Son karar henüz açıklanmamış olsa da, Papadopoulos un makalesinden önemli gördüğümüz bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyoruz. Umarız bu yazıyı mahkeme yetkilileri de okumuşlardır. O kadar delikanlıysanız kazı makinelerini alıp bir Hıristiyan mezarlığına gidin de görelim! Ahren Mahalle deki mezarlık Müslüman yerine Hıristiyan mezarlığı olsaydı oraya yine su deposu inşa edebilir miydiniz diye soran Mahitis yetkilileri gazete olarak bahsekonu yerin Müslüman mezarlığı olduğunu kendi gözleriyle gördüklerini yazdı. Mezarlığın bir zamanlar Müslüman mezarlığı olup olmadığı bizi ilgilendirmeksizin, gazetecilik görevimizi yerine getirdik. Eğer orası Çin mezarlığı olsaydı, hele hele Hıristiyan mezarlığı olsaydı yine aynı şeyi yapacaktık! diyen gazete yetkilileri Müslüman mezarlığı üzerine su deposu inşa edilmesinden sorumlu Su İşleri İdaresi nin Müslüman Müdür Yardımcısı Bekteş e seslenerek, O Mezarlık eski HIRİSTİYAN MEZARLIĞI olmuş olsaydı, o zaman maaşlı Bekteş kendi köyü olan Koyunköy de (Kimmeria), keçilerin kaça satıldığını öğrenecekti! Sayın İskeçe Su İşleri ve Kanalizasyon İdaresi Müdür Yardımcısı, cevabınızda belirttiğiniz kadar cüretkâr ve delikanlıysanız, kazı makinelerini alıp bir Hıristiyan mezarlığına gidin ve bugünden tezi yok kamuya ait ortak kullanılan bir alanda bulunan musalla taşını da YIKTIRIN! Bizler gazete ve bir insanoğlu olarak, orada ölülerin kemiklerini gördük. Ahren Mahallesi sakinlerinden bir vatandaşın (Ramadanoğlu Hüseyin) ecdadına ait Arapça olarak yazılı bir mezar taşını gördük. Ayrıca iki üç yıl öncesine kadar Müslümanların ölülerini gömmeden önce koydukları Musalla taşını gördük! Bu taş sadece mezarlıkların olduğu yerde bulunur! Eğer tüm bunlar YALAN, SÖYLENTİ ve UYDURMAYSA, o zaman bir kimyasal analiz yaptırılabilir ve kolayca her şey kanıtlanır! editör Azınlıkça 3

4 15 veya 14 Azınlık Okulu BİRLEŞTİRİLİYOR Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (DK) Başkanı Rodop PASOK Milletvekili Ahmet Hacıosman Batı Trakya da birleştirilecek okul sayısını Bursa dan 15 olarak açıkladı. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Balkan Ülkeleri Basın Forumu için Bursa da bulunan hemşehrileri Yunanistan Rodop PASOK milletvekili Ahmet Hacıosman ve İskeçe PASOK milletvekili Çetin Mandacı yı makamında ağırladı. EREN in de yer aldığı ziyarette Yunanistan da yaşanan azınlık sorunları masaya yatırıldı. Başkan Mustafa Dündar, PASOK milletvekillerine Batı Trakya daki azınlık okullarının kapatılmasıyla ilgili son durumu sordu. İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Halit Hacıosman: Azınlık okullarının kapatılması sorununu diyolog yoluyla 4 Azınlıkça

5 çözdük Ekonomik krizle boğuşan Yunanistan da Eğitim Bakanlığı nın tasarruf gerekçesiyle Batı Trakya da bulunan azınlık okullarının sayısının düşürülmesini öngören kararında olumlu gelişmeler yaşandığını belirten Rodop PASOK Milletvekili Ahmet Hacıosman, sorunu diyolog yoluyla çözdüklerini söyledi. Okulların birleştirilerek sayılarının azaltıldığını belirten Hacıosman, konunun Yunanistan da yaşanan ekonomik krizle ilgili bir gelişme olduğuna dikkat çekti. Ülke genelinde 1933 okulun birleştirilerek okul sayısının 877 ye düşürülmesinin hedeflendiğini söyleyen Hacıosman, bu proje çerçevesinde Batı Trakya da birleştirilmesi düşünülen Türk ilkokulu sayısının da 15 e düşürüleceğini belirtti. Mandacı: Bizler azınlık okullarının birleştirilmesine karşı değiliz Azınlık okulları nüfusla orantılı olarak azaltılıyor. Bizler birleştirilmesine karşı değiliz ancak azınlıklar göz ardı edilmemeli diyen İskeçe Milletvekili Çetin Mandacı Türkiye ve Yunanistan arasındaki olumlu siyasetin kendilerine de olumlu yönde yansıyacağını söyledi. Mandacı, yaşanan sorunları iyi niyetle çözeceklerinin de altını çizdi. Başkan Mustafa Dündar ın çalışmalarını yakından takip ettiklerine değinen IRCICA Genel Başkanı Halit EREN ise Bursa daki Balkan nüfusunun yoğunluğuna dikkat çekti. Συγχωνεύονται 15 μειονοτικά σχολεία Ο Μουσταφά Ντουντάρ, δήμαρχος του Οσμάνγκαζι, φιλοξένησε στο γραφείο του τους συμπατριώτες του βουλευτή Ροδόπης του ΠΑΣΟΚ Αχμέτ Χατζηοσμάν και βουλευτή Ξάνθης του ΠΑΣΟΚ Τσετίν Μάντατζη, οι οποίοι βρίσκονταν στην Προύσα με αφορμή το Φόρουμ Τύπου Βαλκανικών Χωρών. Τα μειονοτικά προβλήματα που υπάρχουν στην Ελλάδα ήταν το θέμα που συζητήθηκε στην επίσκεψη, στην οποία παραβρέθηκε και ο Γεν. Συντονιστής του Κέντρου Ερευνών Ισλαμικής Ιστορίας Τέχνης και Πολιτισμού IRCICA, Χαλίτ Ερέν. Ο δήμαρχος Μουσταφά Ντουντάρ ρώτησε τους βουλευτές του ΠΑΣΟΚ για την κατάσταση που επικρατεί τελευταία σχετικά με το κλείσιμο των μειονοτικών σχολείων στην δυτική Θράκη. Χατζηοσμάν: «Λύσαμε με διάλογο το πρόβλημα κλεισίματος των μειονοτικών σχολείων» Ο βουλευτής Ροδόπης του ΠΑΣΟΚ Αχμέτ Χατζηοσμάν ανέφερε ότι υπήρξαν θετικές εξελίξεις σχετικά με την απόφαση του Υπ. Παιδείας της Ελλάδας που προέβλεπε μείωση του αριθμού των μειονοτικών σχολείων στην δυτική Θράκη λόγω εξοικονόμησης πόρων. Είπε ότι έλυσαν το πρόβλημα με διάλογο, ότι κατόπιν συγχωνεύσεων μειώνεται ο αριθμός των σχολείων και τόνισε πως η εξέλιξη έχει σχέση με την οικονομική κρίση που υπάρχει στην Ελλάδα. Επίσης ανέφερε ότι σε όλη την Ελλάδα αναμένεται να συγχωνευτούν σχολεία και ο αριθμός τους να μειωθεί σε 877 και στο πλαίσιο αυτό τα 60 τουρκικά δημοτικά στην δυτική Θράκη θα μειωθούν σε 15. Μάντατζη; «Εμείς δεν είμαστε κατά της συγχώνευσης των μειονοτικών σχολείων» «Τα μειονοτικά σχολεία μειώνονται ανάλογα με τον πληθυσμό. Εμείς δεν είμαστε κατά της συγχώνευσης των μειονοτικών σχολείων, αλλά δεν πρέπει να παραβλέπονται οι μειονότητες», δήλωσε ο Βουλευτής Ξάνθης του ΠΑΣΟΚ Τσετίν Μάντατζη και είπε ότι η θετική πολιτική ανάμεσα στην Τουρκία και την Ελλάδα αντικατοπτρίζεται θετικά και σε αυτούς. Ο Μάντατζη υπογράμμισε ότι τα προβλήματα που υπάρχουν θα λυθούν με καλή θέληση. Ο Γεν. Συντονιστής του IRCICA, Χαλίτ Ερέν, σημείωσε ότι παρακολουθούν από κοντά τις εργασίες του δημάρχου Μουσταφά Ντουντάρ και τράβηξε την προσοχή στην έντονη παρουσία του βαλκανικού πληθυσμού στην Προύσα. Azınlıkça 5

6 Vitrin Evren Dede 6 Azınlıkça Kamu personeli sınavlarında azınlığa sağlanan binde beşlik özel kontenjanda son durum Kamu Personeli Seçme Kurulu (ASEP) sınavlarında azınlık mensupları için binde beşlik kontenjan konusu uzun zamandır unutuldu gitti. ASEP sınavlarında azınlık mensupları için binde beşlik kontenjan ayrılacağı yönünde Şubat 2007 de açıklanan karar, ancak Şubat 2008 de 3647 sayılı yasanın 23. maddesiyle yürürlüğe girmişti. Konuyla ilgili bir ara 2009 sonuna kadar yalnızca iki ASEP iş ilanında azınlık mensupları için kontenjan ayrıldığı duyulmuştu. Üstelik her iki ilanda da azınlık mensuplarına açılan kadroların Atina da bulunduğunu ve sonuçta hiçbir azınlık mensubunun bu görevlere atanmadığı dile getirilmişti. Kimi konuları daha iyi kavrayabilmek için zaman zaman geriye dönüp bakmak gerekiyor yılında Rodop PASOK milletvekili Ahmet Hacı Osman ın Parlamento da Kamu Sektöründe İşe Almaların Düzenlenmesi konulu yasa taslağının görüşüldüğü komisyon toplantısında söylediklerini hatırlayanımız var mı? Hacı Osman, ASEP in Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi nde lise ve teknik eğitim mezunu Pontuslulara %5 kontenjan ayırdığını, yine Pontuslulardan mecburi eğitimini tamamlayanlara da %10 kontenjan hakkı tanıdığını hatırlatmış ve uygulanan bu pozitif ayrımcılığa Batı Trakya daki azınlıkla ilgili özel bir bölümün de dahil edilmesi gerektiğini söylemişti. ASEP te azınlığa özel kontenjan tanıyan yasanın yürürlüğe girdiği dönemde iktidarda Nea Dimokratia (ND) partisi vardı de, yani ND den azınlık milletvekili bulunmadığı o dönemde, anamuhalefet partisi PASOK tan ise iki azınlık milletvekili Parlamento daydılar; Hacı Osman ve Mandacı de Parlamento ya giren bu ikili, 2009 yılından bu yana iktidar partisi milletvekilidir. Dönemin ND hükümeti, PASOK partisinin azınlık milletvekili tarafından dile getirilen bahsekonu kontenjanın sadece Batı Trakya için ayrılması talebini göz önüne almadı tabiî. Yapılan oylama sonucunda kamu personeli iş ilanlarında azınlığa binde beşlik kontenjan Yunanistan geneli olmak kaydıyla yasalaştı. Şimdi 2009 yılının Aralık ayına dönelim. ASEP konusunda Parlamento da konuşan Hacı Osman, kamu personeli iş ilanlarında aldatmanın ne boyutlara vardığını konusunda milletvekillerine örnek verirken şöyle diyordu: Maalesef ND Hükümeti dört sene içinde devlet dairelerinde rehin ordusu oluşturdu. Sonuç mu? Çalışanlar kendi isteklerine kulak vermeyen, kendilerine herhangi bir konuda en küçük bir garanti sunmayan iş rejiminin tutsağı oldular, kamunun kötü işleyişi devam etti. ASEP sistemine gelince, burada da başvurularını yapanlar işe alma kriterlerinin güvenilirliğinden önemli ölçüde kuşku duymaya başladılar. Hacıosman bir noktada haklıydı; azınlık uzun yıllar bu cazip fırsattan yararlanamamış olsa bile, partilerin oy uğruna kendi yandaşlarını kamuya ataması yüzünden başvuruda bulunanlar işe alma kriterlerinden kuşku duyar hâle gelmişlerdi. Kendi yandaşını kayıran bu çarpık sistem sayesinde Avrupa da nüfusuna oranla en fazla

7 kamu personeline sahip ülke konumunda Yunanistan. Azınlığın yeterli düzeyde Yunanca bilmemesi veya iş ilanlarında aranan meslekî tecrübe gibi şartları taşımaması yüzünden faydalanamadığı kamu personeli olması konusu Şubat 2008 de yasalaşan özel kontenjan sayesinde çözülür umudunu taşıdık. Bugün2008 de başlayan ASEP sınavlarında azınlık mensupları için binde beşlik kontenjan uygulamasında üç seneyi tamamlamış bulunuyoruz. O dönemlerde bol bol dillendirilen ASEP imtihanlarında azınlığa tanınan kontenjanın sadece Batı Trakya bölgesi için geçerli olması konusu bugün hâlâ yürürlüğe geçmedi. Açılan iş ilanlarında Atina dışında başka bir yerde kadro ayrılmadı. Kimse neden bu konuda o zaman böyle söylüyordunuz, şimdi iktidar olmanıza rağmen söylediğinizi yapmıyorsunuz demedi, diyemedi. Gerçi aynı konuda o kadar farklı şeyler söyler oldular ki, hangi sözleri gerçek niyetlerini yansıtıyor, anlamak da zorlaştı. Kim bilir belki hükümet bilr, Atina da beyaz dediklerine yarın Batı Trakya da siyah deyebilirler zannıyla ciddiye almadı, bilemiyoruz... Kimi konuları daha iyi kavrayabilmek için zaman zaman geriye dönüp bakmak gerekiyor. ASEP konusu da böyle. Elimde kesin olmamakla birlikte bazı veriler var. Devlet, yasanın yürürlüğe girdiği 2008 den bu yana kişi için açtığı çeşitli iş ilanlarında toplam 9 azınlık mensubuna binde beşlik kontenjanla Atina da kamu personeli olmaları için yer ayırmış. Sonuçların açıklandığı listelere göre, 3 azınlık mensubu bu kadrolardan yararlanmış, 6 yer ise ya müracaat olmadığından ya da müracaat edenler gerekli şartları taşımadıklarından boş kalmış. ASEP in açıkladığı listelerde bir de azınlığa özel binde beşlik kontenjandan yararlanmadan, bileğinin hakkıyla sınavlarda başarı göstererek kamu personeli olmuş insanlarımız var. Mesela 2010 yılında Gümülcine ve İskeçe devlet hastanelerine atanmış azınlıktan 3 hemşirenin olduğunu görüyoruz listelerde. Bu sonucu görünce seviniyoruz tabiî. Demek ki hiç kontenjandan yararlanmadan Batı Trakya ya devlet memuru olarak atanan, atanabilecek bizden insanlar da var... İşte kamu personeli iş ilanlarında azınlığa uygulanan binde beşlik kontenjan sonuçları: 7K/2009 sayılı tarihli kişinin istihdam edileceği açıklanan iş ilanında azınlığa Atina için 6 kişilik kadro ayrıldı. Kazananların açıklandığı listede bu kontenjandan kimsenin yararlanmadığı görüldü. 5K/2009 sayılı tarihli 276 kişinin istihdam edileceği açıklanan iş ilanında azınlığa Atina için 1 kişilik kadro ayrıldı. Kazananların açıklandığı listede Ayşe Ahmet in 417 MTS hemşire hastanesinde lise mezunu muhasebe elemanı olarak kadro kazandığı görüldü. 3K/2009 sayılı tarihli 495 kişinin istihdam edileceği açıklanan iş ilanında azınlığa Atina için 1 kişilik kadro ayrıldı. Kazananların açıklandığı listede Haki Ergin in Yunan Turizm Organizasyonu Genel Merkezi nde muhasebe elemanı olarak kadro kazandığı görüldü. Ergin, kazanmasına rağmen gitmedi, şu anda Batı Trakya da bir devlet bankasında çalışıyor. 1K/2009 sayılı tarihli 232 kişinin istihdam edileceği açıklanan iş ilanında azınlığa Atina için 1 kişilik kadro ayrıldı. Kazananların açıklandığı listede Nurettin Keke nin Atina Valiliği İlkyardım Ambulans biriminde cankurtaran şoförü olarak kadro kazandığı görüldü. Keke, Atina ya gitti ve devlet memuru oldu. İşte kontenjandan yararlanmadan Batı Trakya da kamu personeli olanlar: 7K/2009 sayılı tarihli kişinin istihdam edileceği açıklanan iş ilanında 3 azınlık mensubu kendi kişisel başarılarıyla Batı Trakya da kamu personeli oldukları görülüyor. Gümülcine Devlet Hastanesi nde Feral Ali Oğlu, İskeçe Devlet Hastanesi nde de Asime İlyas ve Cemil Ahmetçik hemşire olarak kadro kazandılar. Dipnotlar: 1. file/458_30_12_09_el_gr.pdf 2. Apotelesmata+diagonismon/result_sk/ASEP/2260.csp 3. Apotelesmata+diagonismon/result_sk/ASEP/1898.csp 4. Apotelesmata+diagonismon/result_sk/ASEP/1836.csp 5. Apotelesmata+diagonismon/result_sk/ASEP/1805.csp 6. Apotelesmata+diagonismon/result_sk/ASEP/2080.csp Azınlıkça 7

8 Genç Bakış Aydın Bostancı Siyasi irade ve kararlılık Ülkemiz Yunanistan çok zor bir dönemden geçerken, en başta ekonomik kriz, alınan tedbirler, grev ve protestoların yanı sıra çeşitli sorunların çözümü konusunda siyasi kararlılık ve güçlü bir iradeye hiç şüphesiz her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyor. Gün geçtikçe derinleşen ekonomik kriz, vatandaşı karamsarlığa iterek geleceğe yönelik umutlarını endişeye sevk ederken, Troyka nın gün geçtikçe artan baskıları, hükümeti daha fazla önlem almaya, önlemler hayata geçirildikçe de vatandaşın hiddet ve öfkesi artmaya devam ediyor. Başbakan Papandreou belki tekrar seçilemeyebilirim fakat bu önlemleri hayata geçirmeye mecburuz ve bunu yaparak başaracağız diyerek bir şekilde kararlılığını ortaya koyuyor ve bakanların da kararlılıkla reformları ilerletmelerini istiyor. Görülen o ki hükümet, yapılan tüm grev ve protesto gösterilerine rağmen, ekonomik krizle mücadele kapsamında alınan önlemlerde, Kalikratis planının tamamen uygulamaya konulmasında ve eğitimde yapılan geniş kapsamlı reformları ilerletmede, geri adım atacağa benzemiyor. Çünkü şimdiye kadar özellikle ülkemizde kanuni düzenlemeleri hayata geçirmede ciddi sıkıntılar yaşanıyor, bunun üzerine siyasi irade de çoğu zaman geri adım atmak zorunda kalıyordu. İlginçtir, ülkemizin ekonomik olarak en zayıf olduğu dönemde siyasi iktidarın sergilediği kararlılık, genel anlamda azınlıkla ilgili sorunlara da yansıyacağa benziyor. Azınlığın eğitim, siyasi ve kültürel alanda karşılaştığı sorunlar konusunda siyasi iktidarın azınlıkla diyaloga girmekten kaçınmaması, önemli bir gelişmedir. Eğitim alanında S.Ö.P.A ve okul birleştirmeleri konusunda, diyalog sürecinin başlatılmış olması önemlidir. Aynı siyasi kararlılığı yapılan tüm provokasyonlara rağmen kültürel ve dini hassasiyetler noktasında da görmek mümkün. On yıllardan beri metruk bir halde duran ve bir çok finansman programına dâhil edilmesine rağmen yenileme çalışmaları yıllarca ilerletilmeyen Dimetoka daki tarihi Çelebi Mehmet Camii ne bizzat İçişleri Bakanlığı tarafından 4 milyon evro ödenek ayrıldığı açıklandı. Bunu alabildiğince eleştiren basındaki bazı provokatif yayınlara ise, İçişleri Bakan Yardımcısı ve aynı zamanda Evros PASOK milletvekili olan Yorgos Dolios, Dimetoka daki bu tarihi yapının bir kültürel miras olduğunu ve kim ne şekilde tahrifat yaparsa yapsın, Çelebi Mehmet Camii ni yenileyeceklerini ifade ederek bakanlığın bu yöndeki kararlılığını sergilemiş oldu. 8 Azınlıkça

9 Benzer bir durumu bir süre önce basında da geniş yer bulan İskeçe deki Dolaphan camii mevzusunda da görmek mümkün. Eğitim Bakanlığı nın inşaat çalışmaları için gerekli izni imzaladığı ve evroluk astronomik cezanın düşürülmesi yönünde bizzat Eğitim ve Dinişleri Bakanı Anna Diamandopulu un yakından ilgilendiği belirtildi. Bakanlığın bu olumlu yaklaşımından sonra bazı çevreler ise mutluluk duyacaklarına açıkça bu yöndeki rahatsızlıklarını dile getirmketen çekinmediler. Halbuki din ayrımı gözetilmeksizin herkesin kullanımına açık olacak olan bir ibadet mekanı konusunda, yetkililerin ilgilenmesi ve duyarlı davranmasından bütün herkes memnuniyet duymalıdır. Çoğunluk basınında çıkan bazı haberlerde benzer yaklaşımların kiliselere de yapılması talebi gündeme getirildi. Eğer herhangi bir kilisede de benzer bir sorun varsa, bunun giderilmesinden azınlık olarak memnuniyet duyarız. Çünkü cami gibi kilise de bir ibadet mekânıdır ve bu tür ibadet mekânlarına konulan yüz binlerce evro para cezalarının düşürülmesinden veya aza indirgenmesinden herkes memnuniyet duymalıdır. Çünkü ibadet mekânları kimsenin babasının malı değil, topluma mal olan mekânlar, asıl eleştirilmesi gereken bunun tam aksidir yani yetkililerin bu tür mevzulara duyarsız ve ilgisiz kalmalarıdır. Kimsenin ne camiden ne de kiliseden şahsi bir çıkarı söz konusu olamaz. Ayrıca hiç kimse ibadet mekânı olduğu için resmi prosedürün izlenmemesini veya kaçak inşaatın yapılmasını savunmuyor ve desteklemiyor ki! Eğer bu yönde bir problem varsa, bunun giderilmesi için çaba sarf ediliyor. Bu hassasiyeti göstermek her şeyden önce insani bir görevdir çünkü kaçak olarak yapılmış özel bir mülkten bahsetmiyoruz, astronomik cezaların verildiği bir ibadet mekânından bahsediyoruz ve yetkililerin sorunun giderilmesi yönünde çaba sarf etmeleri kadar normal bir durum olamaz. Çoğunluk ve azınlık siyasetçileri asıl bu tür sorunların giderilmesinde rol oynamalı ve iradelerini ortaya koymalıdırlar. Nitekim kısa bir süre önce bölgeyi ziyaret eden Nea Dimokratia Partisi Genel Başkanı ve Ana muhalefet lideri Andonis Samaras ında Dolaphan camiine verilen astronomik cezanın düşürülmesi yönünde çalışacağına yönelik söz verdiği belirtiliyor. Bundan daha normal ne olabilir? Cami ve kilise gibi ibadet mekânları topluma zarar vermez, veremez, niçin bu kadar dini ve kültürel yapılardan korkanlar var, anlamak mümkün değil. Sonra nerede olursa olsun, ibadet mekânlarını olduğu gibi kabul etmek ve onlara saygı göstermek her şeyden önce insani bir vazifedir. Bunları değiştirmek, tahrif etmeye kalkışmak hem tarihe saygısızlık, hem de insanlığa saygısızlıktır. Daha geçenlerde İskeçe deki Kütüklü Baba Türbesine yapılan tahrifatı, büyük üzüntüyle okudum. Benzer tahrifatlar Ilıcada ki Nefes Baba, Taşlık taki Hıdır Baba Tekkelerinde de yapıldı. Halbuki yıllardır azınlık ve çoğunluk arasında birlikte yaşama noktasında son derece uyumlu bir süreç yaşanırken, bazı çevreler inatla azınlık-çoğunluk ilişkilerini bozmaya, dini farklılığa saygıya gölge düşürmeye çalışıyorlar. Fakat bu tür eylemlerle azınlık-çoğunluk ilişkilerini dinamitlemeyi kendilerine hedef sayan çevreler, amaçlarına gerçekte hiç bir zaman ulaşamayacaklardır. Çünkü ibadet mekânlarına, mezarlıklara, saldırılar ve tahrifatları benimseyecek ve bundan galeyana gelecek dönemler artık geride kalmıştır. Bir camiye, havraya veya kiliseye saldırmak çirkinlik ve barbarlıktan öteye geçen bir davranış değildir. Siyasi iktidarlar, bu tür durumlarda asla geri adım atmamalı ve kararlılıklarını açıkça ortaya koymaktan çekinmemelidirler. İşte ancak o zaman herkesin ballandıra ballandıra söylediği birlikte yaşam ve farklılıklara saygı kavramları tam olarak hayata geçecektir. Azınlıkça 9

10 Αϊντήν Μποσταντζή Πολιτική Βούληση και Αποφασιστικότητα Την ώρα που η χώρα μας, η Ελλάδα διανύει μια πολύ δύσκολη περίοδο, υπάρχει αναμφίβολα μεγαλύτερη από το σύνηθες, ανάγκη για πολιτική αποφασιστικότητα και ισχυρή βούληση. Τα στοιχεία αυτά θεωρούνται απαραίτητα για την εύρεση λύσης επί διαφόρων θεμάτων πέραν των διαδηλώσεων, και των απεργιών, των ληφθέντων μέτρων και κυρίως, της οικονομικής κρίσης. Η οικονομική κρίση η οποία οσημέραι βαθαίνει, ωθεί τους πολίτες σε αισθήματα απαισιοδοξίας και μετατρέπει τις ελπίδες τους για το μέλλον σε αγωνία. Καθώς οι πιέσεις της Τρόικας μέρα με τη μέρα εντείνονται, συνεχίζεται η λήψη μέτρων από την κυβέρνηση και η εφαρμογή τους ενώ το μίσος και ο θυμός των πολιτών γίνονται ακόμα πιο έντονα. Ο Πρωθυπουργός κ. Γιώργος Παπανδρέου, δήλωσε: «Μπορεί να μην επανεκλεχθώ, είμαστε ωστόσο υποχρεωμένοι να εφαρμόσουμε αυτά τα μέτρα και κάνοντάς το αυτό, θα επιτύχουμε». Έτσι εξέφρασε κατά κάποιο τρόπο την αποφασιστικότητά και την επιθυμία του να προχωρήσουν οι υπουργοί του αποφασιστικά στην εφαρμογή των μέτρων. Απ ό, τι φαίνεται η κυβέρνηση, παρά τις διαδηλώσεις και τις απεργίες που γίνονται, δεν φαίνεται να υποχωρεί στο ζήτημα των μέτρων που λαμβάνονται στα πλαίσια του αγώνα για την αντιμετώπιση της οικονομικής κρίσης, της πλήρους εφαρμογής του σχεδίου Καλλικράτη και την προώθηση των μεταρρυθμίσεων ευρείας κλίμακας στον τομέα της εκπαίδευσης. Μέχρι τώρα υπήρχαν σημαντικά προβλήματα όσον αφορά στην εφαρμογή των νομικών διατάξεων, με αποτέλεσμα η πολιτική βούληση, αναγκαστικά, πολλές φορές να υποχωρεί. Ενδιαφέρον αποτελεί το γεγονός ότι, κατά την περίοδο που η χώρα μας βρίσκεται στην πιο οικονομικά αδύναμη φάση της, η πολιτική αποφασιστικότητα της κυβέρνησης, μοιάζει να αντικατοπτρίζεται και στα σχετικά προβλήματα της μειονότητας. Σημαντικό θεωρείται το γεγονός ότι στο θέμα των προβλημάτων που αντιμετωπίζει η μειονότητα στον εκπαιδευτικό, πολιτικό και μορφωτικό τομέα, η κυβέρνηση δεν αποφεύγει να εισέλθει σε διάλογο με τη μειονότητα. Σημαντικό είναι επίσης το γεγονός ότι στον τομέα της εκπαίδευσης, στο θέμα της ΕΠΑΘ και της συγχώνευσης των σχολείων έχει ξεκινήσει ένας διάλογος. Όπως επίσης την παρόμοια πολιτική αποφασιστικότητα παρά τις όποιες προκλήσεις, συναντάμε και σε θέματα θρησκευτικής και πολιτιστικής ευαισθησίας. Το ιστορικό τέμενος Τσελεμπί Μεχμέτ του Διδυμοτείχου, βρισκόταν εγκαταλελειμμένο εδώ και δεκαετίες, ενώ οι εργασίες ανακαίνισης του ιστορικού κτηρίου δεν προχώρησαν παρόλο που είχε ενταχθεί σε πολλά προγράμματα χρηματοδότησης. Πρόσφατα, ανακοινώθηκε ότι, εγκρίθηκε το σχέδιο χρηματοδότησης για τις εργασίες στο τέμενος ύψους 4 εκατομμυρίων ευρώ. Σε απάντηση κάποιων προκλητικών δημοσιευμάτων που έλαβαν χώρα στον Τύπο σχετικά με το γεγονός της χρηματοδότησης, ο Υφυπουργός Εσωτερικών και βουλευτής του ΠΑΣΟΚ Ν. Έβρου, κ. Γιώργος Ντόλιος δήλωσε ότι το τέμενος Τσελεμπί Μεχμέτ του Διδυμοτείχου αποτελεί μια πολιτιστική κληρονομιά, ενώ όσο κι αν κάποιοι θέλουν να κάνουν προβοκάτσια, το τέμενος θα ανακαινιστεί. Αναμφίβολα με τον τρόπο αυτό, το Υπουργείο επέδει- 10 Azınlıkça

11 ξε την αποφασιστικότητά του επί του θέματος. Μια παρόμοια περίπτωση ίσως αποτελεί και το ζήτημα του τεμένους Σμίνθης στη Ξάνθη που έλαβε εκτεταμένη κάλυψη από τον Τύπο. Το Υπουργείο Παιδείας υπέγραψε την απαραίτητη άδεια ώστε να προχωρήσουν οι εργασίες στο συγκεκριμένο τέμενος ενώ έγινε γνωστό ότι η ίδια η Υπουργός Παιδείας, Δια Βίου Μάθησης και Θρησκευμάτων κα. Άννα Διαμαντοπούλου, ενδιαφέρεται από κοντά με την υπόθεση ώστε να μειωθεί όσο το δυνατόν το αστρονομικό πρόστιμο ύψους ευρώ που είχε επιβληθεί στο τέμενος. Έπειτα από αυτή τη θετική προσέγγιση του Υπουργείου, κάποιοι κύκλοι δεν απέφυγαν να εκφράσουν ακόμη την ενόχληση και την δυσαρέσκειά τους. Ωστόσο, η δημιουργία ενός λατρευτικού χώρου, που αποτελεί εντέλει ένας κοινωφελές χώρος, πρέπει όλοι, χωρίς να λαμβάνουν υπόψη τις θρησκευτικές διαφορές, πρέπει να είναι ευχαριστημένοι για το ενδιαφέρον που επέδειξαν οι αρμόδιοι φορείς και για την ευαισθησία με την οποία επιλήφθηκαν του θέματος. Σύμφωνα με κάποια δημοσιεύματα που έλαβαν χώρα στον πλειονοτικό Τύπο ζητήθηκε να γίνει αντίστοιχη μεταχείριση και για κάποιες εκκλησίες. Εάν υπάρχει παρόμοιο πρόβλημα σε οποιαδήποτε εκκλησία, τότε, ως μειονότητα θα ήταν μεγάλη ευχαρίστηση για μας να αντιμετωπιστεί και αυτό με παρόμοιο τρόπο. Διότι η εκκλησία όπως και το τέμενος, είναι ένας χώρος λατρείας και όλοι θα πρέπει να είμαστε ευχαριστημένοι όταν μειώνονται τα αστρονομικά πρόστιμα που επιβάλλονται στους χώρους αυτούς. Οι χώροι λατρείας δεν είναι κληρονομιά κανενός, είναι περιουσία του λαού. Τουναντίον, η αδιαφορία και η αναισθησία των Αρχών απέναντι σε αυτά τα, πρέπει να κατακρίνεται και όχι το αντίθετο. Δεν μπορεί να τιθεται προσωπικό όφελος κανενός από τα τεμένη και από τις εκκλησίες. Εξάλλου κανείς δεν υποστηρίζει ότι λόγω του ότι πρόκειται για χώρο λατρείας, μπορεί κάποιος να οικοδομείσει χωρίς άδεια ή να μην ακολουθήσει την επίσημη διαδικασία! Αλλά στην προκειμένη περίπτωση καταβάλλονται προσπάθειες για να αντιμετωπιστεί το θέμα. Η επίδειξη μια τέτοιας ευαισθησίας αποτελεί πάνω απ όλα ένα ανθρώπινο καθήκον, διότι δεν πρόκειται για παράνομη οικοδόμηση ατομικής περιουσίας αλλά μιλάμε για αστρονομικά πρόστιμα που επιβλήθηκαν σε ένα χώρο λατρείας. Είναι πολύ φυσιολογικό να ασχοληθούν οι αρμόδιοι για να αντιμετωπίσουν το πρόβλημα. Οι πολιτικοί και της μειονότητας αλλά και της πλειονότητας θα πρέπει να εκφράσουν ανοιχτά την άποψή τους και να παίξουν ενεργό ρόλο έτσι ώστε να αντιμετωπιστούν τα εν λόγω προβλήματα. Μάλιστα πρόσφατα και ο πρόεδρος της Νέας Δημοκρατίας και αρχηγός της αξιωματικής αντιπολίτευσης κ. Αντώνης Σαμαράς, κατά την επίσκεψή του στην περιοχή υποσχέθηκε ότι θα κάνει προσπάθειες για τη μείωση του αστρονομικού προστίμου που επιβλήθηκε για το τζαμί της Σμίνθης. Δεν είναι φυσιολογικό αυτό; Τα τεμένη και οι εκκλησίες δεν βλάπτουν, δεν μπορούν να κάνουν ζημιά στην κοινωνία. Δύσκολα καταλαβαίνει κανείς γιατί υπάρχουν τόσοι άνθρωποι που φοβούνται από τέτοιου είδους θρησκευτικά και πολιτιστικά μνημεία. Έπειτα ο σεβασμός και η αποδοχή των χώρων λατρείας αποτελεί πάνω απ όλα ένα ανθρώπινο καθήκον. Η παραποίηση και η αλλαγή των παραπάνω αποτελεί πρώτα απ όλα ασέβεια προς την ιστορία αλλά και προς τον ανθρωπισμό. Πρόσφατα μάλιστα διάβασα μετα λύπης για την αλλοίωση του χώρου του Μαυσωλείου του Κουτουκλού Μπαμπά στην Ξάνθη. Παρόμοιες αλλοιώσεις λατρευτικών χώρων έχουν σημειωθεί και στις Θέρμες, στον τεκέ του Νεφές Μπαμπά και στον τεκέ του Χιντίρ Μπαμπά στα Πετρωτά. Παρόλο που η μειονότητα και η πλειονότητα συνυπάρχουμε μαζί αρμονικά επί μακρόν, κάποιοι κύκλοι προσπαθούν να βλάψουν τις σχέσεις μας μη σεβόμενοι στην θρησκευτική διαφορετικότητα. Ωστόσο, αυτοί οι κύκλοι προσπαθούν να δυναμιτίσουν τις σχέσεις μειονότητας-πλειονότητας, όμως στην ουσία στοχοποιούν τον εαυτό τους για αυτό και δεν πρόκειται να επιτύχουν ποτέ στο στόχο τους. Όλοι γνωρίζουμε καλά ότι οι εποχές που ο κόσμος ενστερνίζονταν μεθόδους όπως οι λεηλασίες και οι επιθέσεις νεκροταφείων και λατρευτικών χώρων και εξεγείρονταν για αυτές, έχουν μείνει πλέον στο παρελθόν. Η επίθεση εναντίον ενός τεμένους, μιας συναγωγής ή μιας εκκλησίας δεν είναι τίποτα παραπάνω από μια πράξη βαρβαρότητας. Οι πολιτικοί ηγέτες δεν θα πρέπει ποτέ να υποχωρήσουν μπροστά σε τέτοιου είδους ενέργειες αλλά συγχρόνως πρέπει να εκφράσουν ανοιχτά την αποφασιστικότητά τους επί των ζητημάτων αυτών χωρίς δισταγμό. Τότε λοιπόν μόνο, οι έννοιες όπως η «συμβίωση» και ο «σεβασμός στη διαφορετικότητα» στις οποίες όλοι αναφέρονται διεξοδικά, θα εφαρμοσθούν πραγματικά και στην πράξη. * Azınlıkça 11

12 Denge İbram Onsunoğlu Trakya daki Müslümanlar ne zaman ayaklanacaksınız? * Yunan Dışişleri Bakanlığına 2010 yılı için ayrılan gizli ödeneklerin tutarı 18 milyon evro iken, 2011 yılı için 34 milyon evroya yükseltilmiş. Ekonomik bunalım nedeniyle her türlü kamu harcamalarında olabildiğince kesintiye gidilirken, Dışişlerinin gizli ödenekleri tersine neredeyse %100 oranında artırılmış oluyor. Gizli ödeneklerin oldukça önemli bir bölümü Batı Trakya ya aktarılacağına göre, bir yandan buradaki hafiye sanayiini geliştirmesi ve öbür yandan yaşanan ekonomik sıkıntıları kısmen rahatlatması bekleniyor. Zaten Trakya nın kalkınması büyük ölçüde gizli ödenekler ve gizli ödenekimsi millî maksatlı krediler ile sağlanmadı mı? * İnternet ortamında Yunanistan iflas etti ve drahmiye geri dönüyor diye haber yapan bir kişi ile bu haberi alıntılayan bazı sitelerin sahibi daha dokuz kişinin tutuklandığı bildiriliyor. Bu dünya böyle, Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış demezler mi? * Üç ay önce Hükümet 2011 yılının ikinci yarısında ekonomi yükselişe geçecek diye bizi temin ediyordu. Bu yakınlarda IMF (Uluslararası Para Fonu), Yunanistan la ilgili açıkladığı raporunda 2011 in ikinci yarısının en zor bir dönem olacağına ve resesyonun diplere vuracağına işaret ediliyor. Ve tekzip yok. Politika yalan söyleme sanatı ise, bu Hükümet bunu beceremiyor. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bununkisi daha akşam olma- Biraz da kara mizah dan sönüyor. * Yolsuzluk olayları anımsanıp deşildikçe, öne çıkan ilk isimlerden biri hep Akis Çohacopulos, PASOK u yöneten eski troykanın üyesi, Andreas Papandreu nun gözdesi, eski bakan, genel başkan adayı... Τυχαίο; Δεν νομίζω. * Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses e düzenlenen suikast için polis mafya yaptı derken, PKK nın yan örgütü TAK hayır, ben yaptım diyor. Anlamadım, PKK mafya değil mi? * Radikal gazetesi yazarlarından Ahmet Şık ın yayımlanmamış kitabı İmamın Ordusu, Ergenekon bağlantılı görüldüğü için toplatıldı. Ve bu sansüre karşı başta gazeteciler olmak üzere tüm Türkiye ayağa kalktı. Son dönemde Türk basınının demokratik duyarlığı çok gelişmiş ve Türkiye de demokrasi anlayışı çok yaygınlaşmış olmalı ki böyle uygulamalara artık tahammül edilmiyor. Rahat olabilirsiniz, böyle bir ortamda darbe planlarının veya AK Parti yi kapatma çabalarının da artık hiç şansı yok demektir, en başta basın geçit vermeyecek. * Radikal gazetesinin 1 Nisan şakası: Türk Futbol Federasyonu, Yunan futbolunun üç büyüklerinden biri olan Atina nın AEK takımını, İstanbul a yerleşip Türk futbol liginde oynamaya davet etmiş. Adının çevirisi İstanbul Atletik Birliği olan AEK, İstanbul Rumları tarafından ilk kez 1924 tarihinde Beyoğlu nda kurulmuş. Ve söz konusu davet, aslına dön anlamını içe- 12 Azınlıkça

13 riyormuş. AEK in Türkiye liginde yer alması iki ülke arasındaki dostluğu geliştirecekmiş, bu davete Yunan Futbol Federasyonu da sıcak bakıyormuş, Davutoğlu da destekçi çıkmış... Fanatik AEKçiler arasında bir slogan söylenedurur: AEK in hedefi, şampiyon olmak değil, İstanbul u almaktır. AEK İstanbul u alamadığına göre, İstanbul AEK i alıversin. Hedef, bu şekilde de gerçekleşebilir. * Bir başka 1 Nisan şakası da, Gümülcine nin futbol takımı Panthrakikos un bazı Türk firmalarına satılacağı haberi oldu. Bu şaka, yaygınlık ve inanırlık kazanınca, takım yöneticileri bir yalanlama çıkarmak zorunda kaldı. Konunun 1 Nisan şakası gibi sunulduğuna bakmayın, olay gerçek ve ciddi. Türkiye nin Batı Trakya yı ele geçirmek hedefinin bir futbol takımıyla başlaması pek kurnazca bir hareket. * Benden de bir 1 Nisan şakası: Antonis Samaras Batı Trakya yı ziyarete geliyor. * Devlet Bakanı Bülent Arınç, Urfa daki bir etkinlikte, Türkiye de ekonominin iyi gittiğine vurgu yaparken, İspanya, Portekiz ve hele Yunanistan da çok kötü gittiğine ve bu nedenle hükümetlerin düştüğüne işaret etti. Arınç, borcu bir trilyon dolara ulaşan Yunanistan ın mendil açıp dilenecek duruma geldiğini, ülkede fabrikaların kapandığını... iddia etti. Bu mendil açma benzetmesi, Yunanistan da birçok çevrelerden tepki aldı. En sert tepki, ana muhalefet partisi basın sözcüsünden geldi. YD partisi sözcüsü Mihelakis, diğerleri yanında, hükümetin Türkiye yi okşama politikalarının Türkleri böyle hakaretlere başvuracak noktaya getirdiğini söyledi. Yunanistan, ekonomisinin kötü gidişatı yüzünden iki yıldır, greec statistics ten tutun da orta parmağını gösteren Afrodit heykeline kadar dışarıdan ve içeriden benzeri hakaret ve alaylara konu olmaya alıştı. Arınç ın hakaretinde, bunu Yunanistan a hitaben değil de seçim öncesi bir konuşmada Türk kamuoyuna hitaben dile getirmiş olması hafifletici bir neden belki. Arınç ın amacı, belki hakaret etmek bile değildi ve hakaret, benzetme yüzünden dolaylı olarak ortaya çıktı. Burada önemli olan ve olayın dayanılmaz ağırlığı, bu sözlerin bir Türkün ağzından çıkmış olması. Öyle ki Ethnos ta bir yorumcu, bu hakaretin, Yunanlıların silkinip kendine gelmesi ve ekonomik bunalımı aşması için en iyi bir motivasyon olarak iş göreceğini ilan etti. Buna göre Yunanistan daki ekonomik bunalımı aşmanın yeni bir yolu bulundu: Yunanistan nın motivasyonunu ve performansını artırmak için Türklerin benzeri hakaretlere devam etmesi. * Ama bu arada kamu gelirlerini artırmanın bir başka yolu daha deneniyor. Dolaphan camiine verilen 700 bin evroluk cezayı, böyle algılamak gerek. Şimdi aynısı, Batı Trakya daki tüm camileri kapsayabilir. Daha sonrasında, eşitlik ilkesi çerçevesinde, ülkedeki tüm kiliseleri. Herhalde en başta Yanıköy vakfı üzerine kaçak inşa edilen kiliseden başlamak gerekecek. Böylece, bütçe açığı ve dış borç diye bir şey kalmaz. * Pazar gazetesi To Vima, ve yalnız o, hükümetin bir şekilde müftülerin seçimle iş başına gelmesini sağlayacak yasal düzenlemeyi hazırladığını yazdı. Bundan 8 yıl önce, yine To Vima, ve yalnız o, İskeçe Türk Birliği davasının Yargıtay da ikinci kez ve son aşama görüşmesinde, ilgili raportörün Türk Birliği lehinde rapor hazırladığını ve buna göre buradan öte Türk sıfatlı derneklerin çalışması ve Azınlığa Türk denilmesi için yolun açılacağını, ayrıca hükümetin buna olumlu baktığını müjdeliyordu. Sonra, sonra ne olduysa oldu, ulusalcı çevrelerden baskılar ve tehditler gelmeye başladı, raportör raporunu hazırlamaktan vazgeçti ve konuyu Danıştay genel kuruluna taşıdı, o da oy birliğiyle bildiğimiz olumsuz kararını açıkladı. Onun için müftü seçimi geliyor diye sevinmeyin. To Vima yazdıysa, yine araya bir uğursuzluk girecek demektir. * Yunanlı meslektaş herkesin önünde pat diye yapıştırdı: -Dünyadaki bütün Müslüman toplumlar ayaklanıyor. Siz Batı Trakya daki Müslümanlara sıra ne zaman gelecek? * Azınlıkça 13

14 Algı(lamak) Herkül Millas İki Dilde Eğitim, Anadil, Yabancı Dil 9 Mayıs günü Bilgi Üniversitesi nde Eğitimde Çiftdillilik konulu bir panelde Batı Trakya ve Diyarbakır deneyimleri ele alındı. Batı Trakya daki azınlığın Yunanca ve Türkçe konusunda yaşadıklarını anlatmak bana düştü. Söylediklerim iki eksende gelişti: Bugüne kadar Yunan devletinin tutumu ve 1997 den bugüne aralıklı olarak yürütülmekte olan Yunanca öğretimiyle sınırlı pilot çalışma. Söylediklerim özet olarak şunlardı. Yunan devleti Lozan antlaşmasından sonra ve yaklaşık otuz yıl boyunca, genel olarak kırsal alanda yaşayan azınlığın, Türkiye deki milli reformları izlememesine özen gösterdi. Azınlığın muhafazakâr ve din ağırlıklı eğitimini destekledi. Herhalde amaç bu kesimin çağdaşlaşmaması ve güçlenmemesiydi. Her iki ülke NATO ya girip müttefik ve dost sayılmasından sonra bu politika kısmen değişti yılında Türkiye ile imzalanan Kültür Antlaşmasıyla ve karşılıklılık ilkesi doğrultusunda İstanbul Rum ve Batı Trakya Türk azınlığına bazı haklar tanındı ve 2000 yıllarında, iki kez, azınlık siyasetinin iyiye doğru değiştiğini görüyoruz. Baskılar azaldı ve azınlığın ülkeye kazandırılması ve entegre edilmesini amaçlayan uygulamalar başlatıldı. Avrupa Birliği nin ve A.B.D nin eleştirileri de azınlığa karşı politikaların yumuşamasında rolü önemlidir. Ancak azınlıkların her daldaki istekleri bütün olarak karşılanmadı. Eğitim alanında Yunan devleti arayışlar içindedir. Bir yanda azınlığa kolaylıklar sağlamakta ama öte yanda sınırlamalar getirmektedir. Son yıllarda üç olumlu gelişme olarak şunlar hatırlatılabilir: a) Yıllarca Türkiye den getirilmeyen ders kitapları artık getirilmektedir. b) Azınlık gençlerinin belli bir kota ile genel sınavların sınırlamalarına tabi olmadan üniversiteye girmeleri sağlanmıştır. c) Pilot bir programla azınlık okullarında Yunanca, Yunanistan ın genelinde okutulduğu gibi değil, yabancı ve ikinci bir dil gibi öğretmesine başlanmıştır. Türkiye için de öğretici olan, bu pilot çalışmada resmi dil olan Yunancanın yabancı dil olarak öğretilmesidir. Ancak hem Yunan toplumunun bir kesimi, hem de azınlığın bir kesimi bu programa karşı çıkmıştır. Yunan tarafı bu özene ne gerek var!, Türk tarafı da bu bir asimilasyon operasyonuna benziyor demiştir. Bu tutarsızlıklar, devletler adına bu işleri yürütenlerin kafalarında, anadilden ve iki dilli eğitimden çok farklı şeylerin olduğundandır. Dil bu insanlar için bir milli ve milliyetçi savaşta araçtır. Onlara göre dil milli kimliğin bir öğesidir. Dikkat edildiğinde günümüzde anadil ve iki dilli eğitim tartışmaları iki farklı eksende ele alınmaktadır. İkisi arasında ayırım belli olmadığı durumlarda tartışmanın özü de anlaşılmayacaktır. Birinci eksene akademik eksen diyelim. Bu çerçevede anadil ve dil eğitimi, birey, çocuk eğitimi, en kolay ve işlevli eğitim yöntemleri çerçevesinde ele alınır. Yani bu eksende tartışılan pedagojik ve dilbilimsel konulardır. Kendine saygısı olan her insanın böyle bir çabaya destek vermesi gerekir. Anadile gerçekten saygı duyulması, bu dilin var olması ve yaşatılması gerekir. Anadil bir insan hakkıdır; bu dillerin yaşatılmasını istemek de meşru bir istektir. İki dilli eğitim çok dilli toplumlarda kaçınılmaz sayılmalıdır. İkinci eksende ise durum bambaşkadır. Anadil ve 14 Azınlıkça

15 iki dilli eğitim çifte standart olarak ele alınmaktadır: Bize yaradığında desteklenmekte, ötekilere yaradığında kösteklenmektedir. Bu yaklaşımın arka planında, yani temelinde, milliyetçi anlayış ve yaklaşım bulunmaktadır. Dil ulusal/milliyetçi bir planın ve programın parçasıdır. Ne hakla, ne hukukla, ne pedagoji veya eğitim kaygısıyla bir ilgisi vardır. Bu alanlarda suret-i haktan görünerek yapılan, milliyetçi bir mücadele yürütmektir. Dolayısıyla anadili ve çift dilli eğitimi destekleyenlerin, otomatik olarak, milliyetçi paradigmanın dışında oldukları da savunulamaz. Milliyetçi çevreler, azınlık da olsalar, milli paradigmanın anlayışı ile siyaset yapıp anadil eğitimini savunurken çoğunluğun milliyetçi anlayışının ayna karşıtını uyguluyor olabilirler. İki anlayış ve grup arasındaki ayrımı yapmak, durumu anlamak isteyenler için zor değildir: olaya insancıl açıdan bakanlar herkesin insan haklarını ve anadilini savunur; milliyetçiler kendi saydıkları grubun haklarını. Bu ikinciler tutumlarının mazereti olarak da biz haklarımızı savunuyoruz, derler. Gerçekten de onlar kendi haklarını savunuyorlar. Mesele de tam budur: olay bir kimlik sorununa indirgeniyor. Her birimizin grubunu nasıl algıladığı, kimlerle bir aidiyet içinde olduğuna bağlı. Kimileri bütün mağdur olan insanlarla, kimileri de yalnız kendi etnik gruplarının mağdurlarıyla özdeşleşiyor. Bu aidiyet seçimi bir dünya görüşü olarak da belirir. Bu konuda Levent Köker (Zaman, ) şunları söylemektedir: Bir devlet ideolojisi olarak milliyetçiliğin Türkiye Anayasası nda nasıl kurumsallaştığının bir diğer önemli göstergesi, eğitim hakkını düzenleyen 42. maddede yer alan Türkçeden başka hiçbir dil in anadil olarak okutulamayacağı hükmüdür. Bu hüküm, devletin resmî dili olan Türkçe ile yurttaşların anadili olarak Türkçe ve diğer anadiller arasındaki ayrımı belirsizleştiren bir yaklaşımla uygulanmakta ve hatta Yargıtay kararlarına göre, Türkçe dışında anadillerin varlığını ve bu dillerde eğitimi savunmak, bölücülük kapsamına sokulmaktadır. Çağdaş çoğulcu/çokkültürlü demokrasi anlayışına da, Türkiye toplumunun türdeş olmayan, çoklu/ çoğulcu yapısına da ters düşen bu düzenleme ve yorumlar, milliyetçilik ideolojisinin anayasa düzeni içindeki güçlü konumunu belirlemek bakımından yeterli olmalıdır. * Papandreou dan Erdoğan a geçmiş olsun mesajı Başbakan Yorgo Papandreou, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ın Kastamonu mitinginden dönen AK Parti ye ait iki seçim otobüsü ile Başbakanlık otobüsünün de yer aldığı konvoya Ilgaz Dağı nda teröristlerin yaptığı ölümcül saldırıda bir Türk polisinin hayatını kaybetmesiyle ilgili taziye ve destek mesajı gönderdi. Başbakan Papandreou mesajında şu sözlere yer verdi: Kastamonu daki güvenlik aracınıza yapılan saldırıdan ötürü sarsılmış durumdayım. Bir insanın hayatına mal olan ve yaralanmaların yaşanmasına sebep olan bu tür dehşet verici bir şiddet eyleminin, Türkiye nin ilerlemesi ve refahına engel teşkil edemeyeceğine yönelik inancım tamdır. Yunan hükümeti ve şahsen kendi adıma, size ve yaşamının yitiren kişinin yakın ailesine ve olayda yaralananlara yönelik desteğimizi ifade etmek isterim. En kısa zamanda bu eylemi düzenleyen faillerin yakalanarak adalete sevk edilmelerini dilerim. Azınlıkça 15

16 Paradoks Dimostenis Yağcıoğlu Ana Dili ve Standart Dil Ana dilinde eğitim, başta Türkiye olmak üzere, birçok ülkede resmi dilden farklı bir dile sahip etnik grupların aktif bir biçimde dile getirdiği bir talep olarak gündemde. Bu etnik grupların siyasi liderleri ve aydınları, devlet okullarında ve özel okullarda, resmi dile paralel olarak ana dilinde de eğitim yapılması, ana dilinin okullarda da öğretilmesi gerektiğini savunuyorlar. Bu, gerek insan hakları açısından, gerek siyasi açıdan, gerekse daha sağlıklı bir eğitim ve çocukların gelişimi perspektifinden, meşrû ve savunulabilir bir talep gibi gözüküyor. Ancak ana dilinde eğitim tartışmalarında ana dili tabirinin siyasileştirildiğini, gerçek anlamından farklı bir biçimde kullanıldığını görüyorum. Ana dili, çocuğun, aileden, çevreden, yaşadığı köy veya mahalleden, belirli bilinçli bir öğrenim evresi olmaksızın edindiği dildir. 1 Çocuk ilk bu dilde düşünür ve kendini ifade eder. Bu dilin çerçevesinde dünyayı algılamaya başlar. En temel duygu ve düşünceler çocuğun beyninde bu dille kaydolur. Dolayısıyla, çocuğun ana dilini iyi kullanmayı öğrenmesinin önemi tartışma götürmez. Ama çocuk ana dilini -- yukarıdaki tanımda da belirtildiği gibi -- ailesinden (başta annesinden) ve yakın çevresinden öğrenir. Ana dilini okulda da öğrenebilir mi? Okul çocuğa ana dilini öğretebilir mi? Belki öğretebilir. Nitekim, birçok ülkede ana okullarında öğretmenler çocuklarla ana dillerinde iletişim kurarlar ve çocukların ana dillerinde kendilerini daha iyi ifâde etmelerini sağlarlar. Ama ilkokuldan başlayarak eğitim sisteminin amacı çocuğa ana dilini öğretmek değildir. Hemen her ülkede eğitim sisteminin amacı, çocuğa bir veya birkaç standart dili öğretmektir. Standart veya standartlaştırılmış dil, bir dilin belli bir şîvesi veya ağzı baz alınarak, dilbilimcilerin, eğitimcilerin, edebiyatçıların, genel olarak aydınların ve çoğu zaman devlet kurumlarının bazen uyumlu, bazen ihtilâflı bir şekilde birlikte çalışarak oluşturduğu dildir. Standart dil, resmi kurumların kullandığı dildir; bilim insanlarının kullandığı dildir; aydınların eserlerini yazdığı dildir; çoğu yazar ve şairin eserlerinde gördüğümüz dildir. Okullar da işte bu standart dil veya diller öğretir. Çocuğun ana dili ile okulda öğretilen standart dilin aynı dilin iki versiyonu olduğu bir durumu ele alalım. O çocuk, eğer büyük bir şehirde yaşamıyorsa, iyi eğitim almış bir anne-babası yoksa, muhtemelen standart dille ilk defa okula başladığında karşılaşır. Çocuğun evinde, köyünde, mahallesinde, aynı dilin farklı bir şîvesi veya farklı bir ağzı, belki farklı bir lehçesi konuşulmaktadır. Okulda ise ana diline gerçekten benzeyen, ama birçok bakımdan da farklı bir dil kullanılmaktadır. Öğretmenlerinin öğretmeye çalıştığı dilde birçok kelimenin çekimi farklıdır; kelimelerin aldığı ekler farklıdır; bazı kelimeler değişik anlamlarda kullanılır; söz diziminde farklılıklar vardır; ve en önemlisi telaffuzda ciddi farklar vardır. Çocuk bu yeni dili öğrenmek için evde öğrendiği isim ve fiil çekimlerini, söz di- 16 Azınlıkça

17 zimini, kelime anlamlarını, telaffuzu vs. beyninin bir tarafına itmek zorundadır. Çoğu zaman öğretmenler çocuğa evde öğrenmiş olduğu dilin yanlış olduğunu, okulda doğru, düzgün, güzel dili öğrenmesi gerektiğini söylerler. Ve çocuklar okulda bu standart dili, ana dillerini bazen bastırarak, bazen ikinci plana atarak öğrenirler. En zor bastırılan, en zor terk edilen, ana dilinin telaffuzudur, aksanıdır. Birçok kişi standart dili hayatlarının sonunda kadar ana dilinin aksanıyla konuşurlar. Peki, okulda standart dilin öğretilmesi kötü ya da yanlış bir şey midir? Hayır. Nitekim, anne ve babaların da beklentisi, hatta talebi, çocukların okulda standart dili öğrenmesidir. Dilin doğru ve güzel olarak nitelenen biçiminin öğretilmesidir. Toplumun da genel olarak beklentisi budur. Hatta, bu beklentiyi tam olarak karşılamayan, meselâ ana dilinde konuşmakta ısrar eden öğretmenlere kötü, cahil öğretmen gözüyle bakılır. Standart dili iyi öğretemeyen okullar da başarısız addedilir. Standart dil, ana dilinden çok daha geniş sözcük dağarcığına, bilimsel, idari ve sanatsal konularda çok daha zengin bir ifade hazinesine sahiptir. Geniş kitleler standart dili çok daha kolay anlar ve o dilde çocukluklarında farklı birer ana dil öğrenmiş iki kişi çok daha kolay anlaşır. Dolayısıyla, bir öğrencinin toplumda ilerlemesi, iyi bir iş sahibi ve başarılı olması için standart dili iyi öğrenmesi elzemdir. Ama standart dil öğretilirken ve öğrenilirken, ana dili bastırılmamalıdır; yanlış, çirkin, değersiz sayılmamalıdır. Öğrenci, kendi ana dilinden utanır hale getirilmemelidir. Öğrencilere, birçok duygu ve düşüncenin ana dilinde standart dilden çok daha etkili ve içten bir biçimde ifade edilebileceği hatırlatılmalıdır. 2 Hatta, standart dil yerine ana dilinin kullanılmasının çok daha uygun ve doğal sayıldığı durumların da olduğu vurgulanmalıdır. Meselâ bazen, samimi ortamlarda, farzedelim eski dostlarla mahallede sohbet ederken ya da aile içinde, birisi ana dili yerine standart dilde (diyelim, bir haber spikeri gibi) konuşmayı tercih ederse, tavrı ve söyledikleri aşırı resmi, yapay ve hatta gülünç bulunabilir. Bütün yukarıda yazdıklarım, standart dil ile çocuğun ana dilinin aynı dilin iki farklı versiyonu olduğu durumlar için. Eğer bir çocuğun ana dili standart dilden tamamen farklı ise, o zaman tabii ki o çocuk standart dili öğrenirken daha fazla zorlanacaktır. Okulda ana dilini konuşamadığında, özellikle de o dil öğretmenlerce hor görüldüğünde ciddi bir yabancılaşma yaşayacaktır. İşte ana dilinin standart dilden temelde farklı olduğu böyle durumlarda, çiftdilli eğitim, sadece standart dile dayalı eğitime kıyasla, pedagojik açıdan daha doğru bir eğitim biçimidir. Fakat çiftdilli eğitim de aslında çocuğa standart dille birlikte ana dilinin öğretilmesi şeklinde gerçekleşmez. Çocuğa iki dilin standart versiyonunun öğretilmesi şeklinde gerçekleşir. Batı Trakya daki azınlık okullarını ele alalım: Bu okullarda Yunancanın standart versiyonu (buna Atina Yunancası da diyebiliriz) ve Türkçenin standart versiyonu (buna da İstanbul Türkçesi diyelim) birbirine paralel biçimde öğretilmeye gayret edilmektedir. Eğitimin kalitesi kuşkusuz yetersizdir ve azınlık eğitiminin özellikle Yunanca ayağında yapılan iyileştirmelere rağmen, azınlık mensupları hâlâ bu eğitimin kötü durumundan haklı olarak şikayet etmektedirler. Ama azınlık mensuplarının istedikleri nedir? Çocuklarının standart Türkçeyi iyi eğitim almış bir Türkiyeli Türk gibi konuşması ve kullanması, ve, aynı şekilde, standart Yunancayı da iyi eğitim almış bir Yunanlı gibi konuşması ve kullanması. Yani istenen, iki standart dilin daha iyi öğretilmesidir. Okullarda öğretilen İngilizce, Fransızca gibi yabancı dillerde de beklenen, o dillerin standart versiyonunun öğretilmesidir; meselâ Türkiye veya Yunanistan da hiçbir veli, çocukları okulda Fransa nın güneyindeki bir köylünün Fransızcasını veya ABD nin güneyindeki bir balıkçının İngilizcesini öğrensin istemez. Madem eğitim sisteminden öğrencilere standart dili veya dilleri öğretmesi isteniyor, o zaman niye siyasal alanda dil eğitimi ile ilgili taleplerde ve tartışmalarda hep ana dili tabiri kullanılıyor? Çünkü ana dili tabiri duygu yüklü bir tabir. ana kelimesini içerdiği, ve aileyle bağlantılı olduğu için, itiraz edilmesi zor, sempati uyandıran, meşru ve meşrulaştırıcı bir tabir. Standart dil, ana dili amba- Azınlıkça 17

18 lajında çok daha kolay pazarlanıyor. Günümüzde fabrikalarda marinalarca ve mekanik biçimde üretilen birçok yiyecek tıpkı annenizin yaptığı gibi türünden reklam sloganlarıyla pazarlanmıyor mu? Şöyle bir örnek vereyim. Türkiye de günümüzde Kürtlerin çok büyük bir kesimi ana dilinde eğitim talep ediyor. Bu talep dile getirilirken, evde annelerden, hatta ana koynunda öğretilen dilden söz ediliyor. Evet, ama okullarda okutulacak Kürtçe, evde annenin öğrettiği Kürtçe mi olacak? Hayır, ona benzeyen ama ondan birçok bakımdan da farklı bir Kürtçe olacak. Türkiye deki ve Türkiye dışındaki Kürt aydınlarının, edebiyatçılarının, dilbilimcilerin, Kürt enstitülerinin standartlaştırdığı, Kürt siyasi ve kültürel kuruluşlarının kullandığı Kürtçe olacak. Kürtçe eğitim talebi ana dilimizde eğitim istiyoruz yerine Kürt aydınlarının, edebiyatçılarının, dilbilimcilerin, Kürt enstitülerinin standartlaştırdığı Kürtçenin okullarda okutulmasını istiyoruz şeklinde dile getirilse, bu talebi olumlu karşılayabilecek Türklerin sayısı çok azalmaz mı? Sadece Türkiye de değil, her ülkede, ana dilinde eğitim konusundaki gelişmeleri ve tartışmaları takip ederken bu standart dil ana dili ayrımını hatırda tutmakta fayda var. Belli bir dilin standart versiyonunun okullarda öğretilmesini talep etmenin yanlış veya gayrı meşru olduğunu düşünmüyorum. Bunlar meşru ve çoğu zaman haklı talepler. Ama böyle bir talebin ana dili ambalajında sunulmasının yanıltıcı ve ahlâken de pek doğru olmadığı görüşündeyim. Bir şeyi isterken onu doğru biçimde tarif etmek ve ismini doğru koymak en iyisi. Dipnotlar: 1. Prof. Dr. Adnan Gümüş, v. d.: Eğitimde Anadilinin Kullanımı ve Çiftdilli Eğitim: Halkın Tutum ve Görüşlerinin Türkiye Taraması, Ankara: Eğitim Sen, 21 Şubat 2011 (s. 7). ( 2. Öğretmenlerin, standart dili, çocukların ana dillerini bastırmadan, değersizleştirmeden, hatta tam tersine, ana dillerine saygı duyarak ve değer vererek nasıl öğretebilecekleri, Prof. Dr. Anna Frangoudaki nin Γλώσσα του σπιτιού και γλώσσα του σχολείου [Ev Dili ve Okul Dili] başlıklı kitapçığında (Κλειδιά και Αντικλείδια, Εκπαίδευση Μουσουλμανοπαίδων, Αθήνα: ΥΠΕΠΘ, Πανεπιστήμιο Αθηνών, 2007) öz ve güzel bir biçimde anlatılmaktadır. ( book7/index.html ) Ανακοίνωση της ΕΟΤΔΘ σχετικά με την συνένωση των μειονοτικών σχολείων Ευρωπαϊκή Ομοσπονδία Τούρκων Δυτικής Θράκης (ΕΟΤΔΘ), σχετικά με τις δηλώσεις του Κυβερνητικού Εκπροσώπου και Υφυπουργού Εσωτερικών βουλευτή του ΠΑΣΟΚ Ροδόπης Γιώργου Πεταλωτή περί συνένωσης των μειονοτικών σχολείων, δημοσίευσε ένα δελτίο Τύπου. Στην ανακοίνωση περιλήφθηκαν οι εξής διατυπώσεις του προέδρου της ΕΟΤΔΘ: «Ως απάντηση στην ανακοίνωση του κυβερνητικού εκπροσώπου Πεταλωτή, ότι πρωταρχικός στόχος στην συνένωση των σχολείων που ανήκουν στην τουρκική μειονότητα δυτικής Θράκης δεν είναι η οικονομία αλλά παιδαγωγικοί λόγοι, θέλω να κάνω την εξής ερώτηση: Εάν εδώ ο κύριος στόχος είναι να εξασφαλιστούν ίσα δικαιώματα για όλα τα παιδιά πανελλαδικώς, δεν θα πρέπει να γίνει εκ νέου ρύθμιση σύμφωνα με τις παιδαγωγικές ανάγκες και των άλλων σχολείων που βρίσκονται σε καθεστώς ιδιωτικών σχολείων; Εάν γίνεται μια ριζική αλλαγή στο εκπαιδευτικό σύστημα πανελλαδικώς, στην περίπτωση αυτή πρέπει να αναδομηθούν και τα άλλα σχολεία. Στην κατάσταση αυτή, είτε για λόγους οικονομίας είτε για λόγους παιδαγωγικών αναγκών, πρέπει να αναδομηθούν, να κλείσουν ή να συνενωθούν, τα Γερμανικά ή τα Γαλλικά σχολεία που βρίσκονται κι αυτά σε καθεστώς ιδιωτικών σχολείων. Όμως, βλέπουμε ότι δεν υπάρχει καμία πρωτοβουλία της κυβέρνησης προς αυτή την κατεύθυνση. Για τον λόγο αυτό, το να συνενωθούν με μια μονόπλευρη προσέγγιση τα σχολεία που ανήκουν στην τουρκική μειονότητα δυτικής Θράκης και κατέχουν μια αυτόνομη δομή στον χώρο της εκπαίδευσης, γίνεται αιτία να αμφισβητείται η ειλικρίνεια της κυβέρνησης». * 18 Azınlıkça

19 κητικού συμβουλίου του συλλόγου, οι υπεύθυνες του προγράμματος κα. Άννα Φραγκουδάκη και Θάλεια Δραγώνα, ο εκπρόσωπος του Γεν. Τουρκικού Προξενείου Κομοτηνής Σερντάρ Καράπατσα, ο Επίτιμος Πρόξενος της Γερμανίας Κουρούδης, ο Συντονιστής Μειονοτικών Σχολείων Νίκος Παπαγεωργίου, η τέως Βουλευτής Ροδόπης του ΠΑΣΟΚ Χρύσα Μανωλιά, ο Περιφερειακός Σύμβουλος Γιάννης Νικολαΐδης, ο εκπρόσωπος του Δήμου Κομοτηνής, ο εκπρόσωπος του Βουλευτή Αχμέτ Χατζηοσμάν. ΠΡΟΒΛΗΘΗΚΕ ΣΤΗΝ ΚΟΜΟΤΗΝΗ Η ΤΑΙΝΙΑ ΤΟΥ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΤΟΣ ΦΡΑΓΚΟΥΔΑΚΗ Η ταινία με τίτλο «Πρόσθεση όχι αφαίρεση, πολλαπλασιασμός όχι διαίρεση: μια άλλη εκπαίδευση για τα παιδιά της μειονότητας στη (Δυτική) Θράκη» προβλήθηκε στον κινηματογράφο Odeon στην Κομοτηνή, την Τετάρτη 11 Μαΐου. Η ταινία διάρκειας 75, σε σκηνοθεσία του Θάνου Αναστόπουλου, μεταφέρει στις οθόνες τις εργασίες και τις δραστηριότητες που έγιναν σε 10 χρόνια στα πλαίσια του «Προγράμματος Εκπαίδευσης των Μουσουλμανοπαίδων», με στόχο την ελληνομάθεια και την ένταξη των παιδιών της μειονότητας στην κοινωνία. Πριν από την προβολή της ταινίας, η Φραγκουδάκη έκανε μια σύντομη ομιλία παρουσίασης και συνοπτικά αναφέρθηκε τα 10 χρόνια του προγράμματος, το οποίο ξεκίνησε το 1997 και συνεχίστηκε μέχρι το Ευχαρίστησε όσους βοήθησαν και εργάστηκαν στο πρόγραμμα. «Απόψε εδώ θα παρακολουθήσετε τι κάναμε στο πρόγραμμα που διήρκησε μια 10ετία. Ξεκίνησε η 4η φάση του προγράμματος που θα είναι στο διάστημα και συνεχίζεται από τον Σεπτέμβριο. Ευχαριστώ εκ των προτέρων εκείνους από την τοπική κοινωνία που θα σχολιάσουν την ταινία. Καλέσαμε τους Βουλευτές, αλλά αυτήν την στιγμή όλοι τους είναι στην Βουλή και δεν μπόρεσαν να έρθουν. Έστειλαν όμως τους εκπροσώπους τους. Επίσης, υπάρχει και μια γραπτή ανακοίνωση από τον Χατζηοσμάν, θα ήθελα να σας την διαβάσω» δήλωσε η Φραγκουδάκη. Η ταινία παρουσιάζει την επιτυχία που είχε η αξιοποίηση της τεχνολογίας με τη χρήση υπολογιστών και ηλεκτρονικών εκπαιδευτικών υλικών, την αποτελεσματικότητα των παιδαγωγικών μεθόδων που κινητοποιούν την περιέργεια των παιδιών για τη γνώση, τα μικρά θαύματα που πετυχαίνει η συμμετοχή των παιδιών στην ερευνητική διαδικασία, τα αποτελέσματα από την εφαρμογή της αρχής ότι ο σεβασμός στις ταυτότητες των μαθητών είναι το θεμελιακό κίνητρο για τη μάθηση και την κοινωνικοποίηση ακόμα και στις πιο δύσκολες συνθήκες, στα δυσπρόσιτα, απομονωμένα και παραδοσιακά χωριά. Την ταινία παρακολούθησαν ο Πρόεδρος του Συλλόγου Δασκάλων Αποφοίτων της ΕΠΑΘ Ροδόπης-Έβρου Μεχμέτ Ντερτιμάν και τα μέλη του διοι- Azınlıkça 19

20 Kubbealtı Hakan Mümin Birleştirilmiş sınıflar mı, yoksa birleştirilmiş okullar mı? Nisan ayı doğanın yeşille kucaklaştığı, çiftçinin yağmur beklediği bir ay; bereketin habercisi. Nisan ayını çok seviyorum, öyle ki kızım Ekin e olan sevgimin adı Nisan. Sevgiyle büyüttüğüm bir başak o, buğday başağı. Bunları neden yazıyorum ki?.. Belki soğuk, kapalı geçen bir Nisan ayı geçirdiğimizden, belki de doğaya karşı ilgisizliğimizden, günden güne ona artan saygısızlığımızdan... Nedir bizi bu kadar doğadan koparan? Nükleer santraller ve çekirdeksel enerji de neyin nesi? Nereden bu hırs? Gelişelim, ilerleyelim dedik ama bu kadarı da fazla galiba. Dünyamızı deliyoruz, enerji üretiyoruz, sonra da bununla gururlanıyoruz. Anlamıyorum. Halbuki enerjinin, ta kendisinin, etrafında dönüyoruz. Neden Güneş i görmezden geliyoruz ki? Bunu da anlamıyorum. Japonya daki insanlara yazık değil mi? Neyse karanlığın çöktüğü bu vakitte bunları fazla kurcalamanın bir anlamı yok. Güneşli, aydınlık bir günde konuşuruz bunları... Nisan! Bu ay neler oldu, neler gündemdeydi, onlara bir bakalım. Uzun zamandır konuşulan okulların birleştirilmesi kararı bu ay yerel basınımızı epeyce meşgul etti. Yunanistan genelinde uygulamaya girecek olan bu karar, azınlık okulları için de geçerli olacakmış. Durum böyle olunca, herkes bir telaş içinde; okullarımız kapatılıyor diye... Şimdi burada bir parantez açmak istiyorum: Türkçe de kapat-mak eylemi ile birleştirmek eylemi anlamca ne kadar birbirine uzak iki eylemse, kapatıl-mak ile birleştiril-mek de o kadar uzaktır. Şöyle ki; kapatmak (-i) 1. Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek: Evvelki hafta mühendis İlhami Bey le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar. H. Taner. 2. (-e) Kapamak: Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler. -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Bir kadınla nikâhsız yaşamak. 4. (nsz) Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek: Gazete kapatmak. 5. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek: Geçen gün Kristal i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış. -H. E. Adıvar. 6. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek: Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu. -Ç. Altan. kapatılmak (nsz) 1. Kapatma işine konu olmak veya kapatma işi yapılmak: Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı. -A. Ş. Hisar. 2. Ortadan kaldırılmak, feshedilmek: Tekke ve zaviyeler kapatıldı. 3. Bir yerde tutulmak, hapsedilmek: Derken balıkçı öfkeyle ayağa fırladı, kafese kapatılmış bir kaplan gibi dolandı güvertede. -A. Erhat. birleştirmek (-i, -le) Bir araya getirmek: Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi. -A. Ş. Hisar. 20 Azınlıkça

21 birleştirilmek (nsz) Birleştirme işi yapılmak. (Kaynak: Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük) Demek istediğim şu; ortadan kaldırma işi ile birleştirme arasındaki uzak ara farkı görebiliyor musunuz? Eğer görüyorsanız, mesele yok, telaş yok, panik de yok. Çünkü eylemin birincisi yıkıcı, ikincisi yapıcı. Açtığım bu küçük parantezi kapatıp, devam ediyorum kafalarımızı karıştıran meseleye; okullarımızın birleştirilmesine... İşin siyasi boyutunu bir kenara atıp, konuya mantıklı yaklaşmamız gerek. Söz konusu karar, ilk önce Yunanistan daki bütün devlet ilkokulları için alınmış ve ardından azınlık ilkokulları dâhil edilmiştir. Yani bundan kastım şu; bu birleştirme işi eğitim-öğretim açısından kötü birşey olmuş olsa, niye kendi okullarını birleştirsinler ki?.. Hem unutmayalım, 90 lı yılların sonlarında Türkiye de de buna benzer bir birleştirme yapılarak birçok köy ilkokullarındaki öğrenciler merkez ilçelerdeki ilkokullara (bugünkü ilköğretim okullarına) alınıp, sekiz yıllık mecburi eğitime geçilmişti. Bence, azınlık okullarının birleştirilmesi konusuna yalnız siyasi yönden bakmamak gerek. İşin bir de pedagojik boyutu var. Bunun üzerinde yoğunlaşmamız gerek. PASOK Milletvekili A. Hacı Osman ın Yunanistan ın ekonomik kriz içinde olmasından bu birleştirme oluyor. şeklindeki sözleri, kendisinin konuya ve eğitime ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. Eğitimde ekonomik kriz zurnanın son deliğindedir. Ülke şartları ne olursa olsun, görevdeki hükümet eğitime yatırım yapmak zorundadır. Bu bütün dünyada böyledir. Hiçbir devlet, vatandaşının eğitim hakkını elinden alamaz. Eğitimi pedagojik yönden ele aldığımızda (doğrusu da bu) günümüzde birleştirilmiş sınıflarda öğretmenin de öğrencinin de işi çok zor. Altı sınıfın iki ya da üç dersliğe sıkıştırılması sizce ne kadar doğru? Düşünün, bir derslikte kırk beş dakika içinde, 1. sınıf öğrencilerine, 3. sınıf öğrencilerine ve 4. sınıf öğrencilerine öğretmenin ders verdiğini... Kırk beş dakika içerisinde her sınıfa yalnız on beş dakika ayırabiliyor öğretmen. Ayrıca, öğretmen aynı derslikte bir sınıfa ders anlatırken, diğer sınıfların öğrencileri ne yapıyorlar? Meçhul. Bu paranın bir yüzü, bir de diğer yüzüne bakalım. Bir çocuk okulda sekiz saat kalıyor. Bir saatte on beş dakika ders gördüğünü düşünürsek, o çocuk bir günde yüz yirmi dakika, yani iki saat ders görmüş oluyor ve altı saat teneffüs yapmış oluyor. Günde iki saat ders gören çocuğun okuldaki gördüğü yıllık toplam ders saatlerini de siz hesaplayın. Hesap makinem yok. Komik bir rakam ortaya çıkıyor değil mi? Şimdi diyeceksiniz biz de bu sistemle, bu okullarda okuduk. Doğrudur. Ama unutmayın, 2011 deyiz. Zaman çok değişti. Dolayısıyla şartlar da çok değişti. Bugünkü birçok okulumuz, özellikle de köylerdekiler günlük yaşamın ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Keşke karşılayabilseydi. Şimdi soruyorum size, bizler birleştirilmiş sınıflara razıyız da, birleştirilmiş okullara mı karşıyız? Konuyla ilgili yazılacak, çizilecek, anlatılacak çok şey var ama ben burada son bir şeyle yazımı noktalamak istiyorum. Köylerdeki okullarımız bugün devlet tarafından birleştirilmese de, on yıla varmaz insanımız kendi kendine bu okullarımızı birleştirecek. Birçok okulumuz hızla ilerleyen yaşama yenik düşecek. Bu gerçeği ben bugün bile görüyorum. Ya siz? Bir araştırın bakalım, on sene önce kaç kişi civar köylerden çocuğunu Gümülcine deki azınlık okullarına getiriyordu ve şimdi kaç kişi getiriyor. Ayrıca köylerden şehre göç edenleri de unutmayın. Bir de devlet ilkokullarına kaymalar var. Artık gerçekleri görme zamanı geldi; hayat değişim istiyor. Eğitim de hayatın bir parçası olduğuna göre o da değişim istiyor. Sonuç ne olursa olsun, okullarımız birleştirilsin, birleştirilmesin. Ben, çocuklarımızın iyi eğitilmelerini, her çağdaş çocuk gibi çağdaşlarıyla aynı yolda yürümelerini istiyorum. Öyle zannediyorum her anne-baba da bunu istemekte. O halde, çocuklarımızın eğitimi her gündeme geldiğinde, çocuklarımızı siyasete alet etmekten vazgeçelim, siyaseti bir kenara bırakarak, partizanlığı sırtımızdan atıp onlar için mücadele verelim. Çünkü her çocuk bir Nisan dır. Nasıl yağmurla yeşeren toprağın bereketine doyum olmazsa, kuskusuz sevgiyle yeşeren çocuğun ilim ine de doyum olmaz. * Azınlıkça 21

22 Kubbealtı Hakan Mümin Συγχωνεύσεις τάξεων ή συγχωνεύσεις σχολείων; Απρίλιος Ο μήνας που η φύση πρασινίζει, οι αγρότες περιμένουν τη βροχή. Ο αγγελιοφόρος της καρποφορίας. Αγαπώ πολύ το μήνα Απρίλιο, τόσο που και η αγάπη για την κόρη μου την Εκίν τη λένε Απρίλη. Αυτή είναι ο κόκκος που καλλιέργησα με αγάπη, ο κόκκος σταριού. Γιατί τα γράφω αυτά; ίσως γιατί περάσαμε ένα κλειστό, κρύο Απρίλη, ίσως λόγω της αδιαφορίας μας για τη φύση, της ασέβειας μας προς αυτήν που αυξάνεται οσημέραι Τι είναι αυτό που μας αποκόπτει τόσο πολύ από τη φύση; Τι είναι αυτές οι πυρηνικές κεφαλές, η πυρηνική ενέργεια; Από πού πηγάζει αυτή η φιλοδοξία; Είπαμε να εξελιχθούμε, να προοδεύσουμε. Αλλά μάλλον το παρακάναμε. Τρυπάμε τον πλανήτη μας, παράγουμε ενέργεια και έπειτα υπερηφανευόμαστε γι αυτό. Δεν καταλαβαίνω. Περιστρεφόμαστε γύρω από την ενέργεια. Γιατί αποτυγχάνουμε να δούμε τον ήλιο; Δεν είναι κρίμα για τους ανθρώπους στην Ιαπωνία; Ούτε αυτό το καταλαβαίνω. Τέλος πάντων, σε μια τέτοια μαύρη στιγμή δεν έχει καμία σημασία να βυθίζεται κανείς σε τέτοιες σκέψεις. Αυτά θα τα συζητήσουμε μια ηλιόλουστη, φωτεινή μέρα Απρίλιος. Τι έγινε αυτό το μήνα, τι ήταν στην επικαιρότητα, ας το εξετάσουμε λίγο και αυτό. Το μήνα αυτό, η απόφαση για τις «συνενώσεις των σχολείων», που συζητιέται εδώ και πολύ καιρό, απασχόλησε σε μεγάλο βαθμό, τον τοπικό Τύπο. Ο νόμος αυτό, που θα εφαρμοσθεί στην Ελλάδα, θα ισχύει και για τα μειονοτικά σχολεία. Ενώ η κατάσταση λοιπόν, έχει ως εξής, όλοι έχουν πανικοβληθεί ότι : «κλείνουν τα σχολεία μας» Θα ήθελα εδώ να ανοίξω μια παρένθεση: Στην τουρκική γλώσσα, όσο απέχουν οι έννοιες των ρημάτων «κλείνω» και «συνενώνω», τόσο απέχουν και οι έννοιες των ρημάτων «κλείνομαι» και «συνενώνομαι». Δηλαδή: Κλείνω 1.Αποκτώ κάτι, με αντίτιμο μικρότερο της αξίας του αποκτηθέντος: «Την προ-προηγούμενη εβδομάδα, ο πολιτικός μηχανικός, κύριος Ιλχαμί και η γυναίκα του, έκλεισαν ένα πολύ όμορφο σετ μπαμπού» Χ. Τανέρ 2. Περιορίζω (κάποιον) «Επειδή πίστεψαν ότι η Εμινέ έχασε τα λογικά της, την έκλεισαν στο σπίτι και κλείδωσαν την πόρτα» - Φ. Κ. Καραοσμάνογλου 3. Η συμβίωση εκτός γάμου 4. Απαγορεύω την κυκλοφορία (εντύπου), σταματάω την κυκλοφορία: Κλείνω την εφημερίδα 5. Διασκεδάζω αναλαμβάνοντας τα έξοδα σε ένα οποιοδήποτε μαγαζί (μέρος) μη επιτρέποντας την είσοδο άλλων σε αυτό «Έκλεισαν χθες το Κρίσταλ και «το καψαν»- Χ. Ε. Αντιβάρ 6. Τελειώνω, κάνω να ξεχαστεί, απαγορεύω να αναφερθεί: «Ήθελε να κλείσει το δυσάρεστο γεγονός μεταξύ των καλλιτεχνών»- Τσ Αλτάν. Κλείνομαι 1.Γίνομαι αντικείμενο κλεισίματος «Λόγω λαθών στην εκτύπωση, έκλεισαν εφημερίδες»- Α.Σ. Χισάρ. 2. Καταργούμαι, τερματίζομαι «Έκλεισαν οι τεκέδες και τα ζαβιγιέ» 3. Περιορίζομαι σε ένα μέρος, φυλακίζομαι «Ο ψαράς πετάχτηκε με θυμό και άρχισε να περιφέρεται στο κατάστρωμα σαν τίγρης που έχουν κλείσει στο κλουβί»- Α. Ερχάτ. Συνενώνω Ενώνω επιμέρους στοιχεία «Αυτό το κοινό αίσθημα και η κατανόηση συνένωσε τα διάφορα γούστα και δημιούργησε αυτήν την κοινωνία»- Α. Σ. Χισάρ 22 Azınlıkça

23 Συνενώνομαι Συνδέομαι, ενώνομαι (Πηγή: Μεγάλο Τουρκικό Λεξικό της Ινστιτούτου Τουρκικής Γλώσσας) Αυτό που ήθελα να πω είναι το εξής: Βλέπετε τη διαφορά μεταξύ του ενώνω και του τελειώνω κάτι; Εάν τη βλέπετε, τότε δεν υπάρχει θέμα, δεν υπάρχει ζήτημα να πανικοβάλλεστε. Διότι η σημασία του πρώτου ρήματος σηματοδοτεί δημιουργία ενώ η σημασία του δεύτερου ρήματος σηματοδοτεί καταστροφή. Κλείνω την παρένθεση αυτή που άνοιξα και συνεχίζω με το θέμα που μας μπερδεύει Αφήνοντας στην άκρη την πολιτική σκοπιά του θέματος, πρέπει να προσεγγίσουμε το θέμα με τη λογική. Η εν λόγω απόφαση, λήφθηκε πρώτα απ όλα, για όλα τα κρατικά δημοτικά σχολεία που βρίσκονται στην Ελλάδα και έπειτα συμπεριλήφθηκαν σε αυτή και τα μειονοτικά σχολεία. Αυτό λοιπόν που κατάλαβα είναι τούτο: Εάν η πρακτική της συνένωσης κάτι κακό, από άποψης εκπαίδευσης, γιατί να συνενώσουν και τα δικά τους σχολεία; Ας μην ξεχνάμε ότι στα τέλη της δεκαετίας του 90 και η Τουρκία ακολούθησε παρεμφερή πολιτική συνενώσεων, μεταφέροντας πολλούς μαθητές από τα δημοτικά σχολεία των χωριών στα δημοτικά σχολεία των κεντρικών επαρχιών (τα σημερινά δημοτικά σχολεία). Είχε λήξει η περίοδος της υποχρεωτικής εκπαίδευσης των οκτώ ετών. Κατά τη γνώμη μου, θα πρέπει να δούμε το θέμα των συνενώσεων των σχολείων της μειονότητας όχι μόνο από την πολιτική του σκοπιά. Θα πρέπει να επικεντρωθούμε σε αυτό. Οι δηλώσεις του βουλευτή του ΠΑΣΟΚ κου Αχμέτ Χατζηοσμάν ότι: «Οι συνενώσεις γίνονται λόγω της οικονομικής κρίσης που αντιμετωπίζει η Ελλάδα», αποδεικνύει πόσο μακριά βρίσκεται ο ίδιος από το θέμα της εκπαίδευσης. Η οικονομική κρίση στο θέμα της εκπαίδευσης, είναι η τελευταία τρύπα του ζουρνά. Όποιες κι αν είναι οι συνθήκες στη χώρα, η κυβέρνηση είναι υποχρεωμένη να επενδύσει στην εκπαίδευση. Έτσι συμβαίνει σε όλο τον κόσμο. Κανένα κράτος δεν μπορεί να στερήσει από τους πολίτες του το δικαίωμα στη μόρφωση. Εάν εξετάσουμε την εκπαίδευση από την εκπαιδευτική της σκοπιά (και αυτό είναι το σωστό), θα δούμε ότι η δουλειά των εκπαιδευτικών και των μαθητών είναι πολύ δύσκολη. Είναι σωστό για εσάς, να στριμώχνονται 6 τάξεις σε δύο ή τρεις; Σκεφτείτε το, σε ένα μάθημα, σε σαράντα πέντε λεπτά, ο δάσκαλος να διδάσκει τους μαθητές της πρώτης τάξης, τους μαθητές της τρίτης τάξης και τους μαθητές της τετάρτης τάξης Ο δάσκαλος μπορεί να αφιερώσει μόνο 15 λεπτά για κάθε τάξη. Επιπροσθέτως, όταν ο δάσκαλος διδάσκει το μάθημα στη μία τάξη, οι μαθητές των άλλων τάξεων τι κάνουν; Άγνωστο. Αυτή είναι η χρηματική σκοπιά, τώρα ας περάσουμε και στην άλλη σκοπιά. Ένα παιδί περνά στο σχολείο οχτώ ώρες. Εάν από μια σχολική ώρα, διδάσκεται μόνο για δεκαπέντε λεπτά, το παιδί αυτό διδάσκεται για 120 λεπτά την ημέρα, δηλαδή για δύο ώρες και κάνει διάλλειμα για έξι ώρες. Κάντε λοιπόν εσείς το λογαριασμό και βρείτε, το παιδί που κάνει μάθημα δύο ώρες την ημέρα, πόσες ώρες κάνει μάθημα σε ένα χρόνο. Δεν έχω κομπιουτεράκι. Ο αριθμός που βγαίνει είναι αστείος έτσι δεν είναι; Τώρα θα μου πείτε: «Κι εμείς σε αυτά τα σχολεία και με αυτό το σύστημα μορφωθήκαμε». Αλήθεια είναι. Μην ξεχνάτε όμως, είμαστε στο Οι καιροί έχουν αλλάξει. Συνεπώς και οι συνθήκες έχουν αλλάξει. Τις σημερινές ημέρες, πολλά σχολεία μας, ιδιαίτερα αυτά που βρίσκονται σε χωριά, δεν μπορούν να ανταπεξέλθουν στις ανάγκες της καθημερινής ζωής. Μακάρι να μπορούσαν να ανταπεξέλθουν. Σας ρωτώ λοιπόν τώρα, εμείς είμαστε υπέρ της συνένωσης των τάξεων και κατά της συνένωσης των σχολείων; Υπάρχουν πολλά πράγματα για να πει κανείς, να περιγράψει, να εξηγήσει επ αυτού του ζητήματος. Θα ήθελα όμως σε αυτό το σημείο να κλείσω το γραπτό μου με μια τελευταία παρατήρηση. Ακόμα και αν τώρα το κράτος δεν συγχωνεύσει τα σχολεία μας, θα τα συγχωνεύσουν οι ίδιοι οι άνθρωποι σε λιγότερο από δέκα χρόνια. Αυτή την αλήθεια τη βλέπω κι εγώ ακόμα και σήμερα. Εσείς δεν τη βλέπετε; Για δείτε σας παρακαλώ, πριν από δέκα χρόνια, πόσοι έφερναν τα παιδιά τους από τα χωριά στα μειονοτικά σχολεία στην Κομοτηνή και πόσοι τα φέρνουν τώρα; Επιπλέον, ας μην ξεχνάμε και την αστική μετανάστευση. Υπάρχει και η διαρροή στα δημόσια σχολεία. Ήρθε πλέον ο καιρός να δούμε κάποιες αλήθειες. Η ζωή χρειάζεται αλλαγές και η εκπαίδευση, ως τμήμα της, θέλει αλλαγές και αυτή. Όποιο και να ναι το αποτέλεσμα, και να γίνει και να μη γίνει συνένωση των σχολείων, εγώ θέλω τα παιδιά μας να μορφωθούν σωστά. Θέλω να μπορούν να βαδίζουν στον ίδιο δρόμο με τους συγχρόνους τους, όπως κάθε σύγχρονο παιδί. Όλοι οι γονείς αυτό επιθυμούν, έτσι νομίζω. Ας μην χρησιμοποιούμαι τα παιδιά μας ως πολιτικό μέσο, κάθε φορά που έρχεται η εκπαίδευση στην επικαιρότητα. Ας αγωνισθούμε γι αυτά, έξω από την πολιτική και τον κομματισμό. Γιατί κάθε παιδί είναι ένας Απρίλης. Όπως το χώμα που πρασινίζει δεν χορταίνει να καρποφορεί, έτσι και το παιδί που μεγαλώνει με αμέριστη αγάπη δεν χορταίνει τη μόρφωση. Azınlıkça 23

24 Algı(lamak) Herkül Millas Düşman mı, Hain mi? Azınlık üyesi olarak düşman mı, hain mi algılanmak istersiniz? Milliyetçi saldırganlar bu iki kelimeyi her zaman tutarlı kullanmadıkları için bazen karar vermek kolay olmuyor. Düşman tanımlaması oldukça bellidir: bizden olmayandır, öteki dir. Yani çıkarlarımızın karşısında olandır, sıfır-toplam (zerosum) anlayışının nesnesidir. Ya o, ya biz! Taraf seçmeyenler de normal olarak düşmandır. Yani bizden olmayanlar da düşmandır. Bundan dolayı milliyetçiler her yanda bolca düşman görür. Hani, Türkün Türk ten başka dostu yoktur; veya Yunanlılar kardeşi olmayan millettir (anathelfo ethnos) denir ya, işte düşman metaforu bu anlayıştan doğar. Biz yalnızız ve bütün dünya ya bize karşıdır, ya en azından şaibelidir. Düşman söyleminde herkesin yeri bellidir; ve tabii bir insanın düşman algılanması hoş değildir. Azınlıkları düşman olarak görenler tutarlıdır. Örneğin Yunanistan da yayınlanan Stohos gazetesine göre Batı Trakya azınlığı ve hele Azınlıkça dergisini çıkaranlar düşman kategorisine girer (10 Mart). Nasıl girmesin ki, Azınlıkça yı çıkaranların ne dini, ne de dili, hele ne de kanı Yunandır! Dinin ve kanın Yunancası nasıldır? diye sormayın, bilemeyeceğim, ama bilenlerin var olduğunu görüyoruz! Bu bir kabuldür: Yunan dediğin Ortodoks Hristiyan olur! Yunan olanın kanı da bir başka türlü olsa gerek. Bu yüzden azınlıktansanız tanım gereği düşman sayılırsınız. Bu milliyetçi anlayışa göre asıl ve önemli olan, biz nasıl millet olarak bir bütünsek karşı tarafın da bir bütün olduğudur. Birileri düşman sayıldıktan sonra ne tür düşman oldukları artık pek önemli değildir: ister faşist olsun, ister demokrat, sol veya sağ, fanatik veya mülayim düşmandır işte! Stohos Azınlıkça da çalışanları bozkurtçu diye nitelerken aslında bunu cehaletten yapmıyor, ideolojileri yüzünden yapıyor. Bozkurtçu da olmasalar, ne fark eder, Türk değiller mi, anlayışı egemendir çünkü? Hain olmak farklıdır. Hain olmanın iyi bir yanı vardır, bir de kötü yanı. Hainler bizdendir, bize yakın olanlardır, bir bakıma düşmanlar gibi kışlanmayanlardır; bu hainliğin iyi yanıdır. Tarih içindeki ünlü hainleri bir düşünün. Hepsi yakın olandı, bizden olandı. Ama kusurludurlar da. Efialtis gizli patikayı düşmana göstererek, Perslere karşı savaşan Leonidas ın ve üç yüz savaşçısının yenilmesine neden olandır. İsmi Yunanca da bugün kâbus anlamını taşır. İsa yı öperek askerlere kim olduğunu belli eden ve tutuklanmasına neden olan, yani onu ele veren Yahuda, İsa nın en yakınlarındandı. Ama şimdi ihanetin sembolüdür: Kiss of Judas deyimi dost görünüp hainlik etmek demektir. Sen de mi Brutus (Et tu, Brutus) sözünü Roma İmparatoru Julius Ceaser arkadaşı Marcus Brutus a söyler; komploya o da karışmıştır Ceaser hançerlenirken. Milliyetçilik dünya ideolojisi olunca hainler daha bir çoğalıverdi: Vidkun Quisling, Julius ve Ethel Rosenberg leri biliyoruz. Hepsi bizdendi. Hain suçlaması bizimkilere en kolay yapılan suçlamadır. Hain olmanın kötü yanı bu terimin ahlaksızlık içeriyor olmasıdır. Düşman zararlıdır ve mutsuzluk nedenidir. Ama ahlaken kötü olmayabilir. Hatta takdir edilecek olumlu yanları da olabilir: cesur, fedakâr, dürüst de resmedilebilir. Düşman saygın bile sayılabilir. Özellikle subaylar arasında fevkalade şövalyece bir protokol varmış. Esir subaylara terbiyeli davra- 24 Azınlıkça

25 nılırmış. Bir satranç partisinin sonunda hasımlar nasıl tokalaşırsa yüksek rütbeli subaylar da, yenenler ile bozguna uğrayanlar binlerce cesedin ortasında birbirine iltifatta bile bulunurlarmış. Kılıç teslim törenleri çok şatafatlı olur genellikle. Hain olmak ahlaksız olmak demektir. Hainin imajı, arkadan hançerleyendir. Yoldaşlarını ele veren, yakınını yarı yolda bırakan, satandır. Düşmanın, esir alındığında hakları vardır. Öldürülemez ve savaşın sonunda salıverilir. Hain idam edilir, anında kurşuna dizilir. Yüzüne tükürülür, böyle bilinenler insanların arasına çıkamaz. Bir azınlık üyesinin düşman ve hain sıfatları arasında seçim yapma olanağı pek yoktur. Genellikle birilerince verilir bu isimler. Milliyetçilerin karşısında iki konumda olabilir: Ya bizden sayılır hain olursunuz veya yabancı sayılır düşman bellenirsiniz. Ya vatandaş sayılmaz düşman diye kovulursunuz, ya vatandaşsın deyip hain muamelesi görürsünüz. Aslında bu sıfatların keyfi kullanılmaları çok işlevli oluyor. Ne yapmak istediğinize bağlı. Azınlığı kovmak istiyorsanız düşman der sürersiniz; ezmek, sindirmek, kininizi tatmin etmek istiyorsanız, bizdensin, vatandaşsın deyip azınlığa hain muamelesi yaparsınız. Tabii milliyetçilik kervanına ve horoz dövüşüne katılmayıp iki ülkenin milliyetçiliği arasında binamaz kalanlar, yani iki memleketli olanlar, genellikle ülkenin birinde düşmandır, ötekinde hain. Fanatik biçimde taraf olanlar tarafsızları başka türlü algılayamaz. Nihayet, bu iki sıfat (düşman/hain) konusunda şunu da söyleyebiliriz: Her ikisi de çatışma, savaş ve karşıtlık ortamının sıfatlarıdır. Kendisi ve çevreleriyle barışı içinde olanlar, ister azınlık ister çoğunluk olsunlar, bu sıfatları pek kullanmazlar. Şimdi, Stohos un hain değil de düşman kelimesini seçmesine sevinmek gerekmez mi? Düşman dışlanandır, istenmeyendir, kovulmak ve kaçırtılmak istenendir ama en azından onun bazı hakları vardır; düşman saygın da olabilir. Bana sorarsanız ben düşman algılanmayı tercih ederim. Bu yazı Azınlıkça dergisindeki dostları teselli etti mi bilemiyorum ama ben yazıma başlarken amacım buydu. Ne yapalım, dostlar, azınlık olmak hiçbir zaman kolay olmadı! * Şimdi de Almanya daki Yunan okulları birleştiriliyor Eğitim Bakanlığı Batı Trakya daki azınlık okulları dahil ülke genelindeki okulların birleştirilmesi kararının ardından şimdi de Almanya daki Yunan okullarını birleştireceğini açıkladı. Eğitim, Ömür Boyu Öğrenim ve Dinişleri Bakan Yardımcısı Fofi Gennimata, Almanya da bulunan diaspora Yunan okullarının birleştirileceğini ve bazı sınıfların faaliyetlerinin durdurulacağını açıkladı. Fofi Gennimata konuya ilşkin yaptığı açıklamada, bu kararın gerek pedagojik gerekse mali açıdan zorunlu olduğunu dile getirerek bahsekonu okullardaki öğrenci sayısının çok az olduğunu ifade etti. Bakan Yardımcısı bu okullarda şu anda öğrenim gören öğrencilerin eğitimlerini hiçbir sorun yaşanmadan tamamlayacaklarını vurguladı. Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, eğitim yılından itibaren Lise 3. sınıfında 13 öğrencisi bulunan ve Stuttgart a 11,5 km uzaklıktaki Ludvigsberg Yunan Lisesi ile Lise 3. sınıfında 17 öğrencisi bulunan ve Stuttgart a 14,7 km uzaklığındaki Neustadt Yunan Lisesi nin, Stuttgart Lisesi ile birleştirileceği ve öğrencilerin Stuttgart Yunan Lisesi ne gidecekleri belirtildi. Almanya nın değişik şehirlerinde bulunan dört lisenin birinci ve ikinci sınıflarına gelecek yıl 20 nin üzerinde öğrencinin kaydını yaptırmaması durumunda, bu liselerin 1. ve 2. sınıflarının faaliyetlerinin durdurulacağı, öğrencilerin lise eğitimlerini tamamlamaları amacıyla sadece lise 3. sınıf öğrencilerine eğitim verileceği açıklandı. Benzer şekilde üç lisede ve bir ortaokulda ise gelecek yıl 20 nin üzerinde öğrencinin kaydını yaptırmaması durumunda bu liselerin birinci sınıflarının faaliyetlerinin durdurulacağı ve mevcut öğrencilerin eğitimlerini tamamlamaları için ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerine eğitim verileceği kaydedildi. Azınlıkça 25

26 Algı(lamak) Herkül Millas Doğru söyleyeni dokuz köyden kovalar diye bir atasözü var. Gözlem doğru; ama doğruyu dile getireni acaba neden kovarlar? Ömer Asım Aksoy un atasözleri sözlüğüne göre durum şöyle imiş: Herkesin kusurunu yüzüne karşı söyleyen ve çıkarcılardan sözünü esirgemeyen kişi, kırdığı, üzdüğü kimselerce sevilmez. Ama neden? Bize gerçeği söyleyeni sevmemiz gerekmez mi? İnsanlar gerçeği duyduğunda neden kırılır ve üzülür? Nefin Dinç yönetiminde iki yıldır üzerinde çalıştığımız ve iki kasabayı konu edinen belgeselimiz geçenlerde tamamlandığında bu sorular aklımdan çıkmaz oldu. Kasabanın biri Türkiye de ötekisi Yunanistan da. Çocuklardan yaşlılara karşı taraf için ne düşündüğünü sorduk. Önyargılar ve stereotipler çok ve çarpıcı. Ama en kötüsü her iki yanda da insanların bu önyargıların bilincinde olmamaları. Üzücü bir özgüvenle sürekli aynı tepkiyi dile getirdiler: karşı taraf önyargılı olabilir ama biz değiliz! Burada önyargının en ufak bir işaretini bile görmedim, eskiden öyleydi, ama artık karşı taraf için kötü konuşanını bulamazsın diyenlerle bu sözlerin tam tersini sürekli sergileyenler aynı insanlar Yalnız insanlar değil, okullar, anıtlar, müzeler, törenler de aynı yönde; önyargı oluşturma makinesi gibi çalışıyorlar. Demek ki Türk-Yunan ilişkilerinin arka planında böyle bir üretim ve böyle bir birikim bulunuyor. İnsanlar yalanlanınca nasıl kızdıklarını iyi bilenlerdenim. Ayrıca bu belgeselde mitoslara da yer verildi. Bu mitoslardan biri bizde önyargı yoktur ve hoşgörülüyüz efsanesidir. Bu inançlar sarsıldığında Onuncu Köy insanlar en başta öfkeleniyor, sonra gerçekleri reddediyor, daha sonra inançlarını yıkanın neden öyle yaptığını açıklamam ihtiyacını duyuyor: komplo vardır, haindir, para almıştır, saftır, birine yaranmaya çalışıyor demeye başlıyorlar. Kendi gerçeklerini dile getiriyor demek pek akla gelmiyor. Ama neden? Bizim belgeselde, Öteki Kasaba da, bu soruların yanıtının bir izine rastladık. Bir Yunanlıya gizli okul efsanesine inanıp inanmadığını sordum. Bu mitosa göre Osmanlılar Yunancayı yasak etmişler, Yunanlılar da yüzyıllarca çocuklarını gizli okullarda okutmuşlar. Önce kaçamak cevaplar verdi. Israr edip Gerçeği öğrenmek için sen çaba gösterir miydin? diye sorunca şu ilginç yanıtı aldım: Hayır, çaba göstermem! Bu mitosun doğru olmadığı ortaya çıkarsa, Antik Yunan da yalan çıkmaz mı? Bununla ne demek istemişti? Gerçeği öğrenmek istemiyorum gibi bir cevap ne anlama geliyor? Bu cümlenin arkasında nasıl bir ihtiyaç, nasıl bir anlayış saklı? Gerçekle yüzleşememenin tarihte klasik örnekleri var. Bir zamanlar dünyanın güneşin etrafında döndüğünü söylemek insanların ateşte yakılmasına neden olmuştu. Kralın meşruiyetini tanrıdan edinilmediğini söylemek de küfür sayıldı. Günümüzde kadının erkekle eşit haklara sahip olmasını hâlâ içlerine sindiremeyenler var. Kürt olayını ve 1915 yıllarını tartışamamamız da bu tür dirençlere örnektir. Gerçekleri kabullenmek için bazen yüzyılların geçmesi gerekti. İnsanlar öyle, insanlık böyle! İnandıklarının yalan çıkmasını kabul edemiyorlar. Çünkü inançları onların kimliklerine, hayatlarına anlam veren refe- 26 Azınlıkça

27 ranslara ve dayanaklara, giderek hayatlarının kendisine dönüşüyor. Bundan dolayı da gençler görüş değiştirmekte daha seyyalken, yaşlılar daha dirençli. Bir ömür inandıklarının yalanlanması bir ömrü inkâr etmek gibi geliyor onlara. Bizim belgeselin Selanik Festivalinde gösterileceği günlerde, 14 ve 15 Mart ta, bu kaygılar vardı aklımda. Yunanlıların inandıklarına ters gelen bir Yunan kasabası gösterecektik, ötekine karşı ne denli önyargılı olduklarını da. Dolaylı da olsa seyircileri eleştirecektik. Tepkiler bekliyordum ve bu yüzden de tedirgindim. Ama tersi oldu. Film alkışlandı ve onlarca filmi geride bırakarak seyircilerin verdiği birincilik ödülünü aldı. Buna bir anlam vermek kolay değil. Becerebildiğim kadarıyla açıklamam şöyle: Bizim film eleştiri olarak algılanmadı; çünkü bir tarafı değil iki tarafı da ele alıyordu. Belgesel biri birine iyi gözle bakmayan iki yanı sergiliyordu. Seyirciler, kendilerini kusurlu göstermeye kalkışan bir girişim değil, bir insanlık durumunu ele alan bir çalışma gördüler. Çünkü eleştiri her zaman eleştirilmeyene göre olur; eleştiri bir kıyaslamadır. Bir eksiklik gösterdiğimizde birini ötekine göre değerlendiririz. Bir ülkeyi ve halkı eleştirmek başkadır, bir insanlık durumunun sakatlıklarını göstermek bambaşkadır. Birinci durumda insanlar kızar ve sizi köylerinden kovalar; ikinci durumda kendileri ötekine göre aşağı sayılmadığından sizi köylerinde buyur ederler. Filmde ayrımcılık, bağnazlık, ötekileştiren ezber, ırkçı beyin yıkama, etnik böbürlenmeler, komiktrajik çelişkiler, kaçamak suskunluklar, gerçeklerin çarpıtılması, kendini bilmezlik, gizli veya açık öfke ve kin, seçmeci tarih anlatımı, ulusal güvensizlik örnekleri de var. Bunları bir topluluğu göstererek ve hele hedef olarak seçerek sergilerseniz o topluluğun tepki göstermesi anlaşılır olmaktadır. Ama bu aynı kusurları komşuda da var olduğunu gösterirseniz hazmı daha kolay olur. Yani bir köyde kalabilmek için doğruları söylememek şart değil; ama nasıl söyleneceklerine dikkat etmek gerekebilir. Bizim de niyetimiz ve yöntemimiz buydu. Sonunda filmimiz amacına erişmiş oldu. İnancım ve umudum, gerçeği söylemeye karar verenlerin, dokuz köyden kovulsalar da, her zaman onuncu bir köyün bulunacağıdır. * BTTDD NİN YENİ GENEL BAŞKANI BURHANETTİN HAKKÜDER Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği nin (BTTDD) Genel Kongresi 8 Mayıs Pazar günü İstanbul da gerçekleştirildi. Yapılan oylamanın ardından derneğin eski başkanlarından avukat Burhanettin Hakgüder yeniden Genel Başkanı seçildi. BTTDD Genel Merkezi nin 52 nci Olağan Genel Kurul Toplantısı Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi nde yapıldı. Kongreye derneğin Türkiye geneline yayılan şubelerdeki yöneticilerin yanısıra Yunanistan Batı Trakya dan Gümülcine (Komotini) Belediyesi Başkan Vekili Rıdvan Molla İsa, B.T.T.Ö.B. Başkanı Sami Toraman, Güney Meriç Azınlık Kültür Derneği Başkanı Bekir Mustafaoğlu katıldılar. Kongrede eski dernek başkanlarından, alfabetik sıraya göre, Burhanettin Hakküder ve Ferruh Özkan başkanlık için adaylıklarını koydular. Başkanlık için ayrıca Bursa dan Mehmet Efendioğlu adaylığını açıkladı. Yapılan seçimler sonucunda Burhanettin Hakgüder BTTDD nin yeni genel başkanı seçildi. Adayların aldıkları oylar şu şekildedir: Burhanettin Hakgüder: 666 oy Mehmet Efendioğlu: 207 oy Ferruh Özkan: 193 oy Azınlıkça 27

28 DE PROFUNDIS! Με αφορμή μια δικαστική απόφαση. Ο παππούς απ την πλευρά του πατέρα μου λεγόταν Γιώργης, είχε γεννηθεί στο χωριό Όσλιανη του Βερμίου, που σήμερα ονομάζεται Αγία Φωτεινή, ως Οθωμανός υπήκοος και ήταν Σλαβομακεδόνας. Η μάνα του πατέρα μου, η γιαγιά Λισαβούδα, ήταν επίσης Μακεδόνισσα σλαβικής καταγωγής. Είχε γεννηθεί στο χωριό Ντόλνο Γραματίκοβο του Βερμίου, που αργότερα ονομάσθηκε Κάτω Γραμματικό. Οι γονείς του πατέρα μου κατέβηκαν από τα χωριά τους στην οθωμανική Νάουσα, που εκείνη την εποχή ήταν ένα αστικό κέντρο. Κυριαρχούσε στην πόλη η ελληνική παιδεία, κάτι συνηθισμένο εκείνα τα χρόνια μεταξύ των Ορθοδόξων Χριστιανών της Αυτοκρατορίας που ζούσαν σε πόλεις ή πολίσματα με αστικό χαρακτήρα από κοινωνική και οικονομική άποψη, ανεξαρτήτως εθνοφυλετικής καταγωγής. Οι πρόγονοί μου εξελληνίστηκαν από πλευράς πολιτισμικής και τούτο είχε ως επακόλουθο να αποκτήσουν ελληνική εθνοτική συνείδηση, κάτι που την οθωμανική περίοδο της Μακεδονίας ήταν συνηθισμένο φαινόμενο. Αργότερα έφυγαν ως μετανάστες στην οθωμανική Αίγυπτο, όπου γεννήθηκε ο πατέρας μου και όλα σχεδόν τα αδέλφια του. Μολονότι δεν είχαν λησμονήσει την μητρική γλώσσα τους ο παππούς και η γιαγιά, χρησιμοποιούσαν σποραδικά τα μακεδονικά μεταξύ τους, όταν ήθελαν να κρύψουν κάτι από τα παιδιά τους. Ο παππούς μου ήταν έμπορος στην Αίγυπτο και ενσωματώθηκε όπως ήταν αναμενόμενο στην εκεί ελληνική παροικία. Μάλιστα, ο παππούς δεν ανεχόταν να φορά φέσι, που ήταν υποχρεωτικό για όλους τους Οθωμανούς υπηκόους, όποτε επισκεπτόταν τη Νάουσα και να για ν απαλλαγεί από αυτή την υποχρέωση πολιτογραφήθηκε Έλληνας και γράφτηκε στα δημοτολόγια του Πειραιά. Η οικογένεια του παππού ήταν γνωστή στη Νάουσα με το προσωνύμιο Μητσιντούντου, που στην Αίγυπτο έγινε Doudou ή Δούδου, χαρακτηριστικής σλαβομακεδονικής προέλευσης. Ο παππούς από την πλευρά της μάνας μου γεννήθηκε και έζησε ως τα χρόνια της ανταλλαγής των πληθυσμών Ελλάδας και Τουρκίας στην Πάντερμα ή Πάνορμο ΜΕ ΓΝΩΣΗ και ΜΕ ΤΟΛΜΗ Γιώργος Δούδος Συγγραφέας και δικηγόρος από τη Θεσσαλονίκη της βορειοδυτικής Μικρασίας, μιας πόλης με πρόσωπο στη θάλασσα του Μαρμαρά και πολύ κοντά στην Πόλη. Το όνομά του Γιώργης. Ήταν γαιοκτήμονας και δούλευαν στα χωράφια του Τούρκοι και Αρμένηδες κυρίως. Η καταγωγή του ήταν από την επαρχία Κισσάμου της Κρήτης. Ο προπάππος μου ήταν παπάς, ενώ ο παππούς θεωρούνταν μορφωμένος άνθρωπος μιας και γνώριζε την Ψαλτική. Στην Μικρά Ασία η οικογένεια του παππού λεγόταν Παπάζογλου, που όταν ήρθαν πρόσφυγες στη Θεσσαλονίκη έγινε επώνυμο Παπαδόπουλος. Η γιαγιά μου από την πλευρά της μάνας μου, που λεγόταν Αγγελίνα, καταγόταν από τη Βουλγαρία και παντρεύτηκε τον παππού με προξενειό εξ αποστάσεως, γιατί ήταν μορφωμένος, όπως ανέφερα πιο πάνω όντας ψάλτης και γιατί βέβαια η περιουσία του μάλλον δεν μπορούσε να θεωρηθεί ευκαταφρόνητη. Στα βαθειά της γεράματα η γιαγιά, χήρα ήδη από χρόνια, τις πιο πολλές φορές μονολογούσε στα βουλγάρικα και όχι στα ελληνικά, κάτι που ίσως να σήμαινε πως δεν ήταν Ελληνίδα αλλά Βουλγάρα και ανέφερε συχνά ένα αντρικό όνομα, που πάντως δεν ήταν του παππού μου. Επίσης, η γιαγιά είχε δύο επιφανείς αδελφούς που ζούσαν στη Βουλγαρία. Ο ένας ήταν διπλωμάτης του βουλγαρικού κράτους και ο άλλος αξιωματικός του βουλγαρικού στρατού. Η επικοινωνία της γιαγιάς με τα αδέλφια της αυτά διακόπηκε ακαριαία και απροειδοποίητα όταν επικράτησαν στη χώρα οι κομμουνιστές μετά το τέλος του Δευτέρου Παγκοσμίου Πολέμου! Ο πατέρας της μάνας μου και όλα τα αδέλφια της που είχαν μεγαλώσει στην Πάντερμα, που σήμερα είναι γνωστή ως Μπάντιρμα, ήταν γνήσιοι Ανατολίτες. Τα ελληνικά τους διανθίζονταν με τουρκικές λέξεις και ο καθημερινός λόγος τους ήταν ένα υπέροχο αμάλγαμα που έσμιγαν οι δυο λαλιές. Η κουζίνα, ιδίως των μεγαλύτερων σε ηλικία θειάδων μου, ήταν ένα ποίημα νοστιμιάς και ατόφια ανατολίτικη. Ποτέ δεν άκουσα από το σόι της μάνας μου κακιά κουβέντα για Τούρκο! Δεν είμαι βέβαιος, αν είχε δοθεί δικαίωμα επιλογής στην οικογέ- 28 Azınlıkça

29 νεια της μάνας μου, κατά πόσο θα διάλεγαν να έρθουν στην Ελλάδα, έστω και με καλύτερες προϋποθέσεις και να εγκαταλείψουν την Τουρκία, που απ όσο θυμάμαι, την κουβαλούσαν βαθειά στην ψυχή τους. Έχω τη βεβαιότητα πως οι συγγενείς μου απ την πλευρά της μητέρας θα αναστέναζαν με πόνο, νοσταλγία και κρυφή οργή αν άκουγαν αυτούς τους στίχους που έγραψε στα καραμανλίδικα, τουρκικά που γράφονταν με ελληνικούς χαρακτήρες, ο παπά-νεόφυτος ένας Ρωμιός από την Καππαδοκία: «Αδζέπ πουνού πιρ φερτεμί σορουλάρ;/ Δουνζιά κουρουλαλή κορουλμεμισδίρ/ Τουρκιαδάν καλδπρτηλάρ πιζλερί/ Καν αλγαψιόρ χεπιμιζίν κιοζλερί» (Ρώτησαν άραγε κανέναν;/ Από δημιουργίας κόσμου κανείς δεν το ξανάδε/ Μας πήρανε από την Τουρκία/ Τα μάτια μας αίμα χύνουν). Πριν λίγο εκδόθηκε από το Δ Τμήμα του Συμβουλίου της Επικρατείας η απόφαση 350/2011, που έκρινε αντισυνταγματικές διατάξεις του νόμου 3838/2010 με τις οποίες τροποποιήθηκε ο ισχύων Κώδικας Ελληνικής Ιθαγένειας (2004), υιοθετώντας πλέον και νέους τρόπους απόκτησης της ελληνικής ιθαγένειας, αποδεσμεύοντας οριστικά το ελληνικό δίκαιο ιθαγένειας από την αρχή του jus sanguinis (δίκαιο του αίματος) που ίσχυε παλιότερα και ακόμα έκρινε αντισυνταγματικές τις ρυθμίσεις του ίδιου νόμου που προβλέπουν τη συμμετοχή αλλοδαπών από τρίτες χώρες, που νόμιμα διαμένουν στη χώρα, στις εκλογές των οργανισμών τοπικής αυτοδιοίκησης πρώτου βαθμού. Το ίδιο το Τμήμα παρέπεμψε την υπόθεση στην Ολομέλεια του Ανωτάτου Δικαστηρίου, αλλά η συγκεκριμένη απόφαση κατέπληξε δυσάρεστα και προκάλεσε το αίσθημα περί δικαίου, θέλω να πιστεύω της πλειοψηφίας των πολιτών της χώρας, αλλά οπωσδήποτε και των αλλοδαπών που έχουν επιλέξει ως δεύτερη πατρίδα τους την Ελλάδα. (Μια καταλυτική κριτική της παραπάνω απόφασης του ΣτΕ έχει συντάξει στο blog E-Lawyer [elawyer.blogspot.com] ο Δικηγόρος Βασίλης Σωτηρόπουλος με τίτλο Μια απροκάλυπτα ρατσιστική απόφαση του Συμβουλίου της Επικρατείας ). Η δικαστική κρίση από τα πράγματα είναι υποκειμενική, αφού αποτελεί εκδήλωση μιας ανθρώπινης πνευματικής διεργασίας. Τούτο σημαίνει ότι η δικαστική κρίση επηρεάζεται από την ατέλεια της γνώσης του ανθρώπου και από την αδυναμία απόλυτου ελέγχου της προσωπικής νοοτροπίας, όσον αφορά την επίτευξη του δέοντος. Η χρήση όμως εκ μέρους του δικαστή των προσωπικών γνώσεών του, ενώ ασκεί τη δικαιοδοτική εξουσία του, είναι τότε μόνον επιτρεπτή, όταν πρόκειται για ολοφάνερα (πασίδηλα) γεγονότα ή διδάγματα της κοινής πείρας, που αποτελούν κτήματα της κοινής γνώμης. Η αδυναμία του δικαστή να προβεί σε εξειδίκευση αόριστων νομικών εννοιών με υποκειμενικά κριτήρια αποτελεί έναν περιορισμό που απορρέει από την αρχή του άρθρου 1 παράγρ. 3 του Συντάγματος, σύμφωνα με την οποία όλες οι εξουσίες, επομένως και η δικαστική, πηγάζουν από τον Λαό. Απόρροια της παραπάνω δημοκρατικής αρχής είναι η κατά τη γνώμη μου ορθή θέση που διατυπώθηκε από ξένους κυρίως θεωρητικούς του δικαίου (Kurt Eichenberger, Blomeyer, Stein, Jonas, Schumann, Leipold, Muller, Graft) σύμφωνα με την οποία ο δικαστής δικάζει ως αντιπρόσωπος του λαού! Το ότι ο δικαστής λειτουργεί ως αντιπρόσωπος του λαού και ότι η δικαστική εξουσία πηγάζει από το λαό δεν αποτελούν σχήματα λόγου ή απλές πανηγυρικές διακηρύξεις χωρίς περιεχόμενο, αλλά θεμελιώνονται σε ποικίλες διατάξεις τόσο του Συντάγματος, όσο και άλλων σημαντικών νομοθετημάτων. Για τον αμέσως προηγούμενο λόγο, όπως εύστοχα έχει επισημάνει ο καθηγητής Κώστας Μπέης, δεν υπάρχει διάταξη νόμου που να υποχρεώνει την αποδοχή των αιτιολογιών μιας δικαστικής απόφασης! Η παραπάνω απόφαση του Τμήματος του Συμβουλίου της Επικρατείας, επικαλούμενη συνταγματικά άρθρα, αναδεικνύεται σε ένα «νομικό» Προκρούστη. Διότι οι έξι από τους εφτά δικαστές που συνέβαλαν στην έκδοση της απόφασης 350/2011, χρησιμοποίησαν το συνταγματικό κείμενο και τις διατάξεις του που έχουν επικαλεσθεί, όχι ως αντιπρόσωποι του λαού, αλλά για να εκφράσουν απόλυτα υποκειμενικές απόψεις τους. Μάλιστα έφθασαν στο σημείο, για να ενισχύσουν τις προσωπικές τους ιδεοληψίες φυλετικού και εθνικιστικού προσανατολισμού, να επικαλεσθούν το δίκαιο του αίματος (jus sanguinis) που δεν χαρακτηρίζει πλέον το ελληνικό δίκαιο ιθαγένειας. Η παραπάνω απόφαση, όπως διατυπώθηκε από τους πλειοψηφίσαντες δικαστές μάλλον δημιουργεί την εντύπωση ενός εθνικιστικού και ξενοφοβικού πολιτικού μανιφέστου, παρά ένα κείμενο διατύπωσης δικανικής κρίσης. Δυστυχώς! Azınlıkça 29

30 Το πρόβλημα με τους δικαστές που υπήρξαν οι αρχιτέκτονες της παραπάνω απόφασης είναι ότι απέδειξαν πως είναι δέσμιοι μιας παρωχημένης εθνικιστικής ιδεολογίας, η οποία στηριζόταν πάντοτε σε ανυπόστατο ιστορικά φαντασιακό υπόβαθρο, η οποία εξέθρεψε επικίνδυνες ιδεοληψίες στους Νεοέλληνες. Θα αναφέρουμε την άποψη «περί αναδέλφου έθνους» που είχε διατυπώσει ένας άλλος δικαστής που τιμήθηκε με το ανώτατο αξίωμα του προέδρου της δημοκρατίας. Θα αναφέρουμε την συνωμοσιολογία, σύμφωνα με την οποία ποικίλες υποχθόνιες δυνάμεις σχεδιάζουν και επιδιώκουν την εξαφάνιση του Ελληνισμού από προσώπου γης. Θα αναφέρουμε τον αμετροεπή και οιηματικό εθνικισμό που διακατέχει πολλούς Νεοέλληνες, σύμφωνα με τον οποίο οι εθνοτικές μειονότητες στην Ελλάδα είναι υπό απαγόρευση και ότι γενικότερα οι μειονότητες αποτελούν εκ προοιμίου «πέμπτη φάλαγγα» που επιβουλεύονται την ύπαρξη του έθνους και την ασφάλεια της πατρίδας. Θα αναφέρουμε τον έντονο ρατσισμό που επικρατεί στην Ελλαδική Ορθόδοξη Εκκλησία, που δίνει την εντύπωση πως οι άλλοι ορθόδοξοι λαοί απλώς μπορούν να υπάρχουν χάριν της ελληνικής μεγαλοψυχίας. Ξαναγυρνώ στα δικά μου που εξιστόρησα στην αρχή. Κατά την άποψη των δικαστών μάλλον είμαι εκτός ελληνικού έθνους! Σύμφωνα με τους κανόνες που στηρίζονται στο δίκαιο του αίματος οι ομοϊδεάτες των δικαστών, όπως οι οπαδοί της Χρυσής Αυγής ή του κοινοβουλευτικού ΛΑ.Ο.Σ. ή οι «ελληνόψυχοι» του Στόχου θα μπορούσαν να με χαρακτηρίσουν περιπαικτικά ή υβριστικά σαν «μπάσταρδο». Από την άλλη μεριά, μολονότι λατρεύω τους ανθούς του ελληνικού πολιτισμού και κυρίως την ελληνίδα γλώσσα, δηλώνω απερίφραστα πως δεν επιθυμώ να έχω καμιά σχέση με τους εθνικιστές, τους εθνικόφρονες, τους ελληνόψυχους ή τους οπαδούς της «Ελλάδος των Ελλήνων Χριστιανών». Αναγνωρίζω πως η Ελλάδα ανέκαθεν, εκτός από τους «καθαρούς» Έλληνες διέθετε και διαθέτει ένα πλούτο Ελλήνων που δεν είναι τόσο «καθαροί». Μιλώ για τους Τούρκους Έλληνες πολίτες της Θράκης ή των Δωδεκαννήσων, τους Ρομά που τους συναντούμε σε κάθε γωνιά της χώρας, για τους Μακεδόνες σλαβικής καταγωγής. Δεν θεωρώ πως όσοι από τους Πόντιους βαυκαλίζονται πως είναι οι πιο καθαροί, -μήπως και μοναδικοί(;)- Έλληνες με εκφράζουν και ούτε έχω διάθεση να έχω σχέσεις μαζί τους, πέραν της καθημερινής ανθρώπινης επικοινωνίας. Μετέχω την ελληνικής παιδείας, που η ουσία της είναι η οικουμενικότητα και ο κοσμοπολιτισμός, ως απάντηση στη χυδαιότητα της καπιταλιστικής παγκοσμιοποίησης. Για όλους αυτούς τους λόγους έχω προβληματιστεί από την απόφαση 350/2011 του Δ Τμήματος του Συμβουλίου της Επικρατείας, ελπίζοντας πως στην Αθήνα υπάρχουν Δικαστές! Νέο κάλεσμα ενότητας από τον Παπούλια Καμπανάκι από τον Πρόεδρο της Δημοκρατίας Κάρολο Παπούλια για κοινωνική συνοχή. Ζητά προσήλωση στα μεγάλα και σημαντικά. Μήνυμα προς τις πολιτικές δυνάμεις της χώρας ότι μπορούν να συναντηθούν σε μια κοινή επιδίωξη έστειλε από το Διδυμότειχο ο Πρόεδρος της Δημοκρατίας Κάρολος Παπούλιας. Βρισκόμαστε στη μέση μιας δύσκολης διαδρομής. Το πρόβλημα μας είναι η διασφάλιση της κοινωνικής ειρήνης και της κοινωνικής συνοχής. Λύση υπάρχει και είναι πολιτική. Αρκεί να αρθούμε όλοι πάνω από τα μικρά και να προσηλωθούμε στα μεγάλα, ανέφερε χαρακτηριστικά. Αναφερόμενος στους ακρίτες της Θράκης, τόνισε ότι δίνουν καθημερινή μάχη για ένα καλύτερο και πιο αισιόδοξο αύριο, πολλές φορές κάτω από αντίξοες συνθήκες. Αμέσως μετά την τελετή ανακήρυξης σε Επίτιμο Δημότη, ο Πρόεδρος επισκέφθηκε το Βυζαντινό κάστρο του Πυθίου και στη συνέχεια παρακάθισε σε γεύμα που του παρέθεσε ο δήμαρχος Διδυμοτείχου Παρασκευάς Πατσουρίδης. Να σημειωθεί πως ο πρόεδρος της Δημοκρατίας βρέθηκε στην πόλη των κάστρων στο πλαίσιο των εκδηλώσεων για τα Ελευθέρια Azınlıkça

31 adına Serdar Karapaça, Almanya Fahri Konsolosu Kurudis, Azınlık Okulları Koordinatörü Nikos Papageorgiu, Rodop PASOK eski milletvekili Hrisa Manolya, Eyalet Meclis Üyesi Yiannis Nikolaidis, Gümülcine Belediyesi nin temsilcisi, milletvekili Ahmet Hacıosman ın temsilcisi yer aldılar. Frangoudaki Programı nın filmi Gümülcine de GÖSTERİLDİ Frangoudaki Programı olarak adlandırılan Müslüman Çocukların Eğitimi Programını anlatan (Batı) Trakya daki Azınlık öğrencileri için başka bir eğitim. Ekliyoruz Çıkarmıyoruz, Topluyoruz Bölmüyoruz, adlı film 11 Mayıs Çarşamba günü Gümülcine deki (Komotini) Kosmopolis Odeon sinemalarında gösterildi. Film gösterimi öncesi kısa bir konuşma yapan Anna Frangoudaki, programın 10 yıllık dönemini özetledi. Frangoudaki, Bu akşam burada sizler 10 yıl boyunca devam eden programda neler yapmışız onu izleyeceksiniz. Programın 4. bölümü başladı arasında bu yılın Eylül ayından itibaren devam ediyor. Öncelikli olarak filmi yerel toplumdan yorumlayacak olanlara daha şimdiden teşekkür ediyorum. Milletvekillerini davet ettik. Ancak şu an hepsi Parlamento da ve gelemediler ancak temsilcilerini gönderdiler. Hacıosman dan ayrıca bir de yazılı açıklama var size onu okumak istiyorum dedi. Aynı filmin Dedeağaç ve İskeçe de de tanıtımı yapılırken yerel yöneticiler filme ilgi gösterdiler. Thanos Anastopulos un senaristliğini yaptığı 75 dakikalık film, Frangoudaki Programı kapsamında azınlık çocuklarının Yunanca öğrenimi ve topluma entegrasyonu amacıyla yürütülen 10 yıllık çalışma ve faaliyetleri sinema ekranına aktarıyor. Film, programları bilgisayar ortamında kullanım ve elektronik eğitici bilgileri teknoloji kullanılarak elde edilen başarıyı, çocukların ilgisini çeken pedagojik metotların başarılı sonuçlarını, çocukların araştırma sürecine katılmalarıyla gerçekleşen küçük çaplı mucizeleri, eğitim sürecinde öğrencilerin kimliğine saygı ilkesinin uygulanmasıyla ortaya çıkan sonuçları ve bunların en zor koşullarda ve ulaşımdan en uzak bölgelerde bile eğitim sürecinde temel etken oluşturduğunu tanıtıyor. Filmi izlemeye gelenler arasında, program sorumluları Anna Frangudaki ve Thalia Dragona, Rodop - Evros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği başkanı Mehmet Derdiman ve yönetim kurulu üyeleri, T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu Azınlıkça 31

32 ΕΛΕΥΘΕΡΙΑ ΤΗΣ ΔΥΤΙΚΗΣ ΘΡΑΚΗΣ Ή ΠΙΟ ΣΩΣΤΑ ΕΝΩΣΗ ΜΕ ΤΗΝ ΕΛΛΑΔΑ; Ο μήνας Μάιος παραδοσιακά πλέον είναι αφιερωμένος στην αναμόχλευση της συλλογικής μνήμης των Δυτικοθρακιωτών στο γεγονός του παρελθόντος της ενσωμάτωσης της Δυτικής Θράκης στην επικράτεια του ελληνικού κράτους. Κατ αρχάς είναι απόλυτα θετικό, εκτός από τα μεμονωμένα πρόσωπα και οι κοινότητες των ανθρώπων να συντηρούν μνήμες ιστορικές. Στον τόπο μας βέβαια ο εορτασμός των εθνικών επετείων συνήθως αποτελεί αφορμή κομπασμών και εθνικιστικών διθυράμβων εκ μέρους εκείνων που θεωρούν τους εαυτούς τους αμύντορες της καθαρότητας του ελληνικού έθνους (sic!). Ακόμα και τραγικά περιστατικά του παρελθόντος, που η ανάκλησή τους στο παρόν, δεν θα έπρεπε να αποτελεί ευκαιρία εορτασμού, αλλά συλλογικής οδύνης και καθαρτήριας περισυλλογής, «εορτάζονται» από «φαιδρούς πανηγυριστές». Λόγου χάρη η καταστροφή της Νάουσας, που δίκαια αποκαλείται Ολοκαύτωμα, εξαιτίας της βίαιης και ολοκληρωτικής καταστολής της εξέγερσης των κατοίκων της από τις οθωμανικές δυνάμεις το 1822, με μαζικές σφαγές και εξανδραποδισμό κυρίως γυναικών, αναφέρεται σαν «εορτασμός του Ολοκαυτώματος»! ΜΕ ΓΝΩΣΗ και ΜΕ ΤΟΛΜΗ Γιώργος Δούδος Συγγραφέας και δικηγόρος από τη Θεσσαλονίκη Οι Έλληνες μπορεί να νιώθουμε υπερήφανοι για τον Διονύσιο Σολωμό, κυρίως γιατί υπήρξε ο ποιητής του εθνικού ύμνου της χώρας, αλλά είναι υπερβολικά πολλοί εκείνοι που αγνοούν τη φράση του ποιητή, ότι «το έθνος πρέπει να μάθει να θεωρεί εθνικόν ό,τι είναι αληθές»! Ακόμα και όσοι γνωρίζουν αυτή την παρακαταθήκη του Σολωμού προς τους Έλληνες και τις Ελληνίδες, σε μεγάλο, απογοητευτικό ποσοστό, αρνούνται να την υιοθετήσουν ως βίωμα και βαυκαλίζονται ακόμα και στην εποχή μας από τις φαντασιώσεις και τα μυθεύματα που επί χρόνια οι μηχανισμοί προπαγάνδας του κράτους μας σέρβιραν σαν ιστορικές αλήθειες περί Ελλάδος και ελληνικού έθνους! Γενικά, η ιστορία στον τόπο μας, έχει υποστεί πολύμορφους βιασμούς και στρεβλώσεις, προκειμένου, μάλλον σκόπιμα, οι Έλληνες να μην αποκτήσουν συλλογική αυτογνωσία. Το γεγονός ότι γειτονικοί μας λαοί επί χρόνια δεν διδάσκονταν, -μερικοί ακόμα συνεχίζουν να ταΐζονται με χαλασμένο γάλα-, ιστορία αλλά μυθολογία, προκειμένου να οικοδομηθεί η εθνική ενότητά τους και η συλλογική περηφάνεια τους σε κίβδηλα φαντασιακά θεμέλια δεν μπορεί να αποτελεί άλλοθι! Την ενσωμάτωση της Δυτικής Θράκης στην επικράτεια του ελληνικού κράτους επί χρόνια οι «παράγοντες» αυτού του τόπου την αποκαλούν Ελευθέρια. Αν θέλαμε να είμαστε περισσότερο συνεπείς με την αλήθεια της ιστορικής μνήμης οφείλαμε να επιλέξουμε τη λέξη Ένωση. Δεν εμφανίστηκε ξαφνικά κάποια καλή νεράιδα που κούνησε το μαγικό ραβδάκι της, ούτε έτσι είχε αποφασίσει ο «θεός της Ελλάδος» για να αποτελέσει η Δυτική Θράκη κομμάτι της Ελλάδος. Υπήρξε ένας συγκερασμός πρωτοβουλιών και πολιτικών επιλογών ανθρώπων που ζούσαν στη Θράκη και των τοπικών συνθηκών που επικρατούσαν στην περιοχή, που δημιούργησαν τις προϋποθέσεις της ένωσης, η οποία πραγματώθηκε επίσημα, σύμφωνα με τους κανόνες του Διεθνούς Δικαίου με την περίφημη Συνθήκη της Λωζάνης (1923)! Κατά τους επίσημους εορτασμούς της επετείου της θρακικής ενσωμάτωσης στην ελληνική επικράτεια εμφανίζεται μια ανισσόροπη προβολή των συνθηκών και των προσώπων που συνέβαλαν στην επίτευξη τούτου του γεγονότος. Αυτή η πρακτική, κατά την γνώμη μου αποτελεί προσβολή της ιστορικής μνήμης των Δυτικοθρακιωτών και απαράδεκτη απόκρυψη της αλήθειας. Όσο πιο σύ- 32 Azınlıkça

33 ντομα θα ήθελα να επισημάνω ορισμένες σημαντικές αλήθειες που πηγάζουν από την Ιστορία έτσι όπως γράφτηκε, δίχως προκρούστειες επεμβάσεις και κακοποιήσεις. Η Θράκη υπήρξε στόχος επέκτασης της βουλγαρικής κυριαρχίας, στα πλαίσια της πανσλαβικής επιθετικής τακτικής της Ρωσίας στα Βαλκάνια που χειραγωγούσε τον βουλγαρικό εθνικισμό, ακόμη και στα χρόνια της οθωμανικής εξουσίας. Οι Μουσουλμάνοι της Θράκης και ιδίως οι Πομάκοι της Ροδόπης, ουδέποτε συμβιβάστηκαν με την ιδέα της βουλγαρικής επικυριαρχίας στον τόπο τους. Η έκρηξη της επιθετικότητας της Ρωσίας στα Βαλκάνια προκάλεσε τον ρωσοτουρκικό πόλεμο , που μετά το τέλος του είχε μεταξύ των άλλων ως αποτέλεσμα το σχεδιασμό της μεγάλης Βουλγαρίας της Συνθήκης του Αγίου Στεφάνου. Η προβλεπόμενη υπαγωγή του βορειοδυτικού τμήματος της Ροδόπης και της περιοχής της βόρειας Θράκης στην κυριαρχία της βουλγαρικής Ηγεμονίας, προκάλεσε έντονες αντιδράσεις κυρίως μεταξύ των Οθωμανών Πομάκων. Στα μέσα Μαρτίου του 1878 οι Μουσουλμάνοι της Ροδόπης αμφισβήτησαν έμπρακτα την βουλγαρορωσική κατοχή του τόπου τους. Τότε εκδόθηκε η διακήρυξη του «Προσωρινού Τουρκικού Κράτους της Ροδόπης» (τουρκικά «Rodop Türk Devlet-i»). Ακόμη και μετά την υπογραφή της Συνθήκης του Βερολίνου συνεχίστηκαν οι ένοπλες συγκρούσεις μεταξύ βουλγαρικών σωμάτων και ένοπλων Πομάκων. Μάλιστα το θέρος του 1879 οι προεστοί των επαναστατημένων χωριών, που έφτασαν τα είκοσι ένα, αποφάσισαν να οργανώσουν ανεξάρτητη δημοκρατία, εντελώς αυτόνομη από κάθε άλλη εξουσία. Η δημοκρατία των επαναστατημένων Πομάκων της Ροδόπης και των «ανυπότακτων χωριών» έμεινε γνωστή ως Δημοκρατία της Ταμράς, από την ορεινή πολίχνη Ταμράς που ήταν το κέντρο της, (στη βουλγαρική γλώσσα Ταμράσκα ρεπουμπλίκα ) και επιβίωσε ως το Το ίδιο έτος ο βουλγαρικός στρατός κατέκτησε την περιοχή της βραχύβιας δημοκρατίας και η Οθωμανική Αυτοκρατορία αναγνώρισε την απορρόφηση της Ανατολικής Ρωμυλίας από το βουλγαρικό κράτος. Οι βαλκανικοί πόλεμοι ( ) σηματοδότησαν και νέες απώλειες για το οθωμανικό κράτος. Όλη η Θράκη κατά τον πρώτο βαλκανικό πόλεμο κατακτήθηκε από τη Βουλγαρία. Στη διάρκεια του δεύτερου βαλκανικού πολέμου οι ελληνικές δυνάμεις ανέλαβαν τον έλεγχο της Δυτικής Θράκης, αλλά στη Διάσκεψη ειρήνης του Βουκουρεστίου (10 Αυγούστου 1913) ο Ε. Βενιζέλος υποχώρησε στις πιέσεις των Μεγάλων Δυνάμεων και δέχθηκε η περιοχή από τον Νέστο και όλη η Δυτική Θράκη να περιέλθει στη Βουλγαρία. Ταυτόχρονα σχεδόν με την αποχώρηση των ελληνικών δυνάμεων από τη Δυτική Θράκη, ανταρτικές δυνάμεις υπό την ηγεσία του Ενβέρ Μπέη επιτίθενται κατά των Βουλγάρων και μετά από εχθροπραξίες σχεδόν δύο μηνών οι Μουσουλμάνοι καταφέρνουν να ελέγξουν όλη την περιοχή. Όταν καταλήφθηκε από τους αντάρτες η Κομοτηνή (31 Αυγούστου 1913) ιδρύθηκε η «Προσωρινή Κυβέρνηση της Δυτικής Θράκης» (τουρκικά Garbî Trakya Hükûmeti Muvakkatesi ), με πρόεδρο τον Σαλίχ Χότζα και συμμετοχή ενός Έλληνα, ενός Αρμένιου και ενός Ισραηλίτη. Οι ηγέτες της προσωρινής κυβέρνησης αναζήτησαν βοήθεια από την Ελλάδα και από την Οθωμανική Αυτοκρατορία. Επίσης οι Έλληνες και οι Μουσουλμάνοι ηγέτες της Δυτικής Θράκης υποστήριξαν την υπόθεσή τους στους αντιπροσώπους των Μεγάλων Δυνάμεων στην Κωνσταντινούπολη. Όταν οι Δυτικοθρακιώτες διαπίστωσαν πως η οθωμανική κυβέρνηση χρησιμοποιούσε την «Προσωρινή Κυβέρνηση» για να πιέσει τη Βουλγαρία στις διαπραγματεύσεις πριν από την υπογραφή της οθωμανικής-βουλγαρικής συνθήκης της Κωνσταντινούπολης της 29 Σεπτεμβρίου 1913, που τελικά αναγνώρισε την κυριαρχία της Βουλγαρίας στη Δυτική Θράκη και ζήτησε από τους αντάρτες να σταματήσουν τον αγώνα τους. Οι ηγέτες της αυτόνομης κίνησης Σουλεϊμάν Ασκερί και Κουστσούμπασι Εσρέφ αρνήθηκαν να δεχθούν τις οθωμανικές υποδείξεις και μετονόμασαν την προσωρινή κυβέρνηση σε «Ανεξάρτητη Κυβέρνηση της Δυτικής Θράκης» (τουρκικά Grabî Trakya Hükûmet-i Müstakîlesi ). Η περίοδος εξουσίας της ανεξάρτητης κυβέρνησης της Δυτικής Θράκης, χωρίς καμιά βοήθεια, είχε διάρκεια μόλις λίγων μηνών, από το τέλος Μαρτίου ως τις 25 Οκτωβρίου του 1913, οπότε η Δυτική Θράκη περιήλθε στην βουλγαρική κυριαρχία. Στο τέλος του πρώτου παγκοσμίου πολέμου η Βουλγαρία ανήκει στην πλευρά των νικημένων. Η Ελλάδα ανήκει μεταξύ των νικητών συμμάχων και μολονότι στις αρχές Οκτωβρίου 1918 καταλαμβάνει την Ανατολική Μακεδονία δεν προωθείται προς τη Δυτική Θράκη που ανήκει στην ευθύνη βρετανικών και γαλλικών δυνάμεων. Μετά την υπογραφή της συμφωνίας ανακωχής του Μούδρου τέλη Οκτωβρίου 1918 επίκειται πλέον η κατάτμηση της Οθωμανικής Αυτοκρατορίας μεταξύ των συμμάχων της Entente, μεταξύ των οποίων Azınlıkça 33

34 συγκαταλέγεται και η Ελλάδα. Στη διάσκεψη της Συνθήκης Ειρήνης του Παρισιού ( ) ο Ελευθέριος Βενιζέλος προβάλλει τις εδαφικές διεκδικήσεις της Ελλάδος. Η κατάσταση στη Δυτική Θράκη είναι ρευστή. Στη διάσκεψη των Παρισίων οι αντιπρόσωποι της Ελλάδος, της Βουλγαρίας και της Τουρκίας προσπαθούν με κάθε τρόπο να προωθήσουν τις θέσεις τους. Το Νοέμβριο 1918 ο στρατιωτικός ακόλουθος της Ελλάδος στη Σόφια Κωνσταντίνος Μαζαράκης έρχεται σε επαφή με οκτώ Μουσουλμάνους από τη Δυτική Θράκη που ήταν μέλη της βουλγαρικής βουλής και τους πείθει να στείλουν αιτήσεις στο Παρίσι προς την ηγεσία των Συμμάχων, ζητώντας να τεθεί η Δυτική Θράκη υπό συμμαχική διοίκηση, στην οποία θα συμμετείχαν και ελληνικές δυνάμεις, η οποία θα παρείχε ικανοποιητική προστασία στους Μουσουλμάνους και Έλληνες κατοίκους, κάτι που δεν πρόσφερε η βουλγαρική διοίκηση. Οι αιτήσεις δόθηκαν στον Μαζαράκη που τις προώθησε στο Παρίσι αρχές του Η Επιτροπή Δυτικής Θράκης της Κωνσταντινούπολης, που προσέβλεπε στην προστασία των τουρκικών συμφερόντων στην περιοχή, έρχεται ταυτόχρονα σε επαφή με τους ίδιους Μουσουλμάνους βουλευτές που στις 18 Δεκεμβρίου 1918 τους δίδει ένα υπόμνημα για να επιδώσουν στους αντιπροσώπους των Μεγάλων Δυνάμεων στη Σόφια. Σε τούτο υποστηριζόταν ότι ποσοστό 90% των κατοίκων της Δυτικής Θράκης είναι Τούρκοι και Μουσουλμάνοι, ενώ μόνο 7% είναι Έλληνες και 3% Βούλγαροι.. Τελικά από τα μέσα Οκτωβρίου 1919 παύει η βουλγαρική κυριαρχία στη Δυτική Θράκη και εγκαθίσταται ένα ιδιόμορφο καθεστώς αυτονομίας, γνωστό ως Thrace Interallié (Διασυμμαχική Θράκη) με διοικητή τον Γάλλο στρατηγό Charpy, που διαρκεί ως τις 22 Μαΐου Στα τέλη του 1919 και αρχές του 1920 δημιουργείται ένα συμβουλευτικό όργανο που ονομάζεται Conseil Superieur de la Thrace Interallié (Ανώτερο Συμβούλιο της Διασυμμαχικής Θράκης) στο οποίο συμμετέχουν πέντε Έλληνες, πέντε Τούρκοι, δύο Βούλγαροι, ένας Ισραηλίτης, ένας Αρμένιος και ένας Λεβαντίνος. Στις 4 Απριλίου του 1920 το Ανώτερο Συμβούλιο συνεδριάζει για πρώτη φορά και εκλέγεται ως πρόεδρός του ο Έλληνας Εμμανουήλ Δουλάς, από το Καραγάτς, με τις ψήφους των Χαφίζ Σαλίχ και Οσμάν Αγά και του Αρμένιου Κεβορκιάν. Το αποτέλεσμα της ψηφοφορίας αυτής αξιολογήθηκε ως ένα είδος δημοψηφίσματος του λαού της Δυτικής Θράκης, που καταδείκνυε τη βούλησή του να μην επανέλθει η περιοχή στην βουλγαρική επικράτεια, αλλά ούτε και να αποτελέσει εκ νέου τμήμα του οθωμανικού κράτους. Η Επιτροπή Δυτικής Θράκης της Κωνσταντινούπολης θεώρησε του δύο Μουσουλμάνους που ψήφισαν για πρόεδρο τον Δουλά προδότες. Από ελληνικής πλευράς τονίζεται η αποφασιστική συμβολή του Χαρίσιου Βαμβακά, που είχε σταλεί από τον Βενιζέλο στη Θράκη ως βοηθός του Charpy, κάτι που δεν θα πρέπει να αγνοηθεί. Παρόλα αυτά η στάση των Οθωμανών Χαφίζ Σαλίχ και Οσμάν Αγά είχε ιδιαίτερη βαρύτητα για τις εξελίξεις σχετικά με το μέλλον της Δυτικής Θράκης, κάτι που είτε αποσιωπάται κατά τους επίσημους εορτασμούς των Ελευθερίων της περιοχής είτε έχει λησμονηθεί δυστυχώς εξαιτίας της απαράδεκτης σιωπής. Η διαφοροποίηση της στάσης μεταξύ των πέντε Μουσουλμάνων μελών του Ανώτερου Συμβουλίου της Δυτικής Θράκης θα ήταν λάθος να ερμηνευθεί είτε ως επιτυχία του Βαμβακά, που κατάφερε δήθεν να παρασύρει τους Χαφίζ Σαλίχ και Οσμάν Αγά υπέρ των ελληνικών θέσεων, είτε ότι οι δύο παραπάνω Θρακιώτες ήταν προδότες όπως κατηγορήθηκαν από την Κωνσταντινούπολη. Η θέση τους δείχνει πως σε καμιά περίπτωση δεν επιθυμούσαν μια νέα βουλγαρική παρουσία στον τόπο τους και από την άλλη, ότι όντας ρεαλιστές και βλέποντας πως η Οθωμανική Αυτοκρατορία δεν ήταν δυνατό να αναγεννηθεί, προτίμησαν εκείνη τη λύση που έκριναν ότι θα ήταν καλύτερη για το μέλλον της πατρίδας τους της Δυτικής Θράκης και για τους ομοθρήσκους συμπολίτες τους. Εντέλει, μετά τα γεγονότα που αναφέρθηκαν πιο πάνω, στις 23 Μαΐου 1920 ο έλεγχος της Δυτικής Θράκης παραχωρείται de facto από τους Συμμάχους στις ελληνικές δυνάμεις. Παρόλα αυτά η πολιτική κατάσταση αυτή την περίοδο είναι ιδιαίτερα πολύπλοκη. Όλων των ειδών οι χειρισμοί και όλων των μορφών οι ανίερες συμμαχίες εμφανίζονται στο προσκήνιο με στόχο το οριστικό καθεστώς της Δυτικής Θράκης μιας και η παραχώρηση της περιοχής στις ελληνικές δυνάμεις δεν είχε τέτοιο χαρακτήρα. Άμεση αντίδραση στον ελληνικό έλεγχο της Δυτικής Θράκης ήταν μια απόπειρα μεταξύ Τούρκων και Βουλγάρων να δημιουργήσουν μια δυτικοθρακιώτικη κυβέρνηση και γι αυτό το σκοπό με πρωτοβουλία του Πεφτερελή Τεβφίκ Μπέη συγκαλείται συνέλευση στις 25 Μαΐου του 1920 στο χωριό Χεμετλή (σημερινή Οργάνη). Προσήλθαν αντιπρόσωποι σχεδόν από κάθε γωνιά της Δυτικής Θράκης μαζί με ένοπλους Βούλγαρους και Τούρκους, που αριθμούσαν μερικές εκατοντάδες ανδρών. Αποφάσι- 34 Azınlıkça

35 σαν την ίδρυση μιας Προσωρινής Κυβέρνησης της Δυτικής Θράκης με επτά Τούρκους «υπουργούς» και τρεις Βούλγαρους. Ορισμένοι είχαν αποκτήσει προηγουμένως πείρα από τη συμμετοχή τους στο Ανώτερο Συμβούλιο του στρατηγού Charpy. Το «κράτος της Οργάνης» δεν κατάφερε να παίξει ρόλο στις εξελίξεις, ούτε βέβαια να επηρεάσει το μέλλον της Δυτικής Θράκης και διαλύθηκε άδοξα όταν η Κωνσταντινούπολη ανακάλεσε τον Πεφτερελή Τεβφίκ Μπέη. Δεν κατάφεραν οι φιλόδοξοι της Οργάνης να υποστηριχθούν από τον Τζαφέρ Ταγιάρ Μπέη, που είχε οργανώσει την τουρκική αντίσταση στην Ανατολική Θράκη εναντίον της ελληνικής κυριαρχίας. Ένοπλες ομάδες Βουλγάρων και Τούρκων που συνεργάζονταν μεταξύ τους προσπαθούσαν να υπονομεύσουν τις ελληνικές αρχές στη Δυτική Θράκη, χωρίς αποτέλεσμα. Η συμβολή των Μουσουλμάνων κατοίκων της Δυτικής Θράκης υπήρξε αποφασιστική στην κατάληξη της ένωσής της με την Ελλάδα αν λάβουμε υπόψη τα ακόλουθα στατιστικά στοιχεία ως προς τη σύνθεση του πληθυσμού της περιοχής: Το 1912 εκτιμάται πως επί συνόλου κατοίκων της Δυτικής Θράκης, ήταν Μουσουλμάνοι, Έλληνες, Βούλγαροι και άλλων ταυτοτήτων (Ισραηλίτες, Αρμένιοι κ.ά.). Το 1920 σύμφωνα με στοιχεία της Διασυμμαχικής Θράκης επί συνόλου πληθυσμού , οι Μουσουλμάνοι ανέρχονταν σε , οι Πομάκοι σε , οι Έλληνες σε , οι Βούλγαροι σε και άλλων ταυτοτήτων σε Την ίδια χρονιά σύμφωνα με στοιχεία της ελληνικής διοίκησης επί συνόλου κατοίκων της Δυτικής Θράκης, οι Μουσουλμάνοι είναι , οι Έλληνες , οι Βούλγαροι και οι υπόλοιποι i i. Βιβλιογραφία: 1) Vemund Aarbakke; The Muslim Minority of Greek Thrace, Vol. I. University of Bergen ) Σαρκίς Τ. Δαγκαζιάν, Τα 90 χρόνια της ενσωμάτωσης της Θράκης στην Ελλάδα και η συμβολή των Αρμενίων. ΑΡΜΕΝΙΚΑ, τεύχος Μάρτιος-Απρίλιος ) Π. Παπαδημητρίου, Οι Πομάκοι της Ροδόπης, Εκδ. Αφοί Κυριακίδη ) Κ. Παπαθανάση-Μουσιοπούλου Πτυχές από την ιστορία των Πομάκων της Θράκης, Θρακική Επετηρίδα, ) B. Lory; The Turks of Bulgaria: The History, Culture and Political Fate of a Minority, p Ahmed Aga Tumrashlijata: The Last Derebey of the Rhodopes K. H. Karpat (εκδ.) ) E. Kofos; Greece and the Eastern Crisis , σ. 192,. Institute for Balkan Studies (εκδ.) Dışişleri, Türkiye ye karşı pasif kalındığı eleştirilerine CEVAP VERDİ Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Grigoris Delavekouras Yunanistan Türkiye ilişkilerini değerlendirdi. Bazı çevrelerin Türkiye ye karşı Dışişlerinin gerekli cevapları vermediği yönündeki eleştirilerine cevap verdi. Yunanistan ın haklarının her şekilde açıkça belli olduğunun altını çizen Delavekouras, Bakanlığın ulusal çıkarlara dayalı dinamik bir dış politika yürüttüğünü vurguladı. Yunan-Türk ilişkilerini yorumlayan Sözcü, Türkiye ye karşı tavrımız nettir ve ilişkilerimizin düzelmesi yönündedir. Son 10 yıldır ilişkilerimiz bu yönde ilerlemektedir. Gerek şimdiki hükümet gerekse önceki hükümetler Türkiye ile iyi ilişkileri hedeflemektedir. Nitekim Türkiye den de gerek Türk Başbakanı gerekse diğer yetkililer tarafından sıfır sorun yönünde açıklamalar yapılmaktadır. dedi. Türkiye ile ilişkilerde Dışişleri nin net bir politika yürüttüğünü kaydeden Delavekouras Türkiye de Haziran ayında gerçekleşecek genel seçimleri hatırlatarak, seçim sonrasında ikili ilişkilerde gözle görülür sonuçlar ve ilerleme istediklerini kaydetti. Sözcü Dışişleri nin her durumda diplomatik şekilde Yunanistan ın haklarını koruduğunu ve Bakanlığın bu ilke düzeyinde plan yaptığını belirtti. Azınlıkça 35

36 BTTDD Genel Başkanı Ramazan Çakır dan VEDA MESAJI Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Ramazan Çakır, derneğin 8 Mayıs Pazar günü yapılacak genel kongresinde kendi kararıyla genel başkanlık görevinden ayrılacağı için Batı Trakyalılara bir veda mesajı yayınladı. BTTDD Genel Başkanı Ramazan Çakır ın veda mesajı şu şekildedir: Çok kıymetli Batı Trakyalı hemşerilerim, İskeçe Türk İlkokulu nda 4. sınıfı okurken ailemle İstanbul a göç ettik. Babamın mezarı İskeçe dedir. Türkiye de tahsilimi bitirdim ve uzun yıllar üst düzey görevlerde yöneticilik yaptım. Arkadaşlarımızın talebi ve davetini kabul ederek 2009 yılı Mayıs ında İstanbul da düzenlenen Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği 51. Olağan Genel Kongresi nde genel merkez yönetimine seçildim. Kasım 2010 dan bu yana ise BTTDD Genel Başkanı olarak hemşerilerime hizmet etmek gayretiyle görev yapmaktayım. Bu vesile ile 1946 dan bu yana BTTDD çok şerefli hizmetler yapan, başkanlık ve yönetici görevinde bulunan büyüklerimizi ve arkadaşlarımızı şükran ve minnetle anmak isterim. BTTDD de daha önce görev alanlar, hizmet nöbetlerini diğer arkadaşlarına devretmişlerdir. Ben de, 8 Mayıs 2011 İstanbul Zeytinburnu Kültür Merkezi nde yapılacak 52. Olağan Genel Kurul Toplantısında görevimi seçilecek arkadaşıma devredeceğim. İnanıyorum ki yeni Genel Başkan hizmet bayrağını çok daha yukarılara taşıyacaktır. 36 Azınlıkça

37 Muhterem dava arkadaşlarım, Batı Trakya da yaşayan soydaşlarımız hassas bir dönemden geçiyor. Global dengeleri tehdit eden problemler bizi de yakından ilgilendiriyor. Sıkıntıları aşabilmek için her şeyden önce sahip olduğumuz inançlarımızı, kültürümüzü, geleneklerimizi ve tarihi değerlerimizi sahiplenerek geleceğe doğru yaşam kalitemizi daha da güçlendirmeliyiz. Bu amaca ulaşabilmek için birlik ve beraberlik içinde kardeşçe, arkadaşça ve dostluk duygularıyla birbirimize sarılmak, yardımlaşma içinde olmak ve komşularımızla iyi geçinmek bizim rehberimiz olmalıdır. Diğer taraftan, ekonomik ve tarımsal faaliyetlerimize ivme kazandırmak mecburiyetindeyiz. Ovada, yakada ve Balkan da sahip olduğumuz toprakların bizim en büyük doğal kaynağımız ve zenginliğimiz olduğunu bilmeliyiz. Çiftçimizin yaptığı tütün ziraatının kaybolmaya başlaması dolayısıyla alternatif projelerin hazırlanması ve çiftçilerimizin bu projeler istikametinde eğitime alınması önemli gelişmelerdir. Unutmayalım ki Batı Trakya iklimi, su ve toprak kaynakları itibari ile dünyanın en verimli ziraat arazilerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Ancak bu arazilerden şu ana kadar alınan verimlilik gerçek kapasitesinin çok altındadır. Bu umut verici çalışmaların devamını temenni ederim. Vefakâr ve cefakâr kardeşlerim, Sizlere veda ederken, öncelikle T.C. Gümülcüne Başkonsolosumuza, Türk azınlığı milletvekillerimize, seçilmiş müftülerimize, bütün sivil toplum kuruluşlarına, çok kıymetli medya mensuplarına ve canımızdan çok sevdiğimiz Türk Azınlığı Hemşerilerimize sevgilerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Toplumun her kesiminden yakın ilgi ve destek gördüm. Hizmetlerimizi planlarken; soydaşlarımız ve komşularımız ile birlikte el ele çalışarak, paylaşarak ve eşit haklara sahip olarak yaşamak idealleri öncelikli prensiplerimiz oldu. Unutmayalım ki bizler ve komşularımız inançları ayrı olsa da bütün insanlığın atası Hz. Adem (a.s.) ın torunları olarak ezelden geldik, ebede gidiyoruz. Hoşçakalınız, haklarınızı helal ediniz. BTTDD Genel Başkanı Ramazan Çakır Wikileaks te Batı Trakya konusu Wikileaks in yayınladığı bir belgede, ABD Ankara Büyükelçiliği nden Washington a gönderilen gizli rapora göre Başbakan Yorgo Papandreou nun 2010 yılında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan a gönderdiği yanıt mektubunda azınlık konuları ve Kıbrıs meselesinde yer alan ifadelerden Türkiye nin rahatsız olduğu belirtiliyor. To Vima tis Kiriakis gazetesinin yayınladığı Wikileaks belgelerine göre Amerikalı diplomatlar 2009 yılı itibarıyla Türkiye nin Ege konusunda paket anlaşmaya varılmasından yana olduğu belirtiliyorlar. Türklerin rahatsızlığı ve şifreli tavırları ifadesi kullanılan habere göre 2010 yılının Ocak ayı sonlarına doğru Türkiye Başbakanı Erdoğan, Başbakan Papanderou dan beklediği yanıt mektubunu alıyor. Raporda bu olaydan kısa bir süre sonra 2010 yılının Şubat ayında Türk Dışişleri nin Yunanistan ve Kıbrıs Masası Genel Müdür Yardımcısı Kerim Uras, Ankara daki Amerikan Büyükelçiliği Siyasi Danışmanı Daniel O Grady ile yaptığı görüşmede, Ankara nın genel hatları itibarıyla Papandreou nun mektubundan tatmin olduğunu dile getiriyor. Gizli rapora göre Türkiye nin ayrıca azınlık konuları ve Kıbrıs meselesinde Başbakan Papandreou nun yanıt mektubunda yer alan ifadelerden rahatsız olduğu belirtiliyor. Raporda, Türk tarafının Yunan Başbakanı nın Batı Trakya daki azınlık konusuna değinmekten kaçınması ve Kıbrıs taki iki halkın problemlerini çözmeleri için kendi başlarına bırakılmaları gerektiğine yönelik yaklaşımın sorumsuzluk olarak ifade ettiği oysa Yunanistan ın garantör devlet olarak önemli rol oynadığı ifade ediliyor. Azınlıkça 37

38 Büyük Derbent te Hatim töreni Meriç (Evros) İline bağlı Büyük Derbent köyünde 8 Mayıs Pazar günü hatim merasimi gerçekleştirildi. Etkinliğe Büyük Derbent Azınlık İlkokulu 6. Sınıf öğrencilerinden Sabri Kuru nun Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlandı. 18 hatim öğrencisi koro halinde ilahi ve kasideler okudular. Etkinliğe ayrıca Üsküp ten İsa Bey Medresesi 4. Sınıf Öğrencileri de katılarak Türkçe, Arapça ve Arnavutça ilahi ve kasideler okudular. Büyük Derbent Köyü Kur an Kursu öğrenci velileri öncülüğünde düzenlenen hatim merasimine, Nea Dimokratia (ND) Evros milletvekili Akis Gerontopoulos, Rodop - Evros S.Ö.P.A. Mezunu Öğretmenler Derneği Başkanı Mehmet Derdiman, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Seçek Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Ali Pencal, Seyyid Ali Sultan Dergâhı Koruma Vakfı Başkanı Ahmet Karahüseyin in yanısıra T.C. Gümülcine Muavin Konsolosu Fatih Akarca da katıldı. Etkinlikte kısa bir konuşma düzenleyen T.C. Gümülcine Muavin Konsolosu Fatih Akarca, böylesi güzel etkinliklerle kültür ve geleneklerin yaşatılmasından ötürü duyduğu memnuniyeti ifade ederek, hatim merasiminin gerçekleşmesinde emeği geçen herkesi kutladı. Akarca ayrıca annelerin 8 Mart Anneler gününü kutladı. Büyük Derbent Kur an Kursu hocalarından Abdürrahim Kuru yaptığı konuşmada, Kur an Kursu öğrencilerini tebrik ederek merasimin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese ve tüm katılımcılara teşekkür etti. Kuru, özellikle Üsküp İsa Bey Medresesi öğrencilerine etkinliğe iştirak etmelerinden ötürü teşekkür etti. Hatim merasimi Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif in yaptığı dua ile son bulurken katılımcılara etli pilav ve ayran ikram edildi. 38 Azınlıkça

39 Büyük Derbent Hatim Töreni / Evros Azınlıkça 39

40 40 Azınlıkça

ANTİFONİTİS VE TOURKİKA NEA BAYRAM YAPIYOR: SELANİK TE KÜÇÜK BİR ZAFER Cumartesi, 08 Temmuz :41

ANTİFONİTİS VE TOURKİKA NEA BAYRAM YAPIYOR: SELANİK TE KÜÇÜK BİR ZAFER Cumartesi, 08 Temmuz :41 Selanik te küçük bir zafer, İmathia, Didimotiho (Dimetoka) ve Thessaloniki (Selanik), artık skorda 3 te 3 üz diyen Antifonitis gazetesi ve Tourkika Nea haber portalı, Selanik te dernek çatısı altında bulunan

Διαβάστε περισσότερα

«ΕΛΑΤΕ ΝΑ ΦΤΙΑΞΟΥΜΕ ΜΑΖΙ ΤΟ ΜΠΑΧΤΣΕ ΤΟΥ.Ε.Ν.»

«ΕΛΑΤΕ ΝΑ ΦΤΙΑΞΟΥΜΕ ΜΑΖΙ ΤΟ ΜΠΑΧΤΣΕ ΤΟΥ.Ε.Ν.» ΑΠΡΙΛΙΟΣ - ΜΑΪΟΣ 2007 Τεύχος 4-5 Η Μ Ι Ο Υ Ρ Γ Ι Κ Ο Ε Ρ Γ Α Σ Τ Η Ρ Ι Ν Ε Ω Ν Α γαπητοί αναγνώστες των ΠΟΛΥΦΩΝΙΩΝ: Σε αυτό το τεύχος οµάδες δηµιουργικών εργαστηρίων θα µας ταξιδέψουν στους πιο όµορφους

Διαβάστε περισσότερα

Ακαδημαϊκός Λόγος Εισαγωγή

Ακαδημαϊκός Λόγος Εισαγωγή - Σε αυτήν την εργασία/διατριβή θα αναλύσω/εξετάσω/διερευνήσω/αξιολογήσω... Γενική εισαγωγή για μια εργασία/διατριβή Bu tezde/ kağıtta/ denemede...'ı tetkik edeceğim/soruşturacağım/ araştıracağım/ değerlendireceğim/

Διαβάστε περισσότερα

Azınlık Eğitimi Bölümünün kapsayacağı bilimsel alanlar ise şunlar: - İki Dilli ve Çok Dilli Ortamlarda Sosyalleşme ve Eğitim

Azınlık Eğitimi Bölümünün kapsayacağı bilimsel alanlar ise şunlar: - İki Dilli ve Çok Dilli Ortamlarda Sosyalleşme ve Eğitim Bir kez daha Batı Trakya da Azınlığın görüşü alınmadan Azınlık eğitimiyle ilgili bir adım daha atılıyor. Bu defasında ise Eğitim Bakanı Kostas Gavroğlu Selanik e Azınlık Eğitimi Ana Bilim Dalı kurulmasını

Διαβάστε περισσότερα

ΕΛΛΗΝΙΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ Αθήνα, 16 Μαΐου 2019

ΕΛΛΗΝΙΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ Αθήνα, 16 Μαΐου 2019 Ελληνική ΕΛΛΗΝΙΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ Αθήνα, 16 Μαΐου 2019 ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΣΩΤΕΡΙΚΩΝ ΕΙΔΙΚΗ ΓΡΑΜΜΑΤΕΙΑ ΙΘΑΓΕΝΕΙΑΣ ΓΡΑΦΕΙΟ ΕΙΔΙΚΟΥ ΤΟΜΕΑΚΟΥ ΓΡΑΜΜΑΤΕΑ Ταχ. Δ/νση: Σταδίου 27 & Δραγατσανίου 2, 10183 Αθήνα Τηλ.: 2131364986

Διαβάστε περισσότερα

YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI KOCİAS: ERDOĞAN ÜLKESİ İÇİN BÜYÜK BİR LİDER Cumartesi, 02 Aralık :08

YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI KOCİAS: ERDOĞAN ÜLKESİ İÇİN BÜYÜK BİR LİDER Cumartesi, 02 Aralık :08 Güney Kore ye resmi bir ziyaret gerçekleştiren Kocias, Erdoğan düşüncelerini yeniden gözden geçirme aşamasında bulunan ülkesi için büyük bir lider dedi. Atina Makedonya Ajansı na göre Türkiye Cumhuriyeti

Διαβάστε περισσότερα

EĞİTİM CAMİASI TALEPLERİNİ BİR KEZ DAHA BAKANA İLETTİ Cumartesi, 11 Şubat :55

EĞİTİM CAMİASI TALEPLERİNİ BİR KEZ DAHA BAKANA İLETTİ Cumartesi, 11 Şubat :55 Batı Trakya daki Azınlık İlkokulları nda görev yapan Türkçe öğretmenlerinin iki Derneği, eğitimde karşılaştıkları sorunları Eğitim Bakanı Kostas Gavroğlu na bir mektupla iletti. Bakan Gavoğlu na gönderilen

Διαβάστε περισσότερα

ΡΑΓΩΝΑ: «ΤΟ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑ ΕΙΧΕ ΜΕΓΑΛΥΤΕΡΗ ΑΝΤΑΠΟΚΡΙΣΗ ΑΠΟ ΑΥΤΗ ΠΟΥ ΠΕΡΙΜΕΝΑΜΕ»

ΡΑΓΩΝΑ: «ΤΟ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑ ΕΙΧΕ ΜΕΓΑΛΥΤΕΡΗ ΑΝΤΑΠΟΚΡΙΣΗ ΑΠΟ ΑΥΤΗ ΠΟΥ ΠΕΡΙΜΕΝΑΜΕ» Εφηµ. «Μπιρλίκ» 10.06.2011 ΡΑΓΩΝΑ: «ΤΟ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑ ΕΙΧΕ ΜΕΓΑΛΥΤΕΡΗ ΑΝΤΑΠΟΚΡΙΣΗ ΑΠΟ ΑΥΤΗ ΠΟΥ ΠΕΡΙΜΕΝΑΜΕ» Οι καθηγήτριες κα Άννα Φραγκουδάκη και κα Θάλεια ραγώνα που ήρθαν στην Κοµοτηνή για το Πρόγραµµα Εκπαίδευσης

Διαβάστε περισσότερα

Yunanistan da, Yannis Vasilis Yaylalı ya destek açıklamaları yapılıyor.

Yunanistan da, Yannis Vasilis Yaylalı ya destek açıklamaları yapılıyor. PONTUS DERNEKLERİ, ATİNA BAROSU VE PARTİ BAŞKANI NİKOLOPULOS TAN YANNİS VASİLİS YAYL Yunanistan da, Yannis Vasilis Yaylalı ya destek açıklamaları yapılıyor. Yunanistan da Pontus Dernekleri başta olmak

Διαβάστε περισσότερα

Είδηση στα Τουρκικά http://www.azinlikca.net/bati-trakya-haber/musluman-cocuklarin-egitimi- 682011.html Çarşamba, 08 Haziran 2011

Είδηση στα Τουρκικά http://www.azinlikca.net/bati-trakya-haber/musluman-cocuklarin-egitimi- 682011.html Çarşamba, 08 Haziran 2011 Είδηση στα Τουρκικά http://www.azinlikca.net/bati-trakya-haber/musluman-cocuklarin-egitimi- 682011.html Çarşamba, 08 Haziran 2011 Müslüman Çocukların Eğitimi Programı ile ilgili Gümülcine de basın toplantısı

Διαβάστε περισσότερα

Başvuru: Türkçe - Yunanca. Δοκιμαστική περίοδος. Συστατική επιστολή. Βεβαίωση προϋπηρεσίας. Απολυτήριο λυκείου

Başvuru: Türkçe - Yunanca. Δοκιμαστική περίοδος. Συστατική επιστολή. Βεβαίωση προϋπηρεσίας. Απολυτήριο λυκείου Başvuru: Türkçe - Yunanca Adlar/İsimler Çalışma saatleri kısmi zamanlı çalışma tam zamanlı çalışma kısmi zamanlı çalışma deneme süresi fazla mesai vardiyalı iş çalışma saatleri Referanslar deneme çalışması

Διαβάστε περισσότερα

ΕΛΛΗΝΙΚΑ Έκδοση ψηφίσματος από τη Γενική Συνέλευση της Ομοσπονδιακής Ένωσης Ευρωπαϊκών Εθνοτήτων (FUEN) 2012 μετά από πρόταση της Οι.Ομ.

ΕΛΛΗΝΙΚΑ Έκδοση ψηφίσματος από τη Γενική Συνέλευση της Ομοσπονδιακής Ένωσης Ευρωπαϊκών Εθνοτήτων (FUEN) 2012 μετά από πρόταση της Οι.Ομ. ΕΛΛΗΝΙΚΑ Έκδοση ψηφίσματος από τη Γενική Συνέλευση της Ομοσπονδιακής Ένωσης Ευρωπαϊκών Εθνοτήτων (FUEN) 2012 μετά από πρόταση της Οι.Ομ.Κω ENGLISH Issuing of a Resolution by the General Assembly (19-05-2012)

Διαβάστε περισσότερα

ARALIK - ΔΕΚΕΜΒΡΙΟΣ 2009 Sayı: 53 Fiyatı: 3

ARALIK - ΔΕΚΕΜΒΡΙΟΣ 2009 Sayı: 53 Fiyatı: 3 ARALIK - ΔΕΚΕΜΒΡΙΟΣ 2009 Sayı: 53 Fiyatı: 3 Azınlıkça 1 BU AY AZINLIKÇA AZINLIKÇA BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ ARALIK 2009 YIL:5 SAYI:53 www.azinlikca.net www.azinlikca.org ΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ ΜΗΝΙΑΙΟ

Διαβάστε περισσότερα

The Minority and the newly created Turkish State. Νεοσυσταθέν Τουρκικό Κράτο

The Minority and the newly created Turkish State. Νεοσυσταθέν Τουρκικό Κράτο The Minority and the newly created Turkish State Η Μειονότητα καιτο Νεοσυσταθέν Τουρκικό Κράτο Elçin Macar Yildiz Technical University Mustafa Kemal: The Western Thracians should organise and advocate

Διαβάστε περισσότερα

Yunan öğretmenler Gümülcine ve İskeçe de anaokullarında pilot uygulamanın Bakanlık tarafından geri çekilmesini istiyor.

Yunan öğretmenler Gümülcine ve İskeçe de anaokullarında pilot uygulamanın Bakanlık tarafından geri çekilmesini istiyor. Yunan öğretmenler Gümülcine ve İskeçe de anaokullarında pilot uygulamanın Bakanlık tarafından geri çekilmesini istiyor. İskeçe Öğretmenler Derneği, Gümülcine ve İskeçe de Azınlığın yoğun olarak yaşadığı

Διαβάστε περισσότερα

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (YDS) YUNANCA (İlkbahar Dönemi) 27 MART 2016 Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının

Διαβάστε περισσότερα

Yüzlerce internet sitesi ve gazetelerde yer alan haberlerden bir tanesi de aynen şu şekildedir:

Yüzlerce internet sitesi ve gazetelerde yer alan haberlerden bir tanesi de aynen şu şekildedir: Bugün 21-12-2012 tarihinde Yunanistan daki birçok internet sitesinde AZINLIĞI KONSOLOSLUĞUN İNSAFINA BIRAKMAYIN başlıklı bir haber yayınlandı. Rodop ilinden 39 kişinin isminin de yer aldığı haberde, Rodop

Διαβάστε περισσότερα

Professor Kevin Featherstone Director, Hellenic Observatory London School of Economics

Professor Kevin Featherstone Director, Hellenic Observatory London School of Economics Making Yesterday Clearer: Western Thrace as a focus of historical study ΡίχνονταςΦώςστοΠαρελθόν: Η Θράκη ως αντικείµενο ιστορικής έρευνας Geçmişe Işık Tutarak: Tarihsel araştırma konusu olarak Trakya Professor

Διαβάστε περισσότερα

The minority during the Civil War Η µειονότητα στον Εµφύλιο. Dr. Georgios Niarchos

The minority during the Civil War Η µειονότητα στον Εµφύλιο. Dr. Georgios Niarchos The minority during the Civil War Η µειονότητα στον Εµφύλιο Đç Savaş yıllar llarında nlık Dr. Georgios Niarchos On the Eve of the Civil War Παραµονές του Εµφυλίου Đç Savaş Arifesi The Greek Government

Διαβάστε περισσότερα

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AZINLIK OKULLARI: SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Τα μειονοτικά σχολεία από το χθες στο σήμερα: Προβλήματα και προτάσεις λύσεων

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AZINLIK OKULLARI: SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Τα μειονοτικά σχολεία από το χθες στο σήμερα: Προβλήματα και προτάσεις λύσεων GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AZINLIK OKULLARI: SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Անցեալէն Դէպի Ներկայ Փոքրամասնութեան Դպրոցները Խնդիրներ և Լուծման Առաջարկներ Τα μειονοτικά σχολεία από το χθες στο σήμερα: Προβλήματα και

Διαβάστε περισσότερα

Το βιβλίο αυτό αφιερώνεται στους δάσκαλους και τους μαθητές της ελληνικής γλώσσας, ως ξένης.

Το βιβλίο αυτό αφιερώνεται στους δάσκαλους και τους μαθητές της ελληνικής γλώσσας, ως ξένης. intro_tur 6/6/12 9:13 PM Page 3 Το βιβλίο αυτό αφιερώνεται στους δάσκαλους και τους μαθητές της ελληνικής γλώσσας, ως ξένης. Bu kitap Çağdaş Yunan dilini yabancı dil olarak öğreten ve öğrenenherkese adanmıştır.

Διαβάστε περισσότερα

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise.

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise. - Giriş İngilizce Yunanca Dear Mr. President, Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise Dear Sir, Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim Dear Madam,

Διαβάστε περισσότερα

Herkül Millas Türkçe, Yunanca ya Yakın mı?

Herkül Millas Türkçe, Yunanca ya Yakın mı? 40 Azınlıkça BU AY AZINLIKÇA AZINLIKÇA BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ EKİM 2008 YIL: 4 SAYI: 40 www.azinlikca.net ΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣ ΟΚΤΩΒΡΙΟΣ 2008

Διαβάστε περισσότερα

Bewerbung: Ελληνικά - Τουρκικά

Bewerbung: Ελληνικά - Τουρκικά Bewerbung: Ελληνικά - Τουρκικά Ουσιαστικά Ωράριο εργασίας Μερική απασχόληση Πλήρης απασχόληση Ημιαπασχόληση Δοκιμαστική περίοδος Υπερωρίες Βάρδια Ωράριο εργασίας Συστάσεις Δοκιμαστική εργασία Συστατική

Διαβάστε περισσότερα

Μια γραφική αξίζει χίλιες λέξεις Bir grafik bin kelimeye değerdir

Μια γραφική αξίζει χίλιες λέξεις Bir grafik bin kelimeye değerdir Οικουμενική Ομοσπονδία Κωνσταντινουπολιτών (Οι.Ομ.Κω) Ημερίδα 7/9/2013 Τα Αιτήματα που έχουν υποβληθεί προς την Κυβέρνηση της Τουρκίας για Αποκατάσταση και Επανόρθωση των μαζικής κλίμακας παραβιάσεων των

Διαβάστε περισσότερα

ΧΡΙΣΤΟΦΙΑΣ ΚΑΙ ΤΑΛΑΤ ΜΠΟΡΟΥΝ

ΧΡΙΣΤΟΦΙΑΣ ΚΑΙ ΤΑΛΑΤ ΜΠΟΡΟΥΝ ΕΚΔΟΣΗ ΤΗΣ ΑΡΙΣΤΕΡΗΣ ΠΤΕΡΥΓΑΣ ΙΟΥΛΗΣ 2008 ΑΡ. ΦΥΛΛΟΥ 261 ΤΙΜΗ 1 ΤΙΜΗ ΕΝΙΣΧΥΣΗΣ 2 ΟΧΙ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΙΣΜΟ ΝΑΙ ΣΤΗΝ ΕΠΑΝΕΝΩΣΗ MİLLİYETÇİLİĞE HAYIR YENİDEN BİRLEŞMEYE EVET ΧΡΙΣΤΟΦΙΑΣ ΚΑΙ ΤΑΛΑΤ ΜΠΟΡΟΥΝ ΗRİSTOFYAS

Διαβάστε περισσότερα

ÖSYM KAMU PERSONELİ YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI YUNANCA :... SALON NUMARASI

ÖSYM KAMU PERSONELİ YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI YUNANCA :... SALON NUMARASI Ö S Y M T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ ADI SOYADI T.C. KİMLİK NUMARASI :... SALON NUMARASI G E N E L A KAMU PERSONELİ YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI 1. Bu soru

Διαβάστε περισσότερα

ΕΘΝΙΚΟ ΚΑΙ ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΦΙΛΟΣΟΦΙΚΗ ΣΧΟΛΗ ΤΜΗΜΑ ΦΙΛΟΛΟΓΙΑΣ ΤΟΜΕΑΣ ΓΛΩΣΣΟΛΟΓΙΑΣ. Καϊλή Χασάν

ΕΘΝΙΚΟ ΚΑΙ ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΦΙΛΟΣΟΦΙΚΗ ΣΧΟΛΗ ΤΜΗΜΑ ΦΙΛΟΛΟΓΙΑΣ ΤΟΜΕΑΣ ΓΛΩΣΣΟΛΟΓΙΑΣ. Καϊλή Χασάν ΕΘΝΙΚΟ ΚΑΙ ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΦΙΛΟΣΟΦΙΚΗ ΣΧΟΛΗ ΤΜΗΜΑ ΦΙΛΟΛΟΓΙΑΣ ΤΟΜΕΑΣ ΓΛΩΣΣΟΛΟΓΙΑΣ Καϊλή Χασάν Αντιπαραβολική Θεώρηση των Συμπληρωματικών Προτάσεων Ελληνικής-Τουρκικής και η Εκμάθηση των

Διαβάστε περισσότερα

azınlıkça YAŞ 14 BOY 1.94 Yunanistan Basketbol Milli Takımı nın özel turnuvasına davet edildi Azınlıkça 1 ΤΕΥΧΟΣ 83 ΜΑΡΤΙΟΣ 2015 ΤΙΜΗ 3

azınlıkça YAŞ 14 BOY 1.94 Yunanistan Basketbol Milli Takımı nın özel turnuvasına davet edildi Azınlıkça 1 ΤΕΥΧΟΣ 83 ΜΑΡΤΙΟΣ 2015 ΤΙΜΗ 3 azınlıkça BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ www.azinlikca.net ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣ ΤΕΥΧΟΣ 83 ΜΑΡΤΙΟΣ 2015 ΤΙΜΗ 3 SAYI 83 MART 2015 FİYATI 3 83 YAŞ 14 BOY 1.94 Yunanistan

Διαβάστε περισσότερα

Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Very formal, recipient has a special title that must be used in place of their name

Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Very formal, recipient has a special title that must be used in place of their name - Opening Turkish Greek Sayın Başkan, Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Very formal, recipient has a special title that must be used in place of their name Sayın yetkili, Formal, male recipient, name unknown Sayın

Διαβάστε περισσότερα

bab.la Φράσεις: Προσωπική Αλληλογραφία Ευχές ελληνικά-τουρκικά

bab.la Φράσεις: Προσωπική Αλληλογραφία Ευχές ελληνικά-τουρκικά Ευχές : Γάμος Συγχαρητήρια. Σας ευχόμαστε όλη την ευτυχία του κόσμου. Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Θερμά συγχαρητήρια για τους δυο σας αυτήν την ημέρα του σας. Tebrikler. Size

Διαβάστε περισσότερα

Προσωπική Αλληλογραφία Επιστολή

Προσωπική Αλληλογραφία Επιστολή - Διεύθυνση Κυρ. Ιωάννου Οδ. Δωριέων 34 Τ.Κ 8068, Λάρνακα Ελληνική γραφή διεύθυνσης: Όνομα Παραλήπτη Όνομα και νούμερο οδού Ταχυδρομικός κώδικας, Πόλη. Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no:17

Διαβάστε περισσότερα

Μαθαίνω Τουρκικά ΜΕΘΟΔΟΣ ΑΥΤΟΔΙΔΑΣKΑΛΙΑΣ. Hakan Yılmaz. ΕΚΔΟΣΕΙΣ Dilmer

Μαθαίνω Τουρκικά ΜΕΘΟΔΟΣ ΑΥΤΟΔΙΔΑΣKΑΛΙΑΣ. Hakan Yılmaz. ΕΚΔΟΣΕΙΣ Dilmer Μαθαίνω Τουρκικά ΜΕΘΟΔΟΣ ΑΥΤΟΔΙΔΑΣKΑΛΙΑΣ 1 Hakan Yılmaz ΕΚΔΟΣΕΙΣ Dilmer Π Ε Ρ Ι Ε Χ Ο Μ Ε Ν Α 1- Alfabe... 5 2- Tanışma... 6 3- Bu ne? / Bu kim?... 8 4 Καταλήξεις πληθυντικού (ler)... 11 5- Bunlar ne?

Διαβάστε περισσότερα

ΛΥΣΗ ΤΩΡΑ ÇÖZÜM ŞİMDİ. Χριστόφιας και Ταλάτ να εγκαταλείψουν τους πατριωτισμούς. Hristofyas ve Talat kendi ulusal çıkarlarını bir kenara bırakmalı

ΛΥΣΗ ΤΩΡΑ ÇÖZÜM ŞİMDİ. Χριστόφιας και Ταλάτ να εγκαταλείψουν τους πατριωτισμούς. Hristofyas ve Talat kendi ulusal çıkarlarını bir kenara bırakmalı ΕΚΔΟΣΗ ΤΗΣ ΑΡΙΣΤΕΡΗΣ ΠΤΕΡΥΓΑΣ ΙΟΥΝΗΣ 2009 ΑΡ. ΦΥΛΛΟΥ 263 ΤΙΜΗ 1 ΤΙΜΗ ΕΝΙΣΧΥΣΗΣ 2 ΟΧΙ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΙΣΜΟ ΝΑΙ ΣΤΗΝ ΕΠΑΝΕΝΩΣΗ MİLLİYETÇİLİĞE HAYIR YENİDEN BİRLEŞMEYE EVET ΛΥΣΗ ΤΩΡΑ Χριστόφιας και Ταλάτ να εγκαταλείψουν

Διαβάστε περισσότερα

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά - Τα απαραίτητα Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Παράκληση για βοήθεια İngilizce konuşuyor musunuz? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά _[dil]_ konuşuyor musunuz? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά ορισμένη γλώσσα

Διαβάστε περισσότερα

Εμπορική αλληλογραφία Ηλεκτρονική Αλληλογραφία

Εμπορική αλληλογραφία Ηλεκτρονική Αλληλογραφία - Εισαγωγή τουρκικά Sayın Başkan, αγγλικά Dear Mr. President, Εξαιρετικά επίσημη επιστολή, ο παραλήπτης έχει ένα ειδικό τίτλο ο οποίος πρέπει να χρησιμοποιηθεί αντί του ονόματος του Sayın yetkili, Dear

Διαβάστε περισσότερα

ΙΗ Δημοτικό Σχολείο Λεμεσού - Αγίου Αντωνίου

ΙΗ Δημοτικό Σχολείο Λεμεσού - Αγίου Αντωνίου ΙΗ Δημοτικό Σχολείο Λεμεσού - Αγίου Αντωνίου Το Πολυπολιτισμικό μας σχολείο μέσα από το φωτογραφικό φακό Μαζί στο ίδιο θρανίο Sharing the same desk. Aynı sırada oturuyoruz. Μαζί στο ίδιο θρανίο Sharing

Διαβάστε περισσότερα

Ε ΚΘ Ε Σ Η Π Ε Π ΡΑ Γ Μ Ε Ν Ω Ν

Ε ΚΘ Ε Σ Η Π Ε Π ΡΑ Γ Μ Ε Ν Ω Ν BATI TRAKYA AZINLIĞI YÜKSEK TAHSİLLİLER DERNEĞİ ΣΥΛΛΟΓΟΣ ΕΠΙΣΤΗΜΟΝΩΝ ΜΕΙΟΝΟΤΗΤΑΣ ΔΥΤΙΚΗΣ ΘΡΑΚΗΣ WESTERN THRACE MINORITY UNIVERSITY GRADUATES ASSOCIATION F A A L İ Y E T R A P O R U Ε ΚΘ Ε Σ Η Π Ε Π ΡΑ

Διαβάστε περισσότερα

türkçe - ελληνικά - genesis 3000 pmc sadece, son teknoloji...

türkçe - ελληνικά - genesis 3000 pmc sadece, son teknoloji... türkçe - ελληνικά - genesis 3000 pmc sadece, son teknoloji... απλά κορυφαίο MIG/MAG kaynağı için kompakt kaynak makinesi γεννήτρια κόμπακτ για συγκόλληση mig/mag MIG/MAG Genesis 3000 PMC, çığır açan teknolojisi

Διαβάστε περισσότερα

Başvuru Motivasyon Mektubu / Ön Yazı

Başvuru Motivasyon Mektubu / Ön Yazı - Giriş Αξιότιμε κύριε, Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim Αξιότιμη κυρία, Resmi, bayan alıcı, bilinmeyen isim Αξιότιμε κύριε/ κυρία, Resmi, bilinmeyen alıcı ismi ve cinsiyeti Αξιότιμε κύριε, Αξιότιμη

Διαβάστε περισσότερα

γράµµα από την Πολυφωνούλα προς τους νέους:

γράµµα από την Πολυφωνούλα προς τους νέους: ΜΑΪΟΣ 2008 Τεύχος 17 Η Μ Ι Ο Υ Ρ Γ Ι Κ Ο Ε Ρ Γ Α Σ Τ Η Ρ Ι Ν Ε Ω Ν Ελάτε φίλοι µου να καλωσορίσουµε µαζί την άνοιξη!!! Έχει φτάσει µια από τις ωραιότερες εποχές του χρόνου όπου η φύση γύρω µας πάλι ζωντάνεψε

Διαβάστε περισσότερα

Anlatılan Şehrin Hikâyesidir! Εκδόσεις για την Πόλη, τη Ρωμαίικη κοινότητα και τους Πολίτες του κόσμου

Anlatılan Şehrin Hikâyesidir! Εκδόσεις για την Πόλη, τη Ρωμαίικη κοινότητα και τους Πολίτες του κόσμου 2012 Anlatılan Şehrin Hikâyesidir! Εκδόσεις για την Πόλη, τη Ρωμαίικη κοινότητα και τους Πολίτες του κόσμου B ağımsız bir yayınevi olan istos, İstanbul Rum topluluğunun parçası kurucularının kişisel inisiyatifiyle,

Διαβάστε περισσότερα

Lenovo P2. Lenovo P2a42

Lenovo P2. Lenovo P2a42 Lenovo P2 Lenovo P2a42 Temel bilgiler olun: Mevzuat Bildirimi Ek ve Mevzuat Bildirimi http://support.lenovo.com. Lenovo Companion Not: Teknik özellikler özelliklerinin tam listesini görmek için http://support.lenovo.com

Διαβάστε περισσότερα

ΛΥΣΗ ΤΩΡΑ. Η αραβική επανάσταση. Οι Τουρκοκύπριοι μας δείχνουν ξανά το δρόμο. Kıbrıslı Türkler yeniden yol gösteriyor ÇÖZÜM HEMEN ŞİMDİ

ΛΥΣΗ ΤΩΡΑ. Η αραβική επανάσταση. Οι Τουρκοκύπριοι μας δείχνουν ξανά το δρόμο. Kıbrıslı Türkler yeniden yol gösteriyor ÇÖZÜM HEMEN ŞİMDİ ΕΚΔΟΣΗ ΤΗΣ ΑΡΙΣΤΕΡΗΣ ΠΤΕΡΥΓΑΣ ΜΑΡΤΗΣ 2011 ΑΡ. ΦΥΛΛΟΥ 268 ΤΙΜΗ 1 ΤΙΜΗ ΕΝΙΣΧΥΣΗΣ 2 ΟΧΙ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΙΣΜΟ ΝΑΙ ΣΤΗΝ ΕΠΑΝΕΝΩΣΗ MİLLİYETÇİLİĞE HAYIR YENİDEN BİRLEŞMEYE EVET Οι Τουρκοκύπριοι μας δείχνουν ξανά το

Διαβάστε περισσότερα

Policy Paper: Rethinking Education in Cyprus Politika Öneri Belgesi: Kıbrıs ta Eğitimi Yeniden Düşünmek Κείμενο Πολιτικής: Διαφοροποιώντας την

Policy Paper: Rethinking Education in Cyprus Politika Öneri Belgesi: Kıbrıs ta Eğitimi Yeniden Düşünmek Κείμενο Πολιτικής: Διαφοροποιώντας την Policy Paper: Rethinking Education in Cyprus Politika Öneri Belgesi: Kıbrıs ta Eğitimi Yeniden Düşünmek Κείμενο Πολιτικής: Διαφοροποιώντας την αντίληψή μας για την Παιδεία στην Κύπρο Title: Policy Paper:

Διαβάστε περισσότερα

TÜRK-YUNAN MEDYA BULUŞMASI ΓΕΦΥΡΩΣΗ ΤΩΝ ΜΕΣΩΝ ΕΝΗΜΕΡΩΣΗΣ ΟΥΡΚΙΑΣ - ΕΛΛΑΔΑΣ

TÜRK-YUNAN MEDYA BULUŞMASI ΓΕΦΥΡΩΣΗ ΤΩΝ ΜΕΣΩΝ ΕΝΗΜΕΡΩΣΗΣ ΟΥΡΚΙΑΣ - ΕΛΛΑΔΑΣ Bu program Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. Αυτό το πρόγραμμα συγχρηματοδοτείται από την Ευρωπαϊκή Ένωση και τη Δημοκρατία της Τουρκίας. Διάλογος της Κοινωνίας Πολιτών

Διαβάστε περισσότερα

Παρουσίαση στην τακτική Γ.Σ. της 19 Ιανουαρίου 2013 Δραστηριότητες του Δ.Σ. εντός του έτους 2012

Παρουσίαση στην τακτική Γ.Σ. της 19 Ιανουαρίου 2013 Δραστηριότητες του Δ.Σ. εντός του έτους 2012 Παρουσίαση στην τακτική Γ.Σ. της 19 Ιανουαρίου 2013 Δραστηριότητες του Δ.Σ. εντός του έτους 2012 1) Ενέργειες προς τις Κυβερνήσεις : Τουρκίας Ελλάδος, Διεθνείς οργανισμούς-μκο για την αποκατάσταση των

Διαβάστε περισσότερα

Policy Paper: Rethinking Education in Cyprus Politika Öneri Belgesi: Kıbrıs ta Eğitimi Yeniden Düşünmek Κείμενο Πολιτικής: Διαφοροποιώντας την

Policy Paper: Rethinking Education in Cyprus Politika Öneri Belgesi: Kıbrıs ta Eğitimi Yeniden Düşünmek Κείμενο Πολιτικής: Διαφοροποιώντας την Policy Paper: Rethinking Education in Cyprus Politika Öneri Belgesi: Kıbrıs ta Eğitimi Yeniden Düşünmek Κείμενο Πολιτικής: Διαφοροποιώντας την αντίληψή μας για την Παιδεία στην Κύπρο Title: Policy Paper:

Διαβάστε περισσότερα

Göç Barınma. Barınma - Kira. Bir şey kiralamak istediğinizi belirtmek. δωμάτιο Konut türü. Konut türü. Konut türü. Konut türü.

Göç Barınma. Barınma - Kira. Bir şey kiralamak istediğinizi belirtmek. δωμάτιο Konut türü. Konut türü. Konut türü. Konut türü. - Kira Yunanca Θα ήθελα να ενοικιάσω ένα. Bir şey kiralamak istediğinizi belirtmek δωμάτιο διαμέρισμα γκαρσονιέρα / στούντιο διαμέρισμα μονοκατοικία ημι-ανεξάρτητο σπίτι σπίτι σε σειρά κατοικιών Πόσο είναι

Διαβάστε περισσότερα

Μπορώ να κάνω ανάληψη στην [χώρα] χωρίς να πληρώσω προμήθεια; Asking whether there are commission fees when you withdraw money in a certain country

Μπορώ να κάνω ανάληψη στην [χώρα] χωρίς να πληρώσω προμήθεια; Asking whether there are commission fees when you withdraw money in a certain country - General [ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Μπορώ να κάνω ανάληψη στην [χώρα] χωρίς να πληρώσω προμήθεια; Asking whether there are commission fees when you withdraw money

Διαβάστε περισσότερα

ΑΡΙΣΤΕΡΟΣ ΠΡΟΕΔΡΟΣ SOLCU BAŞKAN. Για τη λύση και κοινωνική αλλαγή. Toplumsal dönüşüm ve çözüm için. Η Αριστερά μπορεί να κερδίσει τη μάχη

ΑΡΙΣΤΕΡΟΣ ΠΡΟΕΔΡΟΣ SOLCU BAŞKAN. Για τη λύση και κοινωνική αλλαγή. Toplumsal dönüşüm ve çözüm için. Η Αριστερά μπορεί να κερδίσει τη μάχη ΕΚΔΟΣΗ ΤΗΣ ΑΡΙΣΤΕΡΗΣ ΠΤΕΡΥΓΑΣ ΙΟΥΝΗΣ 2007 ΑΡ. ΦΥΛΛΟΥ 258 ΤΙΜΗ 50 ΣΕΝΤ ΤΙΜΗ ΕΝΙΣΧΥΣΗΣ 1.00 ΟΧΙ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΙΣΜΟ ΝΑΙ ΣΤΗΝ ΕΠΑΝΕΝΩΣΗ MİLLİYETÇİLİĞE HAYIR YENİDEN BİRLEŞMEYE EVET ΑΡΙΣΤΕΡΟΣ ΠΡΟΕΔΡΟΣ ΤΩΡΑ ΕΙΝΑΙ

Διαβάστε περισσότερα

Προσωπική Αλληλογραφία Ευχές

Προσωπική Αλληλογραφία Ευχές - Γάμος Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Συγχαρητήρια για ένα νιόπαντρο ζευγάρι Tebrikler. Size düğün gününüzde en iyi dileklerimi sunarım. Συγχαρητήρια για ένα νιόπαντρο ζευγάρι

Διαβάστε περισσότερα

TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA TİCARİ İLİŞKİLER ΟΙ ΕΜΠΟΡΙΚΕΣ ΣΧΕΣΕΙΣ ΕΛΛΑΔΑΣ ΤΟΥΡΚΙΑΣ

TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA TİCARİ İLİŞKİLER ΟΙ ΕΜΠΟΡΙΚΕΣ ΣΧΕΣΕΙΣ ΕΛΛΑΔΑΣ ΤΟΥΡΚΙΑΣ Bu program Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. Αυτό το πρόγραμμα συγχρηματοδοτείται από την Ευρωπαϊκή Ένωση και τη Δημοκρατία της Τουρκίας. Διάλογος της Κοινωνίας Πολιτών

Διαβάστε περισσότερα

ÇAĞDAŞ YUNAN EDEBİYATINDAN BİR YAZAR VE BİR ÖYKÜ: ELLİ ALEKSİOU NUN İBRAHİM BABA ÇEŞMESİ ADLI ÖYKÜSÜ

ÇAĞDAŞ YUNAN EDEBİYATINDAN BİR YAZAR VE BİR ÖYKÜ: ELLİ ALEKSİOU NUN İBRAHİM BABA ÇEŞMESİ ADLI ÖYKÜSÜ EBAD/JABS Ege ve Balkan Araştırmaları Dergisi / Journal of Aegean and Balkan Studies Cilt/Volume: 2015-2 Sayı/Issue: 2 ÇAĞDAŞ YUNAN EDEBİYATINDAN BİR YAZAR VE BİR ÖYKÜ: ELLİ ALEKSİOU NUN İBRAHİM BABA ÇEŞMESİ

Διαβάστε περισσότερα

Εμπορική αλληλογραφία Επιστολή

Εμπορική αλληλογραφία Επιστολή - Διεύθυνση Mr. J. Rhodes Rhodes & Rhodes Corp. 212 Silverback Drive California Springs CA 92926 Bay J. Rhodes Rhodes & Rhodes A.Ş. 212 Silverback Drive Kaliforniya Springs CA 92926 Αμερικανική γραφή διεύθυνσης:

Διαβάστε περισσότερα

YUNANİSTAN VİZESİ İÇİN GEREKLİ BELGELER. 1- Turistik veya Ticari Evrak Listesi 2- Dilekçe Örneği 3- Vize Başvuru Formu. Iletişim : vize@jojotur.

YUNANİSTAN VİZESİ İÇİN GEREKLİ BELGELER. 1- Turistik veya Ticari Evrak Listesi 2- Dilekçe Örneği 3- Vize Başvuru Formu. Iletişim : vize@jojotur. YUNANİSTAN VİZESİ İÇİN GEREKLİ BELGELER 1- Turistik veya Ticari Evrak Listesi 2- Dilekçe Örneği 3- Vize Başvuru Formu Iletişim : vize@jojotur.com 1-) Yunanistan vizesi için gerekli evraklar (Ticari ve

Διαβάστε περισσότερα

ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟΥΡΚΙΚΑ Α ΕΤΟΣ

ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟΥΡΚΙΚΑ Α ΕΤΟΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟΥΡΚΙΚΑ Α ΕΤΟΣ ΤΟΥΡΚΙΚΑ Α ΕΤΟΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ 1. ΦΙΛΟΣΟΦΙΑ Το παρόν Αναλυτικό

Διαβάστε περισσότερα

Öklid in Öğelerinin 13 Kitabından Birinci Kitap

Öklid in Öğelerinin 13 Kitabından Birinci Kitap Öklid in Öğelerinin 13 Kitabından Birinci Kitap Öğelerin 13 Kitabından Birinci Kitap Öklid in Yunanca metni ile Özer Öztürk & David Pierce in çevirdiği Türkçesi ve David Pierce yazdığı alıştırmalar Düzeltilmiş

Διαβάστε περισσότερα

Stobaios, Anthologium IV ; ; Στοβαῖος, Ἀνθολόγιον IV ; ;

Stobaios, Anthologium IV ; ; Στοβαῖος, Ἀνθολόγιον IV ; ; www.libridergi.org Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations Volume III (2017) Stobaios, Anthologium IV. 23. 61; 28. 19; 25. 50 Στοβαῖος, Ἀνθολόγιον IV.

Διαβάστε περισσότερα

Öklid in Öğelerinin 13 Kitabından Birinci Kitap

Öklid in Öğelerinin 13 Kitabından Birinci Kitap Öklid in Öğelerinin 13 Kitabından Birinci Kitap Öğelerin 13 Kitabından Birinci Kitap Öklid in Yunanca metni ve Özer Öztürk & David Pierce in çevirdiği Türkçesi Düzeltilmiş 3. baskı 19 Eylül 2013 Matematik

Διαβάστε περισσότερα

Πριν μερικές ημέρες, μουσουλμάνοι μαθητές έβαλαν «λουκέτο σε σχολείο στην Κομοτηνή, αναρτώντας στην κεντρική είσοδο ανακοινώσεις με τα αιτήματά τους.

Πριν μερικές ημέρες, μουσουλμάνοι μαθητές έβαλαν «λουκέτο σε σχολείο στην Κομοτηνή, αναρτώντας στην κεντρική είσοδο ανακοινώσεις με τα αιτήματά τους. Την ίδια στιγμή που οι Τούρκοι αναζητούν αφορμές για να μας κατηγορούν σε σχέση με την μουσουλμανική και όχι «τουρκική» μειονότητα στην Δ.Θράκη και η κυβέρνηση του ΣΥΡΙΖΑ έχει αποδεχθεί αμαχητί την ύπαρξη

Διαβάστε περισσότερα

Η Τουρκία στον 20 ο αιώνα

Η Τουρκία στον 20 ο αιώνα Η Τουρκία στον 20 ο αιώνα Ενότητα 11: Δημήτριος Σταματόπουλος Τμήμα Βαλκανικών, Σλαβικών και Ανατολικών Σπουδών 1 Άδειες Χρήσης Το παρόν εκπαιδευτικό υλικό υπόκειται σε άδειες χρήσης Creative Commons.

Διαβάστε περισσότερα

Ινστιτούτο Ερευνών ΠΡΟΜΗΘΕΑΣ. Έκθεση. Ρητορική, Συμπεριφορές και Εγκλήματα Μίσους στην Κύπρο

Ινστιτούτο Ερευνών ΠΡΟΜΗΘΕΑΣ. Έκθεση. Ρητορική, Συμπεριφορές και Εγκλήματα Μίσους στην Κύπρο Ινστιτούτο Ερευνών ΠΡΟΜΗΘΕΑΣ Έκθεση Ρητορική, Συμπεριφορές και Εγκλήματα Μίσους στην Κύπρο ΕΚΔΟΣΗ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΟΥ ΕΡΕΥΝΩΝ ΠΡΟΜΗΘΕΑΣ 2015 Έκθεση Ρητορική, Συμπεριφορές και Εγκλήματα Μίσους στην Κύπρο Έκδοση

Διαβάστε περισσότερα

CIVITAS GENTIUM. Volume 1, Number 1 May 2011

CIVITAS GENTIUM. Volume 1, Number 1 May 2011 CIVITAS GENTIUM Volume 1, Number 1 May 2011 CIVITAS GENTIUM Scientific Board Members Ioannis Th. Mazis, University of Athens, President Friederike Batsalia, University of Athens Christophoros Charalambakis,

Διαβάστε περισσότερα

Ενδοϋπηρεσιακή κατάρτιση των εκπαιδευτικών της Χηµείας Ανάγκες στην Τουρκία

Ενδοϋπηρεσιακή κατάρτιση των εκπαιδευτικών της Χηµείας Ανάγκες στην Τουρκία Ενδοϋπηρεσιακή κατάρτιση των εκπαιδευτικών της Χηµείας Ανάγκες στην Τουρκία Murat Demirbaş 1, Mustafa Bayrakci 2, Mehmet Polat Kalak 1 1 Kırıkkale University, Education Faculty, Turkey 2 Sakarya University,

Διαβάστε περισσότερα

Göç Belgeler. Belgeler - Genel. Belgeler - Kişisel bilgiler. Nereden form bulabileceğinizi sormak. Bir belgenin hangi tarihte verildiğini sormak

Göç Belgeler. Belgeler - Genel. Belgeler - Kişisel bilgiler. Nereden form bulabileceğinizi sormak. Bir belgenin hangi tarihte verildiğini sormak - Genel Πού μπορώ να βρω τη φόρμα για ; Nereden form bulabileceğinizi sormak Πότε εκδόθηκε το [έγγραφο] σας; Bir belgenin hangi tarihte verildiğini sormak Πού εκδόθηκε το [έγγραφο] σας; Bir belgenin nerede

Διαβάστε περισσότερα

Δικαιολογητικά έγγραφα: Ταξιδιωτικό έγγραφο Μέσα διαβίωσης Πρόσκληση Μέσα μεταφοράς ΤΙΑ Άλλο: Απόφαση για τη θεώρηση: Απορρίπτεται Χορηγείται: A C LTV

Δικαιολογητικά έγγραφα: Ταξιδιωτικό έγγραφο Μέσα διαβίωσης Πρόσκληση Μέσα μεταφοράς ΤΙΑ Άλλο: Απόφαση για τη θεώρηση: Απορρίπτεται Χορηγείται: A C LTV ΑΙΤΗΣΗ ΓΙΑ ΘΕΩΡΗΣΗ SCHENGEN SCHENGEN VİZESİ BAŞVURU FORMU ΤΟ ΠΑΡΟΝ ΕΝΤΥΠΟ ΠΑΡΕΧΕΤΑΙ ΔΩΡΕΑΝ BU FORM ÜCRETSİZDİR. 1. Επώνυμο (x) Soyadınız ΓΙΑ ΥΠΗΡΕΣΙΑΚΗ ΧΡΗΣΗ ΜΟΝΟ 2. Γένος κατά τη γέννηση [προηγούμενο(-

Διαβάστε περισσότερα

Commemoration of Prof. Hasan Ozbekhan, the great systems thinker by his student Dr. Alecos Christakis

Commemoration of Prof. Hasan Ozbekhan, the great systems thinker by his student Dr. Alecos Christakis Commemoration of Prof. Hasan Ozbekhan, the great systems thinker by his student Dr. Alecos Christakis Civil Society Dialogue and Technology of Democracy April 16 Fulbright Center 18.00 One of the living

Διαβάστε περισσότερα

Η Κωνσταντινούπολη και ο Βυζαντινός Κόσμος

Η Κωνσταντινούπολη και ο Βυζαντινός Κόσμος Η Κωνσταντινούπολη και ο Βυζαντινός Κόσμος Konstantinopolis ve Bizans Dünyası Φεβρουάριος- Μάιος 2017 Şubat-Mayıs February-May Γενικό Προξενείο της Ελλάδας στην Κωνσταντινούπολη İstanbul Yunanistan Başkonsolosluğu

Διαβάστε περισσότερα

KAMU PERSONELİ YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (İLKBAHAR DÖNEMİ) YUNANCA. 3 Mayıs 2009

KAMU PERSONELİ YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (İLKBAHAR DÖNEMİ) YUNANCA. 3 Mayıs 2009 ÖSYM T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ A KAMU PERSONELİ YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (İLKBAHAR DÖNEMİ) YUNANCA 3 Mayıs 2009 ADI :... SOYADI :... T.C. KİMLİK NUMARASI

Διαβάστε περισσότερα

Mübadillerimizin aziz hatırasına To the beloved memory of the Turkish Exchangees Στην ιερή μνήμη των ανταλλαγέντων μας...

Mübadillerimizin aziz hatırasına To the beloved memory of the Turkish Exchangees Στην ιερή μνήμη των ανταλλαγέντων μας... Mübadillerimizin aziz hatırasına To the beloved memory of the Turkish Exchangees Στην ιερή μνήμη των ανταλλαγέντων μας... Yunanistan da Osmanlı Mimarisi I / Ottoman Architecture in Greece I / Η Οθωμανική

Διαβάστε περισσότερα

YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (YDS) (İlkbahar Dönemi) 7 NİSAN 2013 PAZAR YUNANCA

YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (YDS) (İlkbahar Dönemi) 7 NİSAN 2013 PAZAR YUNANCA T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (YDS) (İlkbahar Dönemi) 7 NİSAN 2013 PAZAR YUNANCA Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin

Διαβάστε περισσότερα

İNSAN TİCARETİ İLE MÜCADELEDE SİVİL TOPLUMUN GÜCÜ PROJESİ KAPASİTE ANALİZ RAPORU

İNSAN TİCARETİ İLE MÜCADELEDE SİVİL TOPLUMUN GÜCÜ PROJESİ KAPASİTE ANALİZ RAPORU İNSAN TİCARETİ İLE MÜCADELEDE SİVİL TOPLUMUN GÜCÜ PROJESİ Türkiye de, Almanya da ve Yunanistan da İnsan Ticareti Mağdurlarıyla Doğrudan Çalışan ya da Dezavantajlı Gruplarla Çalışan Sivil Toplum Kuruluşu

Διαβάστε περισσότερα

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Faaliyet Raporu

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Faaliyet Raporu Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Faaliyet Raporu 2015 Σύλλογος Επιστημόνων Μειονότητας Δυτικής Θράκης Έκθεση Πεπραγμένων Western Thrace Minority University Graduates Association Annual Report

Διαβάστε περισσότερα

Ελάτε να µεταµφιεστούµε!!

Ελάτε να µεταµφιεστούµε!! ΦΕΒΡΟΥΑΡΙΟΣ 2008 Τεύχος 14 Η Μ Ι ΟΥ Ρ Γ ΙΚ Ο Ε Ρ Γ Α Σ Τ Η Ρ Ι Ν Ε Ω Ν Θα µας αναγνωρίσετε άραγε στο τεύχος µας αυτό;!!! Ελάτε λοιπόν όλοι, καλοί µου φίλοι, να φτιάξουµε µικρές δραστηριότητες µε µάσκες,

Διαβάστε περισσότερα

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά - Τα απαραίτητα Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Παράκληση για βοήθεια İngilizce konuşuyor musunuz? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά _[dil]_ konuşuyor musunuz? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά ορισμένη γλώσσα

Διαβάστε περισσότερα

Yayına Hazırlayan Av. Ahmet AKCAN

Yayına Hazırlayan Av. Ahmet AKCAN Editörler Prof. Dr. Abdurrahman EREN Prof. Dr. M. Refik KORKUSUZ Yayına Hazırlayan Av. Ahmet AKCAN İSLAM CEZA HUKUKU ISLAMIC CRIMINAL LAW Av. / Att. Ahmet Akcan Prof. Dr. Refik Korkusuz Prof. Dr. Abdurrahman

Διαβάστε περισσότερα

Προσωπική Αλληλογραφία Ευχές

Προσωπική Αλληλογραφία Ευχές - Γάμος Συγχαρητήρια. Σας ευχόμαστε όλη την ευτυχία του κόσμου. Συγχαρητήρια για ένα νιόπαντρο ζευγάρι Θερμά συγχαρητήρια για τους δυο σας αυτήν την ημέρα του γάμου σας. Συγχαρητήρια για ένα νιόπαντρο

Διαβάστε περισσότερα

Montaj Planı. Isı Pompalı Kurutma Makinesi. . Σσέδιο εγκαηάζηαζηρ ΣΤΕΓΝΩΤΗΡΙΑ PT 8337 WP. el - GR tr - TR 08.11 09 236 930 / 01

Montaj Planı. Isı Pompalı Kurutma Makinesi. . Σσέδιο εγκαηάζηαζηρ ΣΤΕΓΝΩΤΗΡΙΑ PT 8337 WP. el - GR tr - TR 08.11 09 236 930 / 01 Montaj Planı Isı Pompalı Kurutma Makinesi. Σσέδιο εγκαηάζηαζηρ ΣΤΕΓΝΩΤΗΡΙΑ PT 8337 WP el - GR tr - TR 08.11 09 236 930 / 01 Cihazı kurmadan ve çalıştırmadan önce mutlaka Kullanma Kılavuzunu- ve Montaj

Διαβάστε περισσότερα

Δραστηριότητες του Δ.Σ. της Οικουμενικής Ομοσπονδίας Κωνσταντινουπολιτών το έτος Γενική Συνέλευση 20 Ιανουαρίου 2018

Δραστηριότητες του Δ.Σ. της Οικουμενικής Ομοσπονδίας Κωνσταντινουπολιτών το έτος Γενική Συνέλευση 20 Ιανουαρίου 2018 Δραστηριότητες του Δ.Σ. της Οικουμενικής Ομοσπονδίας Κωνσταντινουπολιτών το έτος 2017 Γενική Συνέλευση 20 Ιανουαρίου 2018 Ενότητες Παρουσίασης 1) Συνεργασία με Ιδρύματα της Ομογένειας-η προσπάθεια ίδρυσης

Διαβάστε περισσότερα

Οι αντιλήψεις των Εννοιολογική καταρτιζόμενοι δάσκαλο της τάξης περίπου του βρασμού Θέμα

Οι αντιλήψεις των Εννοιολογική καταρτιζόμενοι δάσκαλο της τάξης περίπου του βρασμού Θέμα Οι αντιλήψεις των Εννοιολογική καταρτιζόμενοι δάσκαλο της τάξης περίπου του βρασμού Θέμα Murat Demirbaş 1, Mustafa Bayrakci 2, Nurcan Ertuğrul 3, Elif Tuğçe Karaca 1 1 Kırıkkale University Education Faculty,

Διαβάστε περισσότερα

3-18112012-2-1112-1-00000000 <h-^3v S)X { N0z+ 1vDZ+AP\8rl?x uv y yi) y9yii9 9Ii) TEMEL SORU KİTAPÇIĞI

3-18112012-2-1112-1-00000000 <h-^3v S)X { N0z+ 1vDZ+AP\8rl?x uv y yi) y9yii9 9Ii) TEMEL SORU KİTAPÇIĞI 3-18112012-2-1112-1-00000000 TEMEL SORU KİTAPÇIĞI AÇIKLAMA 1. Bu soru kitapçığındaki test 80 sorudan oluşmaktadır. 2. Bu test için verilen cevaplama süresi 180 dakikadır (3 saat). 3. Bu kitapçıktaki testte

Διαβάστε περισσότερα

4. Οι οικονομολόγοι επισημαίνουν ότι τα τελευταία 30 χρόνια κάθε μεγάλη πετρελαϊκή κρίση έχει οδηγήσει την παγκόσμια οικονομία σε ----.

4. Οι οικονομολόγοι επισημαίνουν ότι τα τελευταία 30 χρόνια κάθε μεγάλη πετρελαϊκή κρίση έχει οδηγήσει την παγκόσμια οικονομία σε ----. 1. - 15. sorularda, cümlede boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 1. Ο προϊστάμενος της Αρχαιολογικής Υπηρεσίας ---- την πρόοδο των εργασιών αποκαταστάσεως των ζημιών των αρχαιολογικών

Διαβάστε περισσότερα

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά - Τα απαραίτητα Can you help me, please? Παράκληση για βοήθεια Do you speak English? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά Do you speak _[language]_? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά ορισμένη γλώσσα I don't speak_[language]_.

Διαβάστε περισσότερα

Μετανάστευση Στέγαση. Στέγαση - Ενοικίαση. Για να δηλώσετε ότι θέλετε να ενοικιάσετε κάτι. Τύπος καταλύματος. Τύπος καταλύματος.

Μετανάστευση Στέγαση. Στέγαση - Ενοικίαση. Για να δηλώσετε ότι θέλετε να ενοικιάσετε κάτι. Τύπος καταλύματος. Τύπος καταλύματος. - Ενοικίαση ρουμανικά Caut un de închiriat. Για να δηλώσετε ότι θέλετε να ενοικιάσετε κάτι cameră apartament garsonieră / apartament casă detașată casă semi-detașată casă cu teresă Cât costă chiria pe

Διαβάστε περισσότερα

Personal Letter. Letter - Address

Personal Letter. Letter - Address - Address Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no:17 34705, Bostancı, Kadıköy, İstanbul Standard English Address format: name of recipient street number + street name name of town + region/state

Διαβάστε περισσότερα

Τροφές, (Οινο)πνεύματα & Γαστρονομικές

Τροφές, (Οινο)πνεύματα & Γαστρονομικές Food, Spirits & Gastronomic Traditions in the Eastern Mediterranean DOĞU AKDENİZ DE YEME-İÇME ALIŞKANLIKLARI VE GASTRONOMİ GELENEKLERİ Τροφές, (Οινο)πνεύματα & Γαστρονομικές συνήθειες στην ανατολική Μεσόγειο

Διαβάστε περισσότερα

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yayın No: 6

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yayın No: 6 İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yayın No: 6 Bu eser, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yönetim Kurulu nun 26.04.2016 tarih ve 2016/16 sayılı toplantısında alınan 08 kararı uyarınca, dijital kitap olarak

Διαβάστε περισσότερα

Tek Eksenli Gerilme Hali

Tek Eksenli Gerilme Hali ek Ekseli Gerilme Hali ek Ekseli Gerilme Hali Bir cismi herhagi bir oktasıdaki asal gerilmelerde ikisi sıfır ise o oktadaki gerilme hali "tek ekseli gerilme hali"dir. = 3 = Literatürde geellikle böle seçilir.

Διαβάστε περισσότερα

ΑΙΤΗΣΗ ΓΙΑ ΘΕΩΡΗΣΗ SCHENGEN SCHENGEN VİZESİ BAŞVURU FORMU ΤΟ ΠΑΡΟΝ ΕΝΤΥΠΟ ΠΑΡΕΧΕΤΑΙ ΩΡΕΑΝ BU FORM ÜCRETSİZDİR.

ΑΙΤΗΣΗ ΓΙΑ ΘΕΩΡΗΣΗ SCHENGEN SCHENGEN VİZESİ BAŞVURU FORMU ΤΟ ΠΑΡΟΝ ΕΝΤΥΠΟ ΠΑΡΕΧΕΤΑΙ ΩΡΕΑΝ BU FORM ÜCRETSİZDİR. ΑΙΤΗΣΗ ΓΙΑ ΘΕΩΡΗΣΗ SCHENGEN SCHENGEN VİZESİ BAŞVURU FORMU ΤΟ ΠΑΡΟΝ ΕΝΤΥΠΟ ΠΑΡΕΧΕΤΑΙ ΩΡΕΑΝ BU FORM ÜCRETSİZDİR. ΦΩΤΟΓΡΑΦΙΑ FOTOĞRAF 1. Επώνυμο ( 1x ) / Soyadınız ΓΙΑ ΥΠΗΡΕΣΙΑΚΗ ΧΡΗΣΗ ΜΟΝΟ 2. Γένος κατά

Διαβάστε περισσότερα

Ζηκόπουλος Ευστράτιος του Πλουτάρχου

Ζηκόπουλος Ευστράτιος του Πλουτάρχου ΕΘΝΙΚΟ ΚΑΙ ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΣΧΟΛΗ ΟΙΚΟΝΟΜΙΚΩΝ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΚΩΝ ΕΠΙΣΤΗΜΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Ζηκόπουλος Ευστράτιος του Πλουτάρχου ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ ΕΡΓΑΣΙΑ

Διαβάστε περισσότερα

CHECK AGAINST DELIVERY

CHECK AGAINST DELIVERY RESTORATION OF THE MONASTERY OF APOSTOLOS ANDREAS Phase 1 Completion Media Site Visit 07 th November 2016 Remarks by: Tiziana Zennaro, UNDP Cyprus, Senior Programme Manager Takis Hadjidemetriou, Technical

Διαβάστε περισσότερα

Yunan Ulusunun Doğuşu [The birth of the Greek Nation], İstanbul: İletişim, 1994 (+1999).

Yunan Ulusunun Doğuşu [The birth of the Greek Nation], İstanbul: İletişim, 1994 (+1999). A Short Bibliography (H. Millas, 2012) Books (In Turkish, Greek and English) Articles (In Turkish, Greek and English) Books Tencere Dibin Kara, Türk Yunan İlişkilerine bir Önsöz[The pot called the cattle

Διαβάστε περισσότερα

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Παράκληση για βοήθεια

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Παράκληση για βοήθεια - Τα απαραίτητα Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Παράκληση για βοήθεια İngilizce konuşuyor musunuz? Parlez-vous anglais? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά _[dil]_

Διαβάστε περισσότερα

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Παράκληση για βοήθεια. Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά - Τα απαραίτητα Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Παράκληση για βοήθεια Parlez-vous anglais? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά Parlez-vous _[langue]_? Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά ορισμένη γλώσσα Je

Διαβάστε περισσότερα

Dijital Fotoğraf Baskı Makinesi Εκτυπωτής ψηφιακών φωτογραφιών

Dijital Fotoğraf Baskı Makinesi Εκτυπωτής ψηφιακών φωτογραφιών Dijital Fotoğraf Baskı Makinesi Εκτυπωτής ψηφιακών φωτογραφιών DPP-FPHD1 TR GR Kullanma kılavuzu Bu baskı makinesini çalıştırmadan önce, bu kılavuzu dikkatli bir şekilde okuyun ve ileride başvurmak üzere

Διαβάστε περισσότερα

Production Made in Italy since Photovoltaic Modules. Fotovoltaik Modüller Ηλιακές Μονάδες

Production Made in Italy since Photovoltaic Modules. Fotovoltaik Modüller Ηλιακές Μονάδες Production Made in Italy since 1978 Photovoltaic Modules Fotovoltaik Modüller Ηλιακές Μονάδες New 2013 Sunerg plant with a 100 MW manufacturing output 100 MW üretim kapasiteli yeni Sunerg 2013 tesisi Νέα

Διαβάστε περισσότερα

ŞİMDİKİ ZAMAN - ΕΝΕΣΤΩΤΑΣ. İmek yardımcı fiili Βοηθητικό ρήμα είμαι

ŞİMDİKİ ZAMAN - ΕΝΕΣΤΩΤΑΣ. İmek yardımcı fiili Βοηθητικό ρήμα είμαι ŞİMDİKİ ZAMAN - ΕΝΕΣΤΩΤΑΣ İmek yardımcı fiili Βοηθητικό ρήμα είμαι Το ρήμα είμαι στον ενεστώτα (σε όλα τα πρόσωπα) είναι κατάληξη και δεν τονίζεται ποτέ. Παράδειγμα με την λέξη doktor (ντοκτόρ) = γιατρός:

Διαβάστε περισσότερα

FEDERATION OF INDUSTRIAL WORKERS UNIONS

FEDERATION OF INDUSTRIAL WORKERS UNIONS ΟΒΕΣ ΟΜΟΣΠΟΝΔΙΑ ΒΙΟΜΗΧΑΝΙΚΩΝ ΕΡΓΑΤΟΥΠΑΛΛΗΛΙΚΩΝ ΣΩΜΑΤΕΙΩΝ ФЕДЕРАЦИЯ НА СЪЮЗИТЕ НА ИНДУСТРИАЛНИТЕ РАБОТНИЦИ И СЛУЖИТЕЛИ FEDERAŢIA GREACĂ A SINDICATELOR LUCRĂTORILOR DIN INDUSTRIE SANAYİ İŞÇİLERİ VE GÖREVLİLERİ

Διαβάστε περισσότερα

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen?

Ταξίδι Γενικά. Γενικά - Τα απαραίτητα. Γενικά - Συνομιλία. Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? - Τα απαραίτητα Μπορείτε να με βοηθήσετε; (Borίte na me voithίsete?) Παράκληση για βοήθεια Μιλάτε αγγλικά; (Miláte agliká?) Ερώτηση σε πρόσωπο αν μιλά αγγλικά Μιλάς _[γλώσσα]_; (Milás _[glóssa]_?) Ερώτηση

Διαβάστε περισσότερα